66
kendisinin gelişimini yaklaşık 3 seneden beri takip ediyorum. kariyer geleceği açısından bakarsak en doğru tespiti mocuishle yapmış, zira alex ferguson'un kaliteli ve işlenebilir kumaşları ne kadar iyi işlediğini tartışmak bile abes.
öte yandan -tamamen kendi düşüncemdir- kendisinin pozisyonunda oynayan ronaldo, neymar, hazard gibi world class seviyede olduğunu veya son dönemde izlediğim, duyduğum hal ve hareketlerinden ötürü bu seviyeye ulaşabileceğini düşünmüyorum. neden?
a) öncelikle kendisine baktığımızda sporting lizbon'dan manu'ya gelen ronaldo'nun daha güçlüsü ama daha durağan, daha az kıvrak ve daha kafasındaki seti oynayanını görüyoruz.
b)kıvraklık konusunda ne yapılabilir tam söylemek mümkün değil. boyu daha uzun olmasına rağmen top ile daha kısa adımlar atabilen ronaldo'nun bu yaptığını yapabilen çok adam yok. öte yandan memphis, genç ronaldo'ya kıyasla fiziksel olarak daha kuvvetli olduğu (hatta şimdiki halinden bile olabilir) için, vücut kütlesi itibariyle ronaldo'dan daha uzun adımlar ile harekete geçiyor ve bu da dar alanda ronaldo kadar rahat çalım atabilmesini engelliyor. özetle oyun stili ronaldo'dan ziyade gareth bale (olmuş hali) ile daha kıyaslanabilir. agility düşük yani ronaldo'ya kıyasla. ha artıları güç ki bu özellikle ronaldo'nun ilk geldiği sene şutunun olmadığı düşünüldüğünde kendisini bir adım öne taşıyor.
b) ronaldo manu'ya geldiğinde winger'dan ziyade wide midfielder, yani 3'lü ofansif orta saha hattında (wr-amc-wl) değil, klasik 4-4-2'nin sağında oynuyordu. memphis ise sol kanatta, ters kanat, ters ayak içeri penetre etme özelliği ile oynuyor. özellikle kendisi kanatta iken (içeriye penetre etmediği durumlarda) topun kendisine gelmesini ve ayağında durmasını bekliyor. bu oynadığı pozisyon ve kuvvetli ayağı dikkate alındığında normal, ancak world class adamlar (hazard, messi, neymar) bu noktada topu tamamen durdurmadığından defansın yerleşmesini 3-5 saniye geciktirebiliyor ki bu da iyi bir winger için gol veya asist demek. kendisi bi top gelsin, bi duralım bakalım neler yapıyoruz kıvamında oynuyor ama çoğu zaman yukarıda söylediğim gibi dar alandan içeri penetre edecek bir yapıya sahip olmadığından kendisine gelen top ya içeri doğru orta ya da zorlama bir şut olarak bitiyor. ya ne olacaktı yarram? diyenler için ronaldo da bu daha çok orta idi, şutu olmadığını bilen ronaldo bu noktada "bari atağı ben bitirmeyeyim" mantığı ile orta yapıyordu.
c) inanılmaz oldum havasında. aslında kendisi ile ilgili en büyük sıkıntım bu. çoğu yerde sözlü olarak ve yazdığım sözlüklerde defalarca dile getirdiğim gibi benim için en kötü topçu yeteneğine ihanet eden topçudur. yeteneğine ihanet etmenin ilk adımı daha 20-23 yaş arasında "ben oldum" demek ve bunu gerek saha içi çalışkanlık ve tavrına, gerek ise saha dışı hayatına yansıtmaktır. kendisinde psv döneminde (belki takımın yükünü çektiği için o havası olabilir ama hollanda liginde gol atamayanı dövüyorlar) bu hava vardı, zira takım genç ve kendisi kilit adamdı ancak an itibariyle man utd ve premier lig için ne üst düzey, ne de ben oldum diyebilecek bir adamdır. işte fergie, bu ibnelerin (yeteneğine ihanet etme potansiyeli olan insanların) burnunu sürtmeyi bildiğinden süper hoca idi. van gaal iyi hoca olabilir ancak geçmiş dönemlerine bakıldığında, özellikle hollandalı oyunculara diğer oyunculara davrandığından daha ılımlı davranan bir adam. hem transfer etmek hem de eksikleri nedeniyle eleştirme ve cezalandırma konusunda hamza hamzaoğlu'nun hollanda şubesi gibi. depay'ın bu oldum havası ile van gaal'in geçmiş dönemlerden beri sorguladığım tavrı birleşince kendisini 2 tık (world class seviyesinin 2 tık altındadır) yukarı çıkarıp çıkaramayacağından emin değilim.
hollanda'nın elenmesini kendisine bağlamamak lazım, takımda üst düzey çok sayıda oyuncu var ve üst düzey oynadıkları halde çağrılmayan da çok adam var. burada bir suçlu varsa bu blind başgandır.
