6620
günümüz galatasaray taraftarının yine yeniden iftiralar attığı, hakaretler ettiği, suçlamalar yaptığı teknik direktörümüz. beni belki biraz tanımışsınızdır. öyle her gün 15-20 entry giren birisi değilim. genelde yazılanları okur, gülerim. ve genelde işin saha içindeki kısmıyla, yıllardır izleyip yazdığım futbol kısmıyla, analiz kısmıyla ilgilenirim. futbolcuların performanslarıyla da doğrudan alakalı olduğum için elbette bu iş bir yerde futbolcuların aldığı paraya ve takımın mali durumuna geliyor ve o konulardaki fikirlerimi de ara sıra yazıyorum. lakin buraya her allah'ın günü öyle şeyler yazıyorsunuz ki girdap gibi insanı içine çekiyor ve "bu da söylenir mi be arkadaş, dur bakayım bir iki paragraf yazayım şuraya" diyorum. hamza hamzaoğlu hakkında 1 yılda neredeyse 7000 entry girilmiş. burada insanlar bu kadar eleştiriyor diye elbette hamza hamzaoğlu sorgulanmalı. ancak insan önce kendini sorgulamalı "ben neler söylüyorum?" diye. hamza hamzaoğlu'nu çeşitli sebeplerden ötürü eleştirdiğimi tercihlerini beğenmediğimi birçok kez yazmıştım. takip eden varsa hatırlar. ancak sizin yazdıklarınız çok farklı boyutlarda.
bir bakalım. "burak ve umut'u oynatıp maç başı ücretlerini almasını sağladı, kendisi de bundan komisyon alıyor. kendi evlatları (şu kelime üzerinden de iyi yürüdünüz ya neyse) üzülmesinden diye yerlerine futbolcu aldırtmadı." bir gazete haber yaptı. birisi özet geçti, kulaktan kulağa oynar gibi dilden dile yalan yanlış aktarıldı ve sorgulamadan inanıldı. halbuki adam her sorulduğunda "hücum oyuncusu bakıyoruz" dedi. yetmedi, isim bile verdi. huntelaar'a "olabilir, hayır demeyeceğimiz bir oyuncu" dedi. mario gomez'e "sorduk 9 milyon dediler" dedi. sighorsson'u "ah keşke alabilseydik" dedi. bunları kamera karşına geçip kendi sesiyle mikrofona canlı canlı söyledi. eh adam türkçe konuştuğu için çevirmen hatası falan da yok. hamza hamzaoğlu bunları kanlı canlı söylerken, rusya'nın kirli oyunlarını bile deşifre etmekte zorlanmayan galatasaray taraftarı, hamza hamzaoğlu'nun florya'daki odasına yerleştirilmiş dinleme cihazı sayesinde öğrenilip yapılan ve adeta über bir habercilik örneği olan "burak üzülmesin diye forvet transferi yapmayacağız" haberine doğru mudur diye bile düşünmeden inandı. çünkü bizim işimiz bu. hangi haber işimize geliyorsa hangi haber bizim düşüncemizi haklı çıkarıp egomuzu tatmin ediyorsa ona inanırız. o haberi yazan her kimse şimdiye kadar keyiften sigarayı bırakmış ve çeşit çeşit puro içiyordur ya haberiniz olsun.
"yerli sevici". herhalde bir türlü anlayamayacağım olay bu. benim kapasitem bu olayı anlamama müsaade etmiyor. daha önce de bir örnek verdim. 2 çeşit bira var. birisi türkiye'de birisi almanya'da üretiliyor. ikisinden de aynı tadı alıyorsunuz. burada yerli birayı almayı seçmek neden yanlış? neden ırkçılık? ne sanıyorsunuz abi? yedek forvette cardozo olsa oyuna yine umut mu girecek sanıyorsunuz? sezon başından beri muslera'dan sonra her maçta oynayan tek futbolcu kim biliyor musunuz? podolski. hem de hocanın basın toplantısında "daha iyi oynaması lazım" diye eleştirdiği podolski en çok oynayan futbolcumuz. valla ne yalan söyleyeyim benim burnuma pis kokular geliyor. bu komisyoncu/ırkçı hoca podolski'yi oynatarak da komisyon alıyor olabilir. zaten medya önünde de bu iş çakozlanmasın diye eleştirdi. nasıl ama?
