5113
kendisi ile futbola bakış açılarımız çok benzer. oynadığım tüm menacerlik oyunlarında kulüp kasasını düşünen, kendi yağıyla kavrulmaya çalışan takımlar kurdum. kasada dünyayı alacak param olurdu ama fahiş fiyatlı oyuncuyu yine de almazdım. gider jem karacan'ları, carole'ları falan bulmaya çalışırdım. sneijder'i mesela ya almazdım, ya da oyuna başladığımda kulüpte ise ilk 10 hafta performansından sonra satardım. ama bu kafa, oyunlarda bazen başarılı olabilse de, günümüz futboluna, hele ki galatasaray gibi marka takımlara adapte etmeye çalıştığında olmuyor, taraftar baskısıyla başlayıp yönetimin kovmasına kadar giden bir süreç oluşuyor. hamza hoca da titrinin farkına varmalı, sertleşmeli, patronlaşmalı, rest çekmeli. biz bundan anlıyoruz, bunu seviyoruz. yönetim istediğin adamı mı almadı, çıkacaksın basın toplantısında laf çakacaksın. yıllık 5-6 milyon avro isteyen topçuları gözün kapalı isteyeceksin. özür dilemeyeceksin, özür dileteceksin. işte o zaman bu taraftar sana bayılır.