öte yandan -tamamen kendi düşüncemdir- kendisinin pozisyonunda oynayan ronaldo, neymar, hazard gibi world class seviyede olduğunu veya son dönemde izlediğim, duyduğum hal ve hareketlerinden ötürü bu seviyeye ulaşabileceğini düşünmüyorum. neden?
a) öncelikle kendisine baktığımızda sporting lizbon'dan manu'ya gelen ronaldo'nun daha güçlüsü ama daha durağan, daha az kıvrak ve daha kafasındaki seti oynayanını görüyoruz.
b)kıvraklık konusunda ne yapılabilir tam söylemek mümkün değil. boyu daha uzun olmasına rağmen top ile daha kısa adımlar atabilen ronaldo'nun bu yaptığını yapabilen çok adam yok. öte yandan memphis, genç ronaldo'ya kıyasla fiziksel olarak daha kuvvetli olduğu (hatta şimdiki halinden bile olabilir) için, vücut kütlesi itibariyle ronaldo'dan daha uzun adımlar ile harekete geçiyor ve bu da dar alanda ronaldo kadar rahat çalım atabilmesini engelliyor. özetle oyun stili ronaldo'dan ziyade gareth bale (olmuş hali) ile daha kıyaslanabilir. agility düşük yani ronaldo'ya kıyasla. ha artıları güç ki bu özellikle ronaldo'nun ilk geldiği sene şutunun olmadığı düşünüldüğünde kendisini bir adım öne taşıyor.
b) ronaldo manu'ya geldiğinde winger'dan ziyade wide midfielder, yani 3'lü ofansif orta saha hattında (wr-amc-wl) değil, klasik 4-4-2'nin sağında oynuyordu. memphis ise sol kanatta, ters kanat, ters ayak içeri penetre etme özelliği ile oynuyor. özellikle kendisi kanatta iken (içeriye penetre etmediği durumlarda) topun kendisine gelmesini ve ayağında durmasını bekliyor. bu oynadığı pozisyon ve kuvvetli ayağı dikkate alındığında normal, ancak world class adamlar (hazard, messi, neymar) bu noktada topu tamamen durdurmadığından defansın yerleşmesini 3-5 saniye geciktirebiliyor ki bu da iyi bir winger için gol veya asist demek. kendisi bi top gelsin, bi duralım bakalım neler yapıyoruz kıvamında oynuyor ama çoğu zaman yukarıda söylediğim gibi dar alandan içeri penetre edecek bir yapıya sahip olmadığından kendisine gelen top ya içeri doğru orta ya da zorlama bir şut olarak bitiyor. ya ne olacaktı yarram? diyenler için ronaldo da bu daha çok orta idi, şutu olmadığını bilen ronaldo bu noktada "bari atağı ben bitirmeyeyim" mantığı ile orta yapıyordu.
c) inanılmaz oldum havasında. aslında kendisi ile ilgili en büyük sıkıntım bu. çoğu yerde sözlü olarak ve yazdığım sözlüklerde defalarca dile getirdiğim gibi benim için en kötü topçu yeteneğine ihanet eden topçudur. yeteneğine ihanet etmenin ilk adımı daha 20-23 yaş arasında "ben oldum" demek ve bunu gerek saha içi çalışkanlık ve tavrına, gerek ise saha dışı hayatına yansıtmaktır. kendisinde psv döneminde (belki takımın yükünü çektiği için o havası olabilir ama hollanda liginde gol atamayanı dövüyorlar) bu hava vardı, zira takım genç ve kendisi kilit adamdı ancak an itibariyle man utd ve premier lig için ne üst düzey, ne de ben oldum diyebilecek bir adamdır. işte fergie, bu ibnelerin (yeteneğine ihanet etme potansiyeli olan insanların) burnunu sürtmeyi bildiğinden süper hoca idi. van gaal iyi hoca olabilir ancak geçmiş dönemlerine bakıldığında, özellikle hollandalı oyunculara diğer oyunculara davrandığından daha ılımlı davranan bir adam. hem transfer etmek hem de eksikleri nedeniyle eleştirme ve cezalandırma konusunda hamza hamzaoğlu'nun hollanda şubesi gibi. depay'ın bu oldum havası ile van gaal'in geçmiş dönemlerden beri sorguladığım tavrı birleşince kendisini 2 tık (world class seviyesinin 2 tık altındadır) yukarı çıkarıp çıkaramayacağından emin değilim.
hollanda'nın elenmesini kendisine bağlamamak lazım, takımda üst düzey çok sayıda oyuncu var ve üst düzey oynadıkları halde çağrılmayan da çok adam var. burada bir suçlu varsa bu blind başgandır.