5007
17.12.2015 galatasaray akhisarspor maçı'nda oynadığı futbolun nesinin beğenilmediğini anlamadım.
bu adam top kaptıracak. herkes buna alışsın. sneijder de top kaptırıyor. çünkü sürekli ikiye bir, dikine oyun deneyen futbolcular bunlar. bıkmadınız mı amk habire yanına oynayan selçuk'tan. dün selçuk oyuna girdiği 10 dakikada top katırmadı mı? saçma sapan şekilde 3 kişinin arasına dalmadı mı ceza sahası içerisinde topla. yasin? yasin benim saydığım en az 10 pozisyon ezmedi mi? emre için kullanılan doymuş, ruhsuz gibi ifadeler gerçekten haksızlık. zira dün galatasaray iyi pres yaptı. bu iyi presin bir bileşeni de emre çolak'dı. her pozisyonda topa koştu, kısa fakat top kapmaya yönelik deparlarla rakibi hataya zorladı, imkan olduğu her an vücudunu kullandı, bazen bir hatta birden fazla hamleli müdahaleler yaptı. bazı anlarda galatasaray dün bir çok defa gegenpressing ile karşılık verdi rakibine. ve bu iş de 11 kişiyle olur. defans çizgisini doğru yerde tutan koray'ın da payı vardı, sürekli rakibin üzerine koşan rodriguez, emre, sinan, yasin ve umut'un da.
ikinci devre oyundan düştüğünü gören denizli de emre'yi çıkardı. sene boyunca kenarda oturan oyunculardan 60-70 dakikalık performanslar almak doğal. aynı düşüşü sinan gümüş de yaşadı. maça çok istekli başlamasına rağmen sonlara doğru tamamen etkisiz hale geldi. bunda sanıyorum yorulan kasların top kontrolünü zayıflatması yüzünden bizzat oyuncunun kendi insiyatifiyle daha çok defansif görevlerine odaklanmasının etkisi büyüktü. ama bunun için hamza hoca'nın yüklediği kondisyonu suçlayın. oyuncuları değil. çünkü onlar güçleri bitene kadar koştular. ha bir de şanssız bir gol yedik. o golü yemesek belki ilk yarıdaki oyunu 70-75'e kadar devam edip farkı açardık. rakibin oyuna ortak olma çabasında o golün yarattığı geri dönüş psikolojisinin de etkisi büyüktü.
fakat biz abilerin astana karşısındaki futbolunu da izledik. dün bir şeyler farklıydı. aynı 15/16 sezonu başında real madrid ile oynanan hazırlık maçlarında olduğu gibi. direndik, ısırdık. özellikle ilk yarı skoru yakalayana ve yorulana kadar baya iyiydik. maç içinde hiç baskı yemedik. takım en fazla kendi orta sahasının ön bölgesine kadar çekildi. golü yedik yiyoruz hissini hiç yaşamadık. rakibin maça ortak olma çabasına hep karşılık verdik.
bakın bu futbolda emre çolak'ın payı var. sevmeseniz de var. dün hızlı oynadı. sürekli pas alternatifiydi, tek topla çok defa pres kırdı. defalarca tarık'ı, sinan'ı sıfıra kaçırdı...
üstelik bunu her hatası taraftarca ıslıklanan bir futbolcu olmasına rağmen yaptı. bu adam devamlı oynadığında, kafası rahat olduğunda çok daha iyi performans verir. bu iskelet birbirine alıştığında çok daha iyi performans verir. ufak dokunuşlarla mesela umut yerine podolski'yi, yasin veya sinan yerine sneijder'i ve tabiki kaleye muslera'yı monte ederek balansını tam yakalamış bir takım elde edebiliriz. defansta koray - denayer'i deneyebiliriz.
belki anlık hatalara değil de takımın maç genelinde sahada ne ortaya koyduğuna bakma vakti geldi. zira yasin de çok hata yaptı. girdikten sonra sneijder de.
ama emre dün üretkendi ve iyiydi. ben maçı ikinci defa izledim. ikincide özellikle emre'yi izledim. acaba yanlış mı yorumladım diye. bu çocuğu desteklemek galatasaray'ın yararına. dün özellikle ilk yarıda oynadığımız hızlı, üretken ve sert futbolda bir orta saha elemanı olarak emre'nin payı nasıl olmaz bana saçma geliyor. ulen maç başına 100 km koşu mesafesi olmayan takım dün gegenpressing bile yaptı kimi periyodlarda. bu iş 11 kişiyle oluyor. bir kişi aksadımı gegenpressing sıçar. mesela defans çizgimiz çok iyiydi. koray'ın bunu iyi ayarladığını daha önce de çok maçta gördüm. dün de iyi yaptı. ha sürekli oynarsa arada hata yapar ama bu iş tecrübeyle yürüyor. o hataları yapacak ki sonunda hata yapmasın. bence mutlaka oynamalı. emre ve rodriguez müthiş uyumlu. çünkü futbol dilleri aynı. pas alışverişleri, pres anlayışları. zaten sahaya yansıdı. bilal de bu futbola katıldı. biri aksasa gegenpressing yapamazsınız. baskınız kırılır pres yapan bloğunuz topun arkasında kalır, defans çizginiz rakiple karşı karşıya atak yer ve hata yapar. eleştirmeden önce dünkü oyunun geneline bakmak, bunları da değerlendirmek lazım.
