828
gece geyikli iskeleden çıktık yola. 4 kişi pedallıyoruz, ezine'ye yetişmemiz lazım. uzun turun ardından tatilin sonunu otobüsle istanbul'a dönecek şekilde planlamışız.
gece, hava karanlık. yol, feribottan çıkan araçlar tarafından bayağı meşgul ediliyor, bisikletliler olarak biraz da tedirgin, sağdan ilerliyoruz.
turun başında diğer arkadaşların tekerleri patlamış, ben de köy yolunda düşmüş dizimi kötü yarmıştım, yani pek de talihli bir tur olmuyor.
derken arkadaşın arka lastiğine 1 cm kadar bira şişesi kırığı giriyor. arka lastik olduğu için sıkıntılı, daha zahmetli bir tamiratı var. hava da kapalı olduğu için farlarımız kapalıyken zifiri karanlıkta kalıyoruz.
lastiği bir şekilde, far ve telefonların flaşları sayesinde değiştiriyoruz, ancak en erken otobüse binecek arkadaş biletini erteletmek zorunda kalıyor.
geyikli merkeze varıyoruz, bizi ilgilendiren kısım da burada başlıyor. biraz da hatalı şekilde vitesi hep yüksekte kullanırım, bunun da cezasını çektim beldede. sokağın ortasında zincirim koptu.
gece vakti aksilikler art arda geliyordu. daha önce 2 baklayı daha kurban ettiğim için, bu sefer pin düşmediğinden tamir de ederek yapmaya çalıştım. tabi çocuklar, gecenin 10'u olmasına rağmen başımıza toplandı.
sağ olsun bir tanesi vardı, oturduk konuştuk. o da mühendis olmak istiyormuş, bisikleti çok seviyormuş, o da ileride uzun turlara çıkmak istermiş. kendi bisikletini kendi tamir ediyormuş...
zinciri onarırken çocuk hem tutulmasını istediğim kısımları tutuyor, hem de muhabbet ediyordu benimle. sonunda lanet gecenin son arızasını onardık. adını bile sormadığımı sonradan hatırladığım dostuma bir hatıra bırakmak istedim. hangi takımlı olduğunu sordum, gururla "galatasaray" dedi.
turu, yakalı olması nedeniyle 2012-2013 sezonu parçalısıyla geçirmiştim zaman zaman. çantamı kontrol ettim, malesef sıkı sıkıya bağlı bagajdaydı. aklıma boyunluk geldi, hani şu aynı zamanda bandana da olandan. buna da şükür deyip, benden bir hediye olarak kabul etmesini, armaya sevgisini hiçbir zaman kaybetmemesini söyledim. yardımları için çok teşekkür ettim, bastık pedallara...
bunu niye anlattım? moralim bazı sebeplerden çok bozuktu, hem gündem hem de özel sebepler. ama durup dururken bu dostum geldi aklıma, yüzüm güldü biraz olsun. paylaşayım istedim.
yolculuğun bitişine gelirsek; ezine'ye de köy yollarından gittik, bu arada ay kendini gösterdi ve koyun sürülerini koruyan köpeklerin, bizi kovalamak için havaya ateş açanların korkusuyla bu yolculuğu sonlandırdık. bu yıl 2000 km'yi devirdim sayılır, en sarsıcı birkaç on kilometreydi valla.
gece, hava karanlık. yol, feribottan çıkan araçlar tarafından bayağı meşgul ediliyor, bisikletliler olarak biraz da tedirgin, sağdan ilerliyoruz.
turun başında diğer arkadaşların tekerleri patlamış, ben de köy yolunda düşmüş dizimi kötü yarmıştım, yani pek de talihli bir tur olmuyor.
derken arkadaşın arka lastiğine 1 cm kadar bira şişesi kırığı giriyor. arka lastik olduğu için sıkıntılı, daha zahmetli bir tamiratı var. hava da kapalı olduğu için farlarımız kapalıyken zifiri karanlıkta kalıyoruz.
lastiği bir şekilde, far ve telefonların flaşları sayesinde değiştiriyoruz, ancak en erken otobüse binecek arkadaş biletini erteletmek zorunda kalıyor.
geyikli merkeze varıyoruz, bizi ilgilendiren kısım da burada başlıyor. biraz da hatalı şekilde vitesi hep yüksekte kullanırım, bunun da cezasını çektim beldede. sokağın ortasında zincirim koptu.
gece vakti aksilikler art arda geliyordu. daha önce 2 baklayı daha kurban ettiğim için, bu sefer pin düşmediğinden tamir de ederek yapmaya çalıştım. tabi çocuklar, gecenin 10'u olmasına rağmen başımıza toplandı.
sağ olsun bir tanesi vardı, oturduk konuştuk. o da mühendis olmak istiyormuş, bisikleti çok seviyormuş, o da ileride uzun turlara çıkmak istermiş. kendi bisikletini kendi tamir ediyormuş...
zinciri onarırken çocuk hem tutulmasını istediğim kısımları tutuyor, hem de muhabbet ediyordu benimle. sonunda lanet gecenin son arızasını onardık. adını bile sormadığımı sonradan hatırladığım dostuma bir hatıra bırakmak istedim. hangi takımlı olduğunu sordum, gururla "galatasaray" dedi.
turu, yakalı olması nedeniyle 2012-2013 sezonu parçalısıyla geçirmiştim zaman zaman. çantamı kontrol ettim, malesef sıkı sıkıya bağlı bagajdaydı. aklıma boyunluk geldi, hani şu aynı zamanda bandana da olandan. buna da şükür deyip, benden bir hediye olarak kabul etmesini, armaya sevgisini hiçbir zaman kaybetmemesini söyledim. yardımları için çok teşekkür ettim, bastık pedallara...
bunu niye anlattım? moralim bazı sebeplerden çok bozuktu, hem gündem hem de özel sebepler. ama durup dururken bu dostum geldi aklıma, yüzüm güldü biraz olsun. paylaşayım istedim.
yolculuğun bitişine gelirsek; ezine'ye de köy yollarından gittik, bu arada ay kendini gösterdi ve koyun sürülerini koruyan köpeklerin, bizi kovalamak için havaya ateş açanların korkusuyla bu yolculuğu sonlandırdık. bu yıl 2000 km'yi devirdim sayılır, en sarsıcı birkaç on kilometreydi valla.