10336
şu küfür hususunda söyleyeceklerim var. kendi safımdan birini kullanmak istiyorum ki iyi niyetimden kendim şüphe etmeyeyim.
öncelikle şu ırkçılık hususunda bir şeyler demem gerekiyor.
ben bu olayı çok sonra sözlükten babamdan falan öğrendim. o kadar gözüme çarpmamış. biraz kopuğum anlayacağınız. iddia zannediyorum sniejder'in "fucking turkish mentality" demesi ve bunun ırkçılık olarak nitelendirilmesi.
öncelikle insanlar bu ırkçılık kavramını o kadar küçümsüyorlar ki. bu sözlükte kaç kişiyi şikayet ettim kafasına göre birine ırkçı dediği için.
1.'si birine dalga geçmek, suçlamak vs için lakap takmak zaten suç. ama "ırkçı" demek çok büyük sorumluluk ister. ırkçılık şu an dünyada kabul görmüş en aşağılık suçlardan biri. siz birisine ırkçı diyorsanız sağlam dayanaklarınız olması lazım. birine ırkçı diyor ve altını dolduramıyorsanız suçunuz büyük. ırkçılık kadar büyük. şimdi nerede bu savcılar. bu iddiaya göre elimizde ya bir "ırkçı" var ya da birine "ağır" bir "iftira" atan suçlu var. iki kişiden birinin cezalandırılması gerekir. medeni bir ülkede bir podolski'nin tekme olayı bir de bu öyle 2 dakika konuşulacak bir hadise olmaz. ama biz çok yetenekli bir güreşçi olduğu için kayaalp'i, yani ırkçı bir sporcuyu göklere çıkartıyoruz. dünyanın medeni yerlerindeki benzer haberlere bakın. ırkçı olduğu için ayrı, hem sporcu hem de ırkçı olduğu için ayrı yerin dibine sokulması gereken bu ahlaksız herifi biz ırkçılığı yüceltme uğruna başımızın üstüne koyuyoruz.
https://eksisozluk.com/riza-kayaalp--1936311?p=48
şu sayfaya bakın ve ülke olarak ne kadar iki yüzlü olmaya başladığımızı görün. babam bir gün "bu adam ırkçı değil, eğitimsiz." demişti. "bu onun suçu değil." demişti. bu benim de sorunum değil. eğitimsiz, görgüsüz, terbiyesiz olabilirsiniz ama kötü insan olamazsınız. gerekirse bir rıza'yı yerim ama bir nesli kurtarırım. bir nesle ne kadar kuvvetli, ne kadar büyük, ne kadar şöhretli ve ya potansiyelli olmanızın bir önemi yok... insanlığın kalın çizgilerini geçerseniz bunların hepsini unutur cezanızı keserim derim.
https://youtu.be/ekxIS_MHRWg?t=43
ama biz türkiye'nin en çok izlendiğini iddia ettiği spor programında özür bile dilemeyen bu "ırkçıyı" göklere çıkardık. oysa her şampiyonluğunda "ırkçı, türk bayrağını utandırıyor" diye haber yapmamız gerekirken.
"fucking turkish mentality" tamlamasına gelirsek ingilizce bilgimi baz alarak bir yorum yapmam gerekiyorsa bu sniejder'in türk hakemlerini argo bir üslup ile eleştirisidir derim. motomot çevirelim hadi. "siktiğimin türk mantelitesi" veya "lanet olası türk mantelitesi" olabiliyor. biraz da konuya göre daha iyi bir çeviri yapmaya çalışırsak aslında karşımıza "siktiğimin türk hakemleri" veya "lanet türk hakemleri" gibi iki benzer sinir motivasyonuyla çıkmış ama sertlik olarak farklı cümleler geliyor. bu yüzden bu cümleyi değerlendirirken motomot çeviremeyiz. bunu ingilizce üzerinden değerlendirmemiz gerekiyor. bu noktada karşımıza çıkan şey pis bir argo. ingilizce'de fucking ile fuck arasında fark var. biri anlatımı güçlendirme amacıyla kullanılan bir kelimeyken diğeri direkt küfür. hoş mu, değil. bu değerlendirmeye devam etmeyeceğim. zira tartışılabilinir bir değerlendirme var. ama birazdan yapacağım değerlendirmeye paralel olduğundan burada kesiyorum. zira benim amacım sniejder'i haklı ve ya haksız bulmak değil. ben bir uygulamaya dikkat çekmek istiyorum.
yazının bu kısmına kadar asıl amacıma yaklaşamadım bile. ırkçılık falan derken konu uzadı.