bu adam top kaptıracak. herkes buna alışsın. sneijder de top kaptırıyor. çünkü sürekli ikiye bir, dikine oyun deneyen futbolcular bunlar. bıkmadınız mı amk habire yanına oynayan selçuk'tan. dün selçuk oyuna girdiği 10 dakikada top katırmadı mı? saçma sapan şekilde 3 kişinin arasına dalmadı mı ceza sahası içerisinde topla. yasin? yasin benim saydığım en az 10 pozisyon ezmedi mi? emre için kullanılan doymuş, ruhsuz gibi ifadeler gerçekten haksızlık. zira dün galatasaray iyi pres yaptı. bu iyi presin bir bileşeni de emre çolak'dı. her pozisyonda topa koştu, kısa fakat top kapmaya yönelik deparlarla rakibi hataya zorladı, imkan olduğu her an vücudunu kullandı, bazen bir hatta birden fazla hamleli müdahaleler yaptı. bazı anlarda galatasaray dün bir çok defa gegenpressing ile karşılık verdi rakibine. ve bu iş de 11 kişiyle olur. defans çizgisini doğru yerde tutan koray'ın da payı vardı, sürekli rakibin üzerine koşan rodriguez, emre, sinan, yasin ve umut'un da.
ikinci devre oyundan düştüğünü gören denizli de emre'yi çıkardı. sene boyunca kenarda oturan oyunculardan 60-70 dakikalık performanslar almak doğal. aynı düşüşü sinan gümüş de yaşadı. maça çok istekli başlamasına rağmen sonlara doğru tamamen etkisiz hale geldi. bunda sanıyorum yorulan kasların top kontrolünü zayıflatması yüzünden bizzat oyuncunun kendi insiyatifiyle daha çok defansif görevlerine odaklanmasının etkisi büyüktü. ama bunun için hamza hoca'nın yüklediği kondisyonu suçlayın. oyuncuları değil. çünkü onlar güçleri bitene kadar koştular. ha bir de şanssız bir gol yedik. o golü yemesek belki ilk yarıdaki oyunu 70-75'e kadar devam edip farkı açardık. rakibin oyuna ortak olma çabasında o golün yarattığı geri dönüş psikolojisinin de etkisi büyüktü.
fakat biz abilerin astana karşısındaki futbolunu da izledik. dün bir şeyler farklıydı. aynı 15/16 sezonu başında real madrid ile oynanan hazırlık maçlarında olduğu gibi. direndik, ısırdık. özellikle ilk yarı skoru yakalayana ve yorulana kadar baya iyiydik. maç içinde hiç baskı yemedik. takım en fazla kendi orta sahasının ön bölgesine kadar çekildi. golü yedik yiyoruz hissini hiç yaşamadık. rakibin maça ortak olma çabasına hep karşılık verdik.
bakın bu futbolda emre çolak'ın payı var. sevmeseniz de var. dün hızlı oynadı. sürekli pas alternatifiydi, tek topla çok defa pres kırdı. defalarca tarık'ı, sinan'ı sıfıra kaçırdı...
üstelik bunu her hatası taraftarca ıslıklanan bir futbolcu olmasına rağmen yaptı. bu adam devamlı oynadığında, kafası rahat olduğunda çok daha iyi performans verir. bu iskelet birbirine alıştığında çok daha iyi performans verir. ufak dokunuşlarla mesela umut yerine podolski'yi, yasin veya sinan yerine sneijder'i ve tabiki kaleye muslera'yı monte ederek balansını tam yakalamış bir takım elde edebiliriz. defansta koray - denayer'i deneyebiliriz.
belki anlık hatalara değil de takımın maç genelinde sahada ne ortaya koyduğuna bakma vakti geldi. zira yasin de çok hata yaptı. girdikten sonra sneijder de.
ama emre dün üretkendi ve iyiydi. ben maçı ikinci defa izledim. ikincide özellikle emre'yi izledim. acaba yanlış mı yorumladım diye. bu çocuğu desteklemek galatasaray'ın yararına. dün özellikle ilk yarıda oynadığımız hızlı, üretken ve sert futbolda bir orta saha elemanı olarak emre'nin payı nasıl olmaz bana saçma geliyor. ulen maç başına 100 km koşu mesafesi olmayan takım dün gegenpressing bile yaptı kimi periyodlarda. bu iş 11 kişiyle oluyor. bir kişi aksadımı gegenpressing sıçar. mesela defans çizgimiz çok iyiydi. koray'ın bunu iyi ayarladığını daha önce de çok maçta gördüm. dün de iyi yaptı. ha sürekli oynarsa arada hata yapar ama bu iş tecrübeyle yürüyor. o hataları yapacak ki sonunda hata yapmasın. bence mutlaka oynamalı. emre ve rodriguez müthiş uyumlu. çünkü futbol dilleri aynı. pas alışverişleri, pres anlayışları. zaten sahaya yansıdı. bilal de bu futbola katıldı. biri aksasa gegenpressing yapamazsınız. baskınız kırılır pres yapan bloğunuz topun arkasında kalır, defans çizginiz rakiple karşı karşıya atak yer ve hata yapar. eleştirmeden önce dünkü oyunun geneline bakmak, bunları da değerlendirmek lazım.