24587
'galatasaray eğer hamza hamzaoğlu'nun çok istediği gomez'i alsaydı zirve yarışında rakiplerine üstünlük sağlardı.
galatasaray yönetiminin ve teknik heyetin sezon başı transferlerle ilgili net cümleler kullanmamaları huzursuzluğa yol açtı. yönetim ve hamza hoca mali yapılanmayı da düşünerek, "pahalı transferler yapmayacağız kimse hayal etmesin. öncelikle elimizdekileri koruyacağız.''
sonra da yetenekli genç oyuncuları bonservis ödemeden alacağız ya da kiralayacağız" deselerdi bu sıkıntılar yaşanmaz, medyaya da malzeme olmazlardı. ama hedef büyütüp "yıldızlar alacağız" dedikten sonra, bu transferler yapılmayınca doğal olarak taraftar da tepki gösterdi. hamza hocanın teknik heyet konumundan sıyrılıp ali dürüst ve abdurrahim albayrak'ın boşluğunu bir yönetici gibi doldurmaya çalışıp söylemlerde bulunması kendisine ciddi zarar verdi. özellikle g.saray'ın çocuğu olarak yapılamayan transferlerle ilgili gerçek ifadeler kullanmayıp masaya yumruğunu vuramaması kendisini fena yıprattı. her soruya da cevap vermeye çalışınca medyanın manşetlerine yükseldi. öfkesini, kızgınlığını tepkisel söylemlerle dile getirdi. oysa g.saray yönetiminin ve hamza hocanın panik yapmasına gerek yoktu. 3 kupa kazanmış, 4. yıldızı takmış bir hocanın eli her zaman güçlüdür, güçlü olmalıdır. hamza hocanın istifasını istemek yönetim hatası olur. futbolcular da hamza hocaya destek vermelidir.
yeni gelecek teknik adam eğer yabancı olursa prandelli dönemi yeniden yaşanır. futbolcular da hamza hoca da artık birbirlerini iyi tanıyorlar. ego savaşına girmemek gerekir. g.saray'ı ayakta tutacak en büyük güç, hoca-futbolcu-yönetim işbirliğidir. bu üç unsur provokasyonlara çanak tutacak yorumlardan kaçınmalıdır.
7 haftaya baktığımızda galatasaray'da, astana maçında şanssız bir vuruşla topu kendi kalesine atmasına rağmen hakan balta parlayan yıldız oldu. tecrübesiyle savunmayı toplamaya çalışırken fiziksel performansıyla da fizik olarak hazır olmayan arkadaşlarına adeta gövde gösterisi yaptı. ama galatasaray'ın asıl parlamayan yüzü takım ruhuydu. çünkü galatasaray ne zaman aile olmayı başarırsa sonuçta ya kupa kazanır ya da şampiyon olur. hamza hoca geldikten sonra en önemli silah, takım olmaktı. her ne kadar ligde ikinci konumda olsa dahi galatasaray oynadığı futbol ile göz kamaştırmıyor. melo'nun yokluğunu öncelikle takım sonra da selçuk hissediyor. hamza hocanın bir an önce takıma melo'nun görevini yapabilecek bir oyuncuyu monte etmesi gerekir. benim görüşüm öncelikle chedjou'dur. eğer hamza hoca, chedjou-balta ikilisini bozmak istemiyorsa grosskreutz gelinceye kadar, sezon başı yaptığı asistlerle ön plana çıkan sabri'yi yeniden sağ beke çekip topu kullanma becerisi yüksek, savunma bilgisi olan denayer'i de selçuk'un yanına partner yapabilir.
sneijder'in attığı imzanın hollandalı'ya moral olacağını düşünüyorum. çünkü sneijder gitmek istemezse 34 yaşına kadar g.saray'dan ne kazanacağını biliyor. tecrübesi, kalitesi ve liderlik kimliği, milli maçlardan sonra g.saray'a futbol olarak olumlu yansıyacaktır.
ayrıca eşi yolanthe'nin de istanbul'da mutlu olduğunu düşünürsek sneijder ailesinin huzurunun keyfini g.saray sürecektir.''