yahu yazarken ara sıra sırıtmadan duramıyorum. bir teknik direktörün sırf 3-4 futbolcu maç başı parasını alsın diye takımı sabote edip, bu paralardan kendisine pay aldığına inanıyorsanız size tavsiyem daha az film/dizi izlemeniz. koskoca galatasaray'da adam böyle bir işe kalkışacak ve yönetim kurulu ya da mevcut bir başka heyet bunu anlayamayacak öyle mi? he yoksa onlar da mı işin içinde? yoksa, yoksa siz de mi bu işin içindesiniz? tabii ya anlamalıydım. yalandan yere burada "şöyle komisyoncu böyle ırkçı adam" falan yaz ki kimse şüphelenmesin. sonra sabri'nin maç başı parasının %5'ini kap. nasıl bir tezgaha gelmişiz yahu bak şimdi uyandım bu işi.
bu entry'i yazdıktan sonra tony scoot'a mail atıyorum, bir daha komplo filmi falan çekmesin. çekse de türkiye'de gösterilmesin diye yasak getirtsin. bu nedir arkadaş yahu her gün her gün.
saygılar.
bir bakalım. "burak ve umut'u oynatıp maç başı ücretlerini almasını sağladı, kendisi de bundan komisyon alıyor. kendi evlatları (şu kelime üzerinden de iyi yürüdünüz ya neyse) üzülmesinden diye yerlerine futbolcu aldırtmadı." bir gazete haber yaptı. birisi özet geçti, kulaktan kulağa oynar gibi dilden dile yalan yanlış aktarıldı ve sorgulamadan inanıldı. halbuki adam her sorulduğunda "hücum oyuncusu bakıyoruz" dedi. yetmedi, isim bile verdi. huntelaar'a "olabilir, hayır demeyeceğimiz bir oyuncu" dedi. mario gomez'e "sorduk 9 milyon dediler" dedi. sighorsson'u "ah keşke alabilseydik" dedi. bunları kamera karşına geçip kendi sesiyle mikrofona canlı canlı söyledi. eh adam türkçe konuştuğu için çevirmen hatası falan da yok. hamza hamzaoğlu bunları kanlı canlı söylerken, rusya'nın kirli oyunlarını bile deşifre etmekte zorlanmayan galatasaray taraftarı, hamza hamzaoğlu'nun florya'daki odasına yerleştirilmiş dinleme cihazı sayesinde öğrenilip yapılan ve adeta über bir habercilik örneği olan "burak üzülmesin diye forvet transferi yapmayacağız" haberine doğru mudur diye bile düşünmeden inandı. çünkü bizim işimiz bu. hangi haber işimize geliyorsa hangi haber bizim düşüncemizi haklı çıkarıp egomuzu tatmin ediyorsa ona inanırız. o haberi yazan her kimse şimdiye kadar keyiften sigarayı bırakmış ve çeşit çeşit puro içiyordur ya haberiniz olsun.
"yerli sevici". herhalde bir türlü anlayamayacağım olay bu. benim kapasitem bu olayı anlamama müsaade etmiyor. daha önce de bir örnek verdim. 2 çeşit bira var. birisi türkiye'de birisi almanya'da üretiliyor. ikisinden de aynı tadı alıyorsunuz. burada yerli birayı almayı seçmek neden yanlış? neden ırkçılık? ne sanıyorsunuz abi? yedek forvette cardozo olsa oyuna yine umut mu girecek sanıyorsunuz? sezon başından beri muslera'dan sonra her maçta oynayan tek futbolcu kim biliyor musunuz? podolski. hem de hocanın basın toplantısında "daha iyi oynaması lazım" diye eleştirdiği podolski en çok oynayan futbolcumuz. valla ne yalan söyleyeyim benim burnuma pis kokular geliyor. bu komisyoncu/ırkçı hoca podolski'yi oynatarak da komisyon alıyor olabilir. zaten medya önünde de bu iş çakozlanmasın diye eleştirdi. nasıl ama?
yahu yazarken ara sıra sırıtmadan duramıyorum. bir teknik direktörün sırf 3-4 futbolcu maç başı parasını alsın diye takımı sabote edip, bu paralardan kendisine pay aldığına inanıyorsanız size tavsiyem daha az film/dizi izlemeniz. koskoca galatasaray'da adam böyle bir işe kalkışacak ve yönetim kurulu ya da mevcut bir başka heyet bunu anlayamayacak öyle mi? he yoksa onlar da mı işin içinde? yoksa, yoksa siz de mi bu işin içindesiniz? tabii ya anlamalıydım. yalandan yere burada "şöyle komisyoncu böyle ırkçı adam" falan yaz ki kimse şüphelenmesin. sonra sabri'nin maç başı parasının %5'ini kap. nasıl bir tezgaha gelmişiz yahu bak şimdi uyandım bu işi.
bu entry'i yazdıktan sonra tony scoot'a mail atıyorum, bir daha komplo filmi falan çekmesin. çekse de türkiye'de gösterilmesin diye yasak getirtsin. bu nedir arkadaş yahu her gün her gün.
saygılar.
