24474
eçen yıl galatasaray’ı son 6 haftada ayakta tutan oyun şampiyonlar ligi için ideal oyundur. selçuk’un komutasında topun arkasına geçen, alanı iyi kapatan ve topa sahip olduğunda rakibi koşturan oyunun peşinden gitmek lazım. şampiyonlar ligi’nin mottosu ‘asla yenilme’dir. bu, beraberliği hedefleyen bir oyun anlamına gelmiyor. bir denge oyununun peşinde olmak anlamına geliyor. atletico’yu önde basarak yenemezsiniz. bu mümkün değil. bu sene defansif olarak daha da mükemmelleştiler. neymar’ın olağanüstü frikiğine kadar da harika gittiler.
bu çerçevede galatasaray’ın savunma öncelikli oynamasını bekliyorum. dikkat edilmesi gereken, özellikle galatasaray’ın sıkıntı yaşadığı iki kanattan gelebilecek olan koke ve oliver torres’in koridorunu iyi kapatmak. bu, sadece savunma beklerinin yapacağı bir şey değil. hatta sadece savunma yaparak yapılabilecek bir iş değil. galatasaray topa sahip olmalı ve hep beraber topun arkasında kalmalı. başka yolu yok. bunun yanı sıra duran toplarda da alan/adam karma savunmasında sert olmak gerek. salt alan savunmasıyla galatasaray’ın işi zorlaşır. maçı düşündüğümde şunu hayal ediyorum: umarım çok sıkıcı bir maç olur.
emre’yi ortada değerlendirmek mantıklı bir çözüm olabilir. hatta dizilişi 4-4-1-1’e çevirmek de ideal olabilir. topu daha fazla ayakta tutmak için düşünülebilecek birçok yöntem olabilir. ama kim olursa olsun topa sahip olmak önemli olan. baştan bu yana hamza hocanın türkiye ligi’nde avrupa’da olduğundan daha fazla zorlanacağını düşündüğümü söyledim. tabii atletico başka bir takım. onları konsantrasyonsuz yakalamak çok zor. bayern, barça ve real dışında bu özelliğe sahip başka bir takım yok. çok iyi takımları, city’yi bile böyle yakalayabilirsiniz. ama atletico’yu kolay değil. geçen sene pire’de şampiyonlar ligi’ne sallanarak başlamışlardı. bu yıl bunun da bilinciyle simeone ayrıca motive olacaktır. onları yeniden bunalıma itmenin yolu, onlar gibi oynamaktan geçiyor.
bu grubun sırrı benfica’yı 1 maçta yenip, diğerinde en azından yenilmemek. astana’dan 6 puan mecburi. tabii atletico’ya yenilmemek de önemli. bir galibiyet, orada mağlubiyeti kabul edilebilir hale getirebilir. 6 maçta 5 beraberlik 1 galibiyet, normal şartlarda gruptan çıkmaya yetebilir. fakat astana’nın varlığı işi başka bir boyuta getiriyor. orada mutlak kazanmak lazım.
mehmet demirkol
bu çerçevede galatasaray’ın savunma öncelikli oynamasını bekliyorum. dikkat edilmesi gereken, özellikle galatasaray’ın sıkıntı yaşadığı iki kanattan gelebilecek olan koke ve oliver torres’in koridorunu iyi kapatmak. bu, sadece savunma beklerinin yapacağı bir şey değil. hatta sadece savunma yaparak yapılabilecek bir iş değil. galatasaray topa sahip olmalı ve hep beraber topun arkasında kalmalı. başka yolu yok. bunun yanı sıra duran toplarda da alan/adam karma savunmasında sert olmak gerek. salt alan savunmasıyla galatasaray’ın işi zorlaşır. maçı düşündüğümde şunu hayal ediyorum: umarım çok sıkıcı bir maç olur.
emre’yi ortada değerlendirmek mantıklı bir çözüm olabilir. hatta dizilişi 4-4-1-1’e çevirmek de ideal olabilir. topu daha fazla ayakta tutmak için düşünülebilecek birçok yöntem olabilir. ama kim olursa olsun topa sahip olmak önemli olan. baştan bu yana hamza hocanın türkiye ligi’nde avrupa’da olduğundan daha fazla zorlanacağını düşündüğümü söyledim. tabii atletico başka bir takım. onları konsantrasyonsuz yakalamak çok zor. bayern, barça ve real dışında bu özelliğe sahip başka bir takım yok. çok iyi takımları, city’yi bile böyle yakalayabilirsiniz. ama atletico’yu kolay değil. geçen sene pire’de şampiyonlar ligi’ne sallanarak başlamışlardı. bu yıl bunun da bilinciyle simeone ayrıca motive olacaktır. onları yeniden bunalıma itmenin yolu, onlar gibi oynamaktan geçiyor.
bu grubun sırrı benfica’yı 1 maçta yenip, diğerinde en azından yenilmemek. astana’dan 6 puan mecburi. tabii atletico’ya yenilmemek de önemli. bir galibiyet, orada mağlubiyeti kabul edilebilir hale getirebilir. 6 maçta 5 beraberlik 1 galibiyet, normal şartlarda gruptan çıkmaya yetebilir. fakat astana’nın varlığı işi başka bir boyuta getiriyor. orada mutlak kazanmak lazım.
mehmet demirkol