2015-16 Türkiye Süper Lig 6.Hafta Maçı
19:00 Ali Sami Yen Arena
2 - 1
  • 156
    galatasaray, her ne kadar derbinin oynanacağı hafta olduğu için sahadan avantajlı bir skorla ayrılmış olsa da bu hafta içi oynayacağı şampiyonlar ligi maçı öncesi taraftarını düşündürecek bir oyun ortaya koydu.
    takımın, savunmada ki aksaklıkları gözleri kör ederce devam ediyor. bunun nedeni ise takım savunmasına katkısı olmayan hücum oyuncuları ve onların defansif zaaflarını kapatacak fiziksel yeterlilikte orta sahanın olmaması. bu durumda geriye 3’lü orta saha seçeneği kalıyor fakat hamza hoca’da o diziliş’i birkaç maç dışında kullanmadı ve sadece kısa vadeli bir çözüm olarak gördü. ama takımda ciddi anlamda bir 8 numara fazlalılığı varken 3’lü orta saha ile oynamak elzem gibi duruyor. veya belki de jem’i o bölge için şuanlık yeterli görmüyor. ama selçuk takıma döndükten sonra bu şekilde oynayabileceğimizi düşünüyorum.

    maçın taktiksel analizine gelince; galatasaray’ın ilk yarı boyunca genelde sol kanattan çıkmaya çalıştığını gördük. carole’ün ,yasin’i rakip sağ bekin arkasına sarkıtmaya çalıştı. yasin ise o bölgede yapacağı 3 seçenek vardı;
    1. içeri katedip ters ayakla gol vuruşu yapacak
    2. sneijder ile yaptığı verkaçlarla pozisyona girecek
    3. sneijder’e şut pozisyonu hazırlayacak.
    bunun bir diğer adı; markajcını kendin seç. hamza hoca bunu geçen hafta trabzon maçında da yaptı ve constant’ın üzerine oynayarak onun 18. dakika da yerini salih dursun’a bırakmasına sebep oldu. bu maçta da galatasaray bu şekilde pozisyon buldu fakat ilk gol ters kanattan ve denayer’in ortasından geldi. bu aslında şunu gösteriyor takım bir şekilde golü bulabiliyor fakat takım savunması kötü. hatta o kadar kötü ki; inanın umut’un kaçırdığı pozisyonlar bile gözüme o kadar çarpmıyor. umut, trabzonspor’da oynarken de son vuruş konusunda bu kadar kötüydü. ama galatasaray’ın savunma konusunda bu kadar kötü olduğunu en son o malum sezonda hatırlıyorum. bu takım içinde çözülemeyecek bir şey olsa problem daha büyük olabilirdi. ama şuan için ne yazık ki tek problem; hamza hoca’nın problemleri fark edememesi. bu takımın en büyük eksikliği kuşkusuz dinamizm. ve 3. değişiklikten sonra takımın yaş ortalaması 27.4’den, 25.8’e indi. poldi’nin yerine sinan, wes’in yerine çolak, yasin’in yerine ise jem’in girdiğini düşünürsek bu yaş ortalamasının düşmesinin yanında aynı zamanda dinamizm demek. tabi bunu söylemek için bu maç ölçü olmayabilir. 90 dakikaya yayılmış halini de görmek lazım. fakat wes, poldi, selçuk gibi oyuncuların zekası ve tecrübesi bu dinamizm ile iyi harmanlanırsa ortaya güzel sonuçlar çıkabilir. gene her şey hamza hoca’da bitiyor. eğer top kaptırıldıktan sonra kendi yarı sahaya dönmesi uzun zaman alan veya topun kaptırıldığı bölgede pres yapacak fiziksel yeterliliği olmayan bir takım izlemek istemiyorsa yapılacak hamleler çok açık.

    maçın psikolojik analizine gelirsek; bu maç 3 puanın yanında hafta içi gidilecek kazakistan deplasmanı öncesi oyuncuların, kötü oynasalar da en azından arkalarına bakmamalarını sağlayacak. bugün savunma anlamında ne kadar kötü bir takım olsa da sahada psikolojik anlamda hazır bir takım gördüm. bu her şeyden önemlidir. çünkü bir maçı önce kafanızda kazanırsınız. mesela böyle durumlar da aklıma hep 2010 basketbol şampiyonasında amerika ile oynadığımız final aklıma geliyor. evet o maç belki amerika ile boy ölçüşecek seviyede değildik fakat çok erken teslim olmuştuk. bir gün önceki sırbistan maçında da işler istediğimiz gibi gitmemişti ama o gün sahada asla geri adım atmayan, işler ne kadar kötü giderse gitsin sonuna kadar mücadele edecek bir takım vardı. ama o inanç amerika maçında yoktu. bunun yansımasını 3. periyottaki skordan görebilirsiniz. anlatmaya çalıştığım şey de bu zaten. herhangi bir spor dalında yeteneğiniz sizi belli bir noktaya kadar taşır ama motivasyondur sizi jordan, m. phelps, messi veya ronaldo yapacak olan şey…
App Store'dan indirin Google Play'den alın