şimdi ben söz konusu video'yu izlediğimde sniejder'in "fuck off" dediğini zannettim. bu işlerin uzmanları var onlar çok net söylerler. ama benim tahminim bu ve bunu doğru kabul ederek bir konuya parmak basmak isterim.
türkiye'de, sağalarda "fuck off" demek suç mudur, değil midir? yakın geçmişe bakarsak şu anki konjonktürde suç. ama söz konusu maçta hakem bunu fark etmiyor. ki her şeyi hakeme yıkma taraftarı değilim. 22 tane egonun ortasında bunların üzerine kulübeleri ve canlı 25.000 kişinin yanında izleyen en azından 100.000'lerce kişi mevcut. sizin hatanızı en az 1 hafta konuşabilecek bir ortam var. her şeye tabi ki hakim olamaz hakemler...
işte bu noktada devreye kameralar giriyor. şu dakikada türkiye'de sağada birisinin topuğuna bilerek taban basmak, "fuck off" demek, "sikmişim sorry'sini" demek, kendini ataraktan penaltı almak, hakemi kandırmak ve bilimum şey yasak. sahada bunların hepsinin cezası var. hakem de hata yapıp bunları fark etmeyebilir. tıpkı içeri giren topu fark edemeyeceği gibi. bunların hepsi gereği yapıldığında ve ya yapılmadığında oyunu etkileyebilecek şeyler. bu yüzden bunlara maçtan sonra müdahale olmaması gerektiği söyleniyor ancak başta verdiğim örnekler aynı zamanda fair play dışı hareketler. önerime, hakemin vermediği golü maçtan sonra izleyip geçerli sayılması da gerekir diyerek karşı çıkanlar olabilir. ama hakemin vermediği gol, görmediği faul ve yanlış değerlendirdiği kart oyunla ilgili. verdiğim örnekler ise fair play ile ilgili.
benim önerim şu. bu tarz hakemin sezemediği ama bizim sezebildiğimiz yanlışlarda maçtan sonra görüntüler üzerinden ceza verilsin. versinler sneijder'e 3 maç cezayı. veya verselerdi kweuke'ye kendini yere attığında. ama bunu o kadar ciddi ve güvenilir yapsınlar ki biz sisteme kızmayalım, biz saflarımıza geçip herkes kötü biz iyiyiz demeyelim, biz... biz bu yanlışları yapanlara kızalım.
sahada her şey çok yüksek. adrenalin, heyecan her şey çok yüksek. insanlar hatalar yaparlar. bazı hatalar hariç diğer hatalar ceza ile unutulur ve affedilir. biz yine sneijder'i çok severiz kimse merak etmesin. ama sneijder biraz daha dikkatli olur. ve ya bariz kendinden top taca çıkarken adam elini kaldırmaz boş yere.
öncelikle şu ırkçılık hususunda bir şeyler demem gerekiyor.
ben bu olayı çok sonra sözlükten babamdan falan öğrendim. o kadar gözüme çarpmamış. biraz kopuğum anlayacağınız. iddia zannediyorum sniejder'in "fucking turkish mentality" demesi ve bunun ırkçılık olarak nitelendirilmesi.
öncelikle insanlar bu ırkçılık kavramını o kadar küçümsüyorlar ki. bu sözlükte kaç kişiyi şikayet ettim kafasına göre birine ırkçı dediği için.
1.'si birine dalga geçmek, suçlamak vs için lakap takmak zaten suç. ama "ırkçı" demek çok büyük sorumluluk ister. ırkçılık şu an dünyada kabul görmüş en aşağılık suçlardan biri. siz birisine ırkçı diyorsanız sağlam dayanaklarınız olması lazım. birine ırkçı diyor ve altını dolduramıyorsanız suçunuz büyük. ırkçılık kadar büyük. şimdi nerede bu savcılar. bu iddiaya göre elimizde ya bir "ırkçı" var ya da birine "ağır" bir "iftira" atan suçlu var. iki kişiden birinin cezalandırılması gerekir. medeni bir ülkede bir podolski'nin tekme olayı bir de bu öyle 2 dakika konuşulacak bir hadise olmaz. ama biz çok yetenekli bir güreşçi olduğu için kayaalp'i, yani ırkçı bir sporcuyu göklere çıkartıyoruz. dünyanın medeni yerlerindeki benzer haberlere bakın. ırkçı olduğu için ayrı, hem sporcu hem de ırkçı olduğu için ayrı yerin dibine sokulması gereken bu ahlaksız herifi biz ırkçılığı yüceltme uğruna başımızın üstüne koyuyoruz.
https://eksisozluk.com/riza-kayaalp--1936311?p=48
şu sayfaya bakın ve ülke olarak ne kadar iki yüzlü olmaya başladığımızı görün. babam bir gün "bu adam ırkçı değil, eğitimsiz." demişti. "bu onun suçu değil." demişti. bu benim de sorunum değil. eğitimsiz, görgüsüz, terbiyesiz olabilirsiniz ama kötü insan olamazsınız. gerekirse bir rıza'yı yerim ama bir nesli kurtarırım. bir nesle ne kadar kuvvetli, ne kadar büyük, ne kadar şöhretli ve ya potansiyelli olmanızın bir önemi yok... insanlığın kalın çizgilerini geçerseniz bunların hepsini unutur cezanızı keserim derim.
https://youtu.be/ekxIS_MHRWg?t=43
ama biz türkiye'nin en çok izlendiğini iddia ettiği spor programında özür bile dilemeyen bu "ırkçıyı" göklere çıkardık. oysa her şampiyonluğunda "ırkçı, türk bayrağını utandırıyor" diye haber yapmamız gerekirken.
