564
takımımızdaki adam geçebilen tek oyuncu. buna rağmen oynatılmıyor. :) eskiden yasin adam geçme meziyetlerine sahipti fakat bu sezon onlar körelmiş sanırım. adamın içinden geçmeye çalışıyor. jose tereyağından kıl çeker gibi çalım atıyor ve oynatılmıyor, inanılmaz. adam eksiltemeyen takım pozisyona girebilir mi? giremez. o zaman böyle bir adam varken elinde neden beli dönmeyen adamları oynatırsın? cevap bulmak çok güç.
mesela selçuk bilal ikilisine bakalım. bu adamlar süper birer kesici mi? hayır. süper fiziksel özelliklere mi sahipler? hayır. harika bir şekilde oyunu açma meziyetleri var mı? selçuk yana geriye oynar, bilal'se arada bir ileri düşünür. yani yok diyebiliriz. bu ikili çok mu iyi hava topuna çıkıyor? hayır. bu ikilinin yaş ortalaması 30'un üzerinde mi? evet. rakip takım astana gibi sikko bir takım bile olsa orta sahamızı duman ediyor mu bu ikili oynarken? evet. o zaman bu hiç bir ekstra özelliği olmayan ikiliyi oynatmanın anlamı ne? takımın açık ara el freni olan ikilisidir bunlar. mesela bu ikilinin yukarıda yazdığım gibi defansif açıdan öyle fark yaratacak cinsten (melo gibi) meziyetleri olmadığına göre, ben olsam orta sahada emre jose ikilisini oynatırım. tamam bunların da defansif katkısı çok çok iyi değil belki. (aslında jose top kapma konusunda hiç fena değil.) ama en azından bu adamlar genç, dinamik, dikine ve seri oynama, adam geçme gibi vasıflara sahip. top kaptırırsa geri koşabilen, orta sahaya dinamizm ve yaratıcılık getirebilecek isimler bence bunlar. misal, selçuk bi top kaptırsa 4 yılda geliyor geriyo. bilal desen keza öyle. ha ama emre bu takımda günah keçisi olmuş bir kere. adam resmen hoca tarafından seyirci önüne atıldı. taraftar zaten bu adama sallamaya meyilli. iyice boku çıktı işin. elimizde bir yetenek var ama kullanmıyoruz. adam ağzıyla kuş tutsa yaranamaz.
eğer elinizde melo gibi bir adam yoksa, hatta ve hatta elinizde defans yapabilecek herhangi bir orta sahanız yoksa, o zaman iyi oyun kurabilecek, iyi hücum edebilecek bir orta saha 3'lüsü ile oynamalısınız. hani madem defans yapamıyoruz, bari oyunu rakip alana yıkıp iyi hücum yapalım diye düşünmeliyiz. sneijder, emre, jose üçlüsü bu bağlamda çok da güzel işler yapabilir. barcelona da yakın zamanda xavi, iniesta ve fabregas üçlüsü ile oynadı çatır çatır. bu üçlüde de tam bir kesici oyuncu yok ve fiziksel özellikleri bir defansif orta saha oyuncusuna göre oldukça zayıftı. ama çok iyi ayağa pas yapan, oyun görüşü çok üst düzey olan, seri ve dikine oynayan tipte oyuncu oldukları için çok iyi hücum edebiliyorlardı. tabii ki de sneijder, emre, jose üçlüsü ile kıyaslamıyorum bu üçlüyü fakat bizim ligimizin seviyesine göre oldukça fark yaratabilecek bir üçlü olduğunu düşünüyorum.
ha selçuk ve bilal hiç mi oynamasın bir daha? tabii ki de hayır. sonuçta uzun bir maraton bu. koca sezon 2 adamla geçmez. ama demek istediğim, selçuk, bilal gibi 30+ adamlar 90 dakika oynayıp kulübede bekleyen 20 yaşındaki yetenek "acaba bugün oynar mıyım?" diye düşüne düşüne kendini yiyip bitirmesin. abi mantığa bakar mısın ya? 30 yaşındaki adamlar 90 dakika ne yaptığı belli değil, kenarda fark yaratan genç oyuncun forma şansı bulamıyor. bu nasıl mantık? esas genç yetenekli oyuncunu sürersin sahaya maçın başında, maçı kopardıktan sonra da bu abileri sokarsın son 20 dakika oyunu soğutsunlar diye. zaten selçuk-bilal ikilisi de anca oyunu soğutma konusunda başarılı olur bu saatten sonra.
ben artık içi ölmüş, ahı gitmiş vahı kalmış selçuk'ları, bilal'leri, umut'ları, sabri'leri görmek istemiyorum. genç, dinamik, gelecek vaadeden, bizi heyecanlandıran jose'leri, emre'leri, sinan'ları, denayer'leri görmek istiyorum. bunlar sahada olsun da, isterse çok hata yapsınlar. ama elbet birgün, birlikte oynaya oynaya güzel futbol sergileyecekler seyirciye. biraz sabır gerekiyor bunun için. tamam diğer oyuncularımızın da mutlaka bu kulübe daha önce bir çok katkısı olmuştur, eyvallah. zaten onlara siktirsinler gitsinler demiyorum ben de. ama artık kariyerlerinin sonlarına geldiklerini ve son derece formsuz olduklarını bilsinler. artık işin kendilerinden geçtiğinin ve bu genç kardeşlerinin yolunu açmaları gerektiğinin farkına varmalılar. dolayısıyla yedek kalmayı sorun etmemeliler. gerçekten bu camiaya hizmet etmek istiyorlarsa, antrenmanlarda bu genç kardeşlerine bir şeyler katmaya baksınlar. işler böyle yürürse eminim o zaman şu an sevilmeyen çoğu oyuncuyu çok daha sevecektir taraftarımız.
