1890
abdul kader keita ve felipe melo'dan sonra (drogba'yı dahil etmiyorum, o farklı bir dünya) galatasarayda oynayan en kuvvetli futbolcudur. o faul çalınan pozisyonda rakibi kesinlikle itmedi sadece vücudunu öne atmak amacıyla omuzunu kullandı ve adam duvara çarpar gibi düştü, gerçekten sarsıldı yani bursalı futbolcu, kandırmaya yönelik bir hareket değildi. hakemde faul verdi. çok sprinter bir futbolcu değil ama vücudunu rakiple topun arasına koyduğu an o topu kaybetme imkanı çok az inanılmaz kuvvetli. yürüyüşünü ve koşu stilini milan baros'a çok benzetiyorum, baros'un tank hali, hatırlarsanız baros da bir ara sağ açıkta oynuyordu bizde.
hazır podolski'den konu açılmışken, dün golden sonra bağırarak "bütün dünya almanın d**nı yesin!" diye bağırdım ve arka sıramda bulunan hanımefendi bana "aaa terbiyesiz" şeklinde bir ithamda bulundu. maç içinde bazen kendimizi kaybediyoruz özellikle tribünde, olur da o hanımefendi bu sözlükte yazar filan olur, bu yazıyı okur kendisinden özür diliyorum, orada utandığımdan özür dilemeye yüzüm pek olmadı. oluyor yani böyle şeyler çok şey yapmamak lazım.
hazır podolski'den konu açılmışken, dün golden sonra bağırarak "bütün dünya almanın d**nı yesin!" diye bağırdım ve arka sıramda bulunan hanımefendi bana "aaa terbiyesiz" şeklinde bir ithamda bulundu. maç içinde bazen kendimizi kaybediyoruz özellikle tribünde, olur da o hanımefendi bu sözlükte yazar filan olur, bu yazıyı okur kendisinden özür diliyorum, orada utandığımdan özür dilemeye yüzüm pek olmadı. oluyor yani böyle şeyler çok şey yapmamak lazım.