"fucking turkish mentality" tamlamasına gelirsek ingilizce bilgimi baz alarak bir yorum yapmam gerekiyorsa bu sniejder'in türk hakemlerini argo bir üslup ile eleştirisidir derim. motomot çevirelim hadi. "siktiğimin türk mantelitesi" veya "lanet olası türk mantelitesi" olabiliyor. biraz da konuya göre daha iyi bir çeviri yapmaya çalışırsak aslında karşımıza "siktiğimin türk hakemleri" veya "lanet türk hakemleri" gibi iki benzer sinir motivasyonuyla çıkmış ama sertlik olarak farklı cümleler geliyor. bu yüzden bu cümleyi değerlendirirken motomot çeviremeyiz. bunu ingilizce üzerinden değerlendirmemiz gerekiyor. bu noktada karşımıza çıkan şey pis bir argo. ingilizce'de fucking ile fuck arasında fark var. biri anlatımı güçlendirme amacıyla kullanılan bir kelimeyken diğeri direkt küfür. hoş mu, değil. bu değerlendirmeye devam etmeyeceğim. zira tartışılabilinir bir değerlendirme var. ama birazdan yapacağım değerlendirmeye paralel olduğundan burada kesiyorum. zira benim amacım sniejder'i haklı ve ya haksız bulmak değil. ben bir uygulamaya dikkat çekmek istiyorum.
yazının bu kısmına kadar asıl amacıma yaklaşamadım bile. ırkçılık falan derken konu uzadı.
şimdi ben söz konusu video'yu izlediğimde sniejder'in "fuck off" dediğini zannettim. bu işlerin uzmanları var onlar çok net söylerler. ama benim tahminim bu ve bunu doğru kabul ederek bir konuya parmak basmak isterim.
türkiye'de, sağalarda "fuck off" demek suç mudur, değil midir? yakın geçmişe bakarsak şu anki konjonktürde suç. ama söz konusu maçta hakem bunu fark etmiyor. ki her şeyi hakeme yıkma taraftarı değilim. 22 tane egonun ortasında bunların üzerine kulübeleri ve canlı 25.000 kişinin yanında izleyen en azından 100.000'lerce kişi mevcut. sizin hatanızı en az 1 hafta konuşabilecek bir ortam var. her şeye tabi ki hakim olamaz hakemler...
işte bu noktada devreye kameralar giriyor. şu dakikada türkiye'de sağada birisinin topuğuna bilerek taban basmak, "fuck off" demek, "sikmişim sorry'sini" demek, kendini ataraktan penaltı almak, hakemi kandırmak ve bilimum şey yasak. sahada bunların hepsinin cezası var. hakem de hata yapıp bunları fark etmeyebilir. tıpkı içeri giren topu fark edemeyeceği gibi. bunların hepsi gereği yapıldığında ve ya yapılmadığında oyunu etkileyebilecek şeyler. bu yüzden bunlara maçtan sonra müdahale olmaması gerektiği söyleniyor ancak başta verdiğim örnekler aynı zamanda fair play dışı hareketler. önerime, hakemin vermediği golü maçtan sonra izleyip geçerli sayılması da gerekir diyerek karşı çıkanlar olabilir. ama hakemin vermediği gol, görmediği faul ve yanlış değerlendirdiği kart oyunla ilgili. verdiğim örnekler ise fair play ile ilgili.
benim önerim şu. bu tarz hakemin sezemediği ama bizim sezebildiğimiz yanlışlarda maçtan sonra görüntüler üzerinden ceza verilsin. versinler sneijder'e 3 maç cezayı. veya verselerdi kweuke'ye kendini yere attığında. ama bunu o kadar ciddi ve güvenilir yapsınlar ki biz sisteme kızmayalım, biz saflarımıza geçip herkes kötü biz iyiyiz demeyelim, biz... biz bu yanlışları yapanlara kızalım.
sahada her şey çok yüksek. adrenalin, heyecan her şey çok yüksek. insanlar hatalar yaparlar. bazı hatalar hariç diğer hatalar ceza ile unutulur ve affedilir. biz yine sneijder'i çok severiz kimse merak etmesin. ama sneijder biraz daha dikkatli olur. ve ya bariz kendinden top taca çıkarken adam elini kaldırmaz boş yere.