mesela selçuk bilal ikilisine bakalım. bu adamlar süper birer kesici mi? hayır. süper fiziksel özelliklere mi sahipler? hayır. harika bir şekilde oyunu açma meziyetleri var mı? selçuk yana geriye oynar, bilal'se arada bir ileri düşünür. yani yok diyebiliriz. bu ikili çok mu iyi hava topuna çıkıyor? hayır. bu ikilinin yaş ortalaması 30'un üzerinde mi? evet. rakip takım astana gibi sikko bir takım bile olsa orta sahamızı duman ediyor mu bu ikili oynarken? evet. o zaman bu hiç bir ekstra özelliği olmayan ikiliyi oynatmanın anlamı ne? takımın açık ara el freni olan ikilisidir bunlar. mesela bu ikilinin yukarıda yazdığım gibi defansif açıdan öyle fark yaratacak cinsten (melo gibi) meziyetleri olmadığına göre, ben olsam orta sahada emre jose ikilisini oynatırım. tamam bunların da defansif katkısı çok çok iyi değil belki. (aslında jose top kapma konusunda hiç fena değil.) ama en azından bu adamlar genç, dinamik, dikine ve seri oynama, adam geçme gibi vasıflara sahip. top kaptırırsa geri koşabilen, orta sahaya dinamizm ve yaratıcılık getirebilecek isimler bence bunlar. misal, selçuk bi top kaptırsa 4 yılda geliyor geriyo. bilal desen keza öyle. ha ama emre bu takımda günah keçisi olmuş bir kere. adam resmen hoca tarafından seyirci önüne atıldı. taraftar zaten bu adama sallamaya meyilli. iyice boku çıktı işin. elimizde bir yetenek var ama kullanmıyoruz. adam ağzıyla kuş tutsa yaranamaz.
eğer elinizde melo gibi bir adam yoksa, hatta ve hatta elinizde defans yapabilecek herhangi bir orta sahanız yoksa, o zaman iyi oyun kurabilecek, iyi hücum edebilecek bir orta saha 3'lüsü ile oynamalısınız. hani madem defans yapamıyoruz, bari oyunu rakip alana yıkıp iyi hücum yapalım diye düşünmeliyiz. sneijder, emre, jose üçlüsü bu bağlamda çok da güzel işler yapabilir. barcelona da yakın zamanda xavi, iniesta ve fabregas üçlüsü ile oynadı çatır çatır. bu üçlüde de tam bir kesici oyuncu yok ve fiziksel özellikleri bir defansif orta saha oyuncusuna göre oldukça zayıftı. ama çok iyi ayağa pas yapan, oyun görüşü çok üst düzey olan, seri ve dikine oynayan tipte oyuncu oldukları için çok iyi hücum edebiliyorlardı. tabii ki de sneijder, emre, jose üçlüsü ile kıyaslamıyorum bu üçlüyü fakat bizim ligimizin seviyesine göre oldukça fark yaratabilecek bir üçlü olduğunu düşünüyorum.
ha selçuk ve bilal hiç mi oynamasın bir daha? tabii ki de hayır. sonuçta uzun bir maraton bu. koca sezon 2 adamla geçmez. ama demek istediğim, selçuk, bilal gibi 30+ adamlar 90 dakika oynayıp kulübede bekleyen 20 yaşındaki yetenek "acaba bugün oynar mıyım?" diye düşüne düşüne kendini yiyip bitirmesin. abi mantığa bakar mısın ya? 30 yaşındaki adamlar 90 dakika ne yaptığı belli değil, kenarda fark yaratan genç oyuncun forma şansı bulamıyor. bu nasıl mantık? esas genç yetenekli oyuncunu sürersin sahaya maçın başında, maçı kopardıktan sonra da bu abileri sokarsın son 20 dakika oyunu soğutsunlar diye. zaten selçuk-bilal ikilisi de anca oyunu soğutma konusunda başarılı olur bu saatten sonra.
ben artık içi ölmüş, ahı gitmiş vahı kalmış selçuk'ları, bilal'leri, umut'ları, sabri'leri görmek istemiyorum. genç, dinamik, gelecek vaadeden, bizi heyecanlandıran jose'leri, emre'leri, sinan'ları, denayer'leri görmek istiyorum. bunlar sahada olsun da, isterse çok hata yapsınlar. ama elbet birgün, birlikte oynaya oynaya güzel futbol sergileyecekler seyirciye. biraz sabır gerekiyor bunun için. tamam diğer oyuncularımızın da mutlaka bu kulübe daha önce bir çok katkısı olmuştur, eyvallah. zaten onlara siktirsinler gitsinler demiyorum ben de. ama artık kariyerlerinin sonlarına geldiklerini ve son derece formsuz olduklarını bilsinler. artık işin kendilerinden geçtiğinin ve bu genç kardeşlerinin yolunu açmaları gerektiğinin farkına varmalılar. dolayısıyla yedek kalmayı sorun etmemeliler. gerçekten bu camiaya hizmet etmek istiyorlarsa, antrenmanlarda bu genç kardeşlerine bir şeyler katmaya baksınlar. işler böyle yürürse eminim o zaman şu an sevilmeyen çoğu oyuncuyu çok daha sevecektir taraftarımız.