levent tüzemen
galatasaray yönetiminin ve teknik heyetin sezon başı transferlerle ilgili net cümleler kullanmamaları huzursuzluğa yol açtı. yönetim ve hamza hoca mali yapılanmayı da düşünerek, "pahalı transferler yapmayacağız kimse hayal etmesin. öncelikle elimizdekileri koruyacağız.''
sonra da yetenekli genç oyuncuları bonservis ödemeden alacağız ya da kiralayacağız" deselerdi bu sıkıntılar yaşanmaz, medyaya da malzeme olmazlardı. ama hedef büyütüp "yıldızlar alacağız" dedikten sonra, bu transferler yapılmayınca doğal olarak taraftar da tepki gösterdi. hamza hocanın teknik heyet konumundan sıyrılıp ali dürüst ve abdurrahim albayrak'ın boşluğunu bir yönetici gibi doldurmaya çalışıp söylemlerde bulunması kendisine ciddi zarar verdi. özellikle g.saray'ın çocuğu olarak yapılamayan transferlerle ilgili gerçek ifadeler kullanmayıp masaya yumruğunu vuramaması kendisini fena yıprattı. her soruya da cevap vermeye çalışınca medyanın manşetlerine yükseldi. öfkesini, kızgınlığını tepkisel söylemlerle dile getirdi. oysa g.saray yönetiminin ve hamza hocanın panik yapmasına gerek yoktu. 3 kupa kazanmış, 4. yıldızı takmış bir hocanın eli her zaman güçlüdür, güçlü olmalıdır. hamza hocanın istifasını istemek yönetim hatası olur. futbolcular da hamza hocaya destek vermelidir.
yeni gelecek teknik adam eğer yabancı olursa prandelli dönemi yeniden yaşanır. futbolcular da hamza hoca da artık birbirlerini iyi tanıyorlar. ego savaşına girmemek gerekir. g.saray'ı ayakta tutacak en büyük güç, hoca-futbolcu-yönetim işbirliğidir. bu üç unsur provokasyonlara çanak tutacak yorumlardan kaçınmalıdır.
7 haftaya baktığımızda galatasaray'da, astana maçında şanssız bir vuruşla topu kendi kalesine atmasına rağmen hakan balta parlayan yıldız oldu. tecrübesiyle savunmayı toplamaya çalışırken fiziksel performansıyla da fizik olarak hazır olmayan arkadaşlarına adeta gövde gösterisi yaptı. ama galatasaray'ın asıl parlamayan yüzü takım ruhuydu. çünkü galatasaray ne zaman aile olmayı başarırsa sonuçta ya kupa kazanır ya da şampiyon olur. hamza hoca geldikten sonra en önemli silah, takım olmaktı. her ne kadar ligde ikinci konumda olsa dahi galatasaray oynadığı futbol ile göz kamaştırmıyor. melo'nun yokluğunu öncelikle takım sonra da selçuk hissediyor. hamza hocanın bir an önce takıma melo'nun görevini yapabilecek bir oyuncuyu monte etmesi gerekir. benim görüşüm öncelikle chedjou'dur. eğer hamza hoca, chedjou-balta ikilisini bozmak istemiyorsa grosskreutz gelinceye kadar, sezon başı yaptığı asistlerle ön plana çıkan sabri'yi yeniden sağ beke çekip topu kullanma becerisi yüksek, savunma bilgisi olan denayer'i de selçuk'un yanına partner yapabilir.
sneijder'in attığı imzanın hollandalı'ya moral olacağını düşünüyorum. çünkü sneijder gitmek istemezse 34 yaşına kadar g.saray'dan ne kazanacağını biliyor. tecrübesi, kalitesi ve liderlik kimliği, milli maçlardan sonra g.saray'a futbol olarak olumlu yansıyacaktır.
ayrıca eşi yolanthe'nin de istanbul'da mutlu olduğunu düşünürsek sneijder ailesinin huzurunun keyfini g.saray sürecektir.''
levent tüzemen