6994
öyle bir dönemde geldi ki kimsenin kendisinden bir beklentisi yoktu. ne şampiyonluk ne kupa. o rahatlığın getirisiyle ilk maçlarda hücum futbolunu tercih etti. hatta ligdeki ilk maçında akhisar maçında burak ve bruma'dan inanılmaz yararlanmış ve gelecek için olumlu sinyaller vermişti.
bir kaç maç kazandıktan sonra şampiyonluk potasında buldu kendisini. babacan tavrı, orta yaş için gayet fit bir vücut ve el yüz düzgünlüğünden taraftar da sevdi kendisini. her maça şık giyimiyle iyi bir imaj oluşturdu. maçlardan sonra bir elini kalbine koyup taraftarları selamlayarak da tüm taraftarlara ateş etti resmen, ben de sizden biriyim diye. ancak kritik maçlar yaklaşınca ne yapacağını, nasıl kadro kuracağını ve hangi taktiği belirleyeceğini şaşırdı. küçük takımla küçük takım için büyük maçlar oynamış ve oldukça başarılı da olmuştu ancak büyük takımı ilk defa yönetiyordu ve bu yolda, kendisine en çok destek veren yerli oyunculardan maksimum verim almaya çalıştı. bu verimi de aldı, yalan olmasın. son maçlarda tanrının da yardımıyla gol yemeden güzel seriler elde etti ancak taraftar ha bu hafta ha haftaya patlıcaz diye korkuyorum diyerek gitti işine, okuluna.
halbuki ben o dönem hatalar yapsa da, maçlardan sonra çıkıp o hatalarını kabul edip dersler çıkaracağız demesine inanmıştım. ta ki transfer sezonuna kadar.
bir transfer sezonunda takımın en kritik isimleri bir anda gönderilme haberleriyle taraftar şoka uğradı. halbuki bu kadro sadece nokta santrafor ve bi sağ bek transferiyle bile yine şampiyonluğun en büyük favorisi olabilecekken risk oynadı. emre utkucan'ın hediyeleri olmasa, ligin başında gönderdiği melo ve telles'in boşluklarını da dolduramayacak ve büyük bir fiyasko yaşatacaktı. ne var ki son 4 yılın 3'ünü şampiyon olarak kapatmış ve son 3 yıl şampiyonlar ligi görmüş tecrübeli ayaklar bu duruma dur dedi ve yaraya merhem sürdüler bir kaç seri galibiyetlerle.
sabri, olcan, umut ve zamanında olmayan sneijder sözleşmeleri, transferdeki ciddiyetsizlik, oyuncu değiştirirken yaptığı tercih hataları,şampiyonlar liginde astana beraberliği, içerde osmanlı mağlubiyeti ve mersin beraberliği bence kendisinin sonunu getiren maçlar oldu. taraftar kendisine zaten inanmıyordu, transfer dönemindeki oyalama taktiğinden dolayı, üzerine de yönetimin desteğini kaybedince bir anda ortaya düştü.
ne diyelim,
yaşattığın 3 kupa sevinci için teşekkürler,
kısa vadede kazandırdığın uzun vadede kaybettirdiklerin için de sitemler.
bir kaç maç kazandıktan sonra şampiyonluk potasında buldu kendisini. babacan tavrı, orta yaş için gayet fit bir vücut ve el yüz düzgünlüğünden taraftar da sevdi kendisini. her maça şık giyimiyle iyi bir imaj oluşturdu. maçlardan sonra bir elini kalbine koyup taraftarları selamlayarak da tüm taraftarlara ateş etti resmen, ben de sizden biriyim diye. ancak kritik maçlar yaklaşınca ne yapacağını, nasıl kadro kuracağını ve hangi taktiği belirleyeceğini şaşırdı. küçük takımla küçük takım için büyük maçlar oynamış ve oldukça başarılı da olmuştu ancak büyük takımı ilk defa yönetiyordu ve bu yolda, kendisine en çok destek veren yerli oyunculardan maksimum verim almaya çalıştı. bu verimi de aldı, yalan olmasın. son maçlarda tanrının da yardımıyla gol yemeden güzel seriler elde etti ancak taraftar ha bu hafta ha haftaya patlıcaz diye korkuyorum diyerek gitti işine, okuluna.
halbuki ben o dönem hatalar yapsa da, maçlardan sonra çıkıp o hatalarını kabul edip dersler çıkaracağız demesine inanmıştım. ta ki transfer sezonuna kadar.
bir transfer sezonunda takımın en kritik isimleri bir anda gönderilme haberleriyle taraftar şoka uğradı. halbuki bu kadro sadece nokta santrafor ve bi sağ bek transferiyle bile yine şampiyonluğun en büyük favorisi olabilecekken risk oynadı. emre utkucan'ın hediyeleri olmasa, ligin başında gönderdiği melo ve telles'in boşluklarını da dolduramayacak ve büyük bir fiyasko yaşatacaktı. ne var ki son 4 yılın 3'ünü şampiyon olarak kapatmış ve son 3 yıl şampiyonlar ligi görmüş tecrübeli ayaklar bu duruma dur dedi ve yaraya merhem sürdüler bir kaç seri galibiyetlerle.
sabri, olcan, umut ve zamanında olmayan sneijder sözleşmeleri, transferdeki ciddiyetsizlik, oyuncu değiştirirken yaptığı tercih hataları,şampiyonlar liginde astana beraberliği, içerde osmanlı mağlubiyeti ve mersin beraberliği bence kendisinin sonunu getiren maçlar oldu. taraftar kendisine zaten inanmıyordu, transfer dönemindeki oyalama taktiğinden dolayı, üzerine de yönetimin desteğini kaybedince bir anda ortaya düştü.
ne diyelim,
yaşattığın 3 kupa sevinci için teşekkürler,
kısa vadede kazandırdığın uzun vadede kaybettirdiklerin için de sitemler.