• 4738
    elmalarla armutları karıştıran, öfkesini kimden neyden çıkaracağını şaşırmış, ezeli rakibinin transferleriyle kafayı bozmuş, 3 kupayı unutması 3 gün sürmemiş, başarıdan şımarmış, klübün mali yapısını algılamaktan aciz, kendi değerlerini fark edebilecek zeka seviyesinden yoksun, sosyal medyada kulübü yönettiğini sanan bir grup barındırmaktadır. ve maalesef bu grubun yoğunlu gittikçe artmaktadır.

    neden elmalarla armutları karıştırıyor? kulübün mali yapısının ve transfer yapamamasının sorumlusu hamza hamzaoğlu değil ama bunun farkında varmaktan acizler. çok sevdikleri mancini bir devre arasında kulübün kasasını boşaltmış. taptıkları prandelli takımı 4*4 haline getirmiş ama sorun hamza hamzaoğlu. hamza hoca sadece iyi bir galatasaraylı olduğu için kol kırılır yen içinde kalır presibiyle olan biteni açık açık anlatamamaktadır. "`bu beceriksiz ve daha önemlisi parasız yönetim bana yedek kaleci dahi alamadı. siz ne ibrahimoviç'inden mario gomez'inden bahsediyorsunuz`" demediği veya bunu ima etmediği için tu kaka ilan edilip çapsız küçük düşünceli ilan edilmiştir. madem çapsız wesley, muslera, hatta chedjou en iyi dönemlerini kiminle geçirmiş? takımın en kariyerli yabancıları hamza hamzaoğlu ile tavan yaptı. bu adam yabancı düşmanı olsa, çapsız olsa wesley sneijder'i yönetebilir miydi? istemez miydi burak'ı oyundan çıkarırken aynı ayarda olanını sokmayı veya biz ulan 3. değişiklik için aklımıza adam gelmiyor diye kenarda tırnaklarımız yerken elinde birbirinden kaliteli 8-10 yedek olmasını istemez miydi? ama para yok olmayan olduracak ve onu yönetecek vizyona, bilgiye beceriye sahip yönetici de yok. kendisine kalkan olacak albayrak, dürüst gibiler de olmayınca yönetimin tüm beceriksizliği, basiretsizliği hamza hoca'nın başına patlıyor ve benim ultra taraftarım bunu anlamaktan aciz.

    öfkesini kimden çıkaracağını bilmiyor neden? dediğim gibi elindekilerle birşeyler yapmak zorunda olan hocayı medyanın da gazıyla silkeliyor, sorunun asıl muhattabı yönetim zaten ortada var mı yok mu belli değil. yedek kaleci alamayan adamlardan bahsediyoruz beyler. bu adamları yok sayıp gelinen noktanın sorumlusu hamza hocadır demek, kendisine verilen parayı kabul etmekten başka bir suçu olmayan sabri'ye, selçuk'a, burak'a sallamak. birikmiş öfkenin yanlış yerde patlaması değilse nedir?

    ezeli rakibin, senin madden en zayıf kendisinin en güçlü olduğu dönemde bile transferlerini sana göre şekillendirmiş, yıllar yılı senin başarılarının gölgesinde, senin peşinden gitmiş hala onlara karşı kompleksliysen kusura bakma arkadaşım bu senin sorunun. adamları futboldaki her başarınla ezmişsin onlar için yılın en önemli maçı senle kadıköy'de yapacağı maç, orada yenemiyorum diye kompleks yapman, onların aldığı futbolcular üzerinden kendi futbolcuna, hocana çakman senin galatasaray'ın büyüklüğünün farkında olmamanın sonucudur.

    3 kupayı bu kadar çabuk unutması normaldir bir çoğu 14 yıllık çile günlerinin yanından geçemeyecek yaşta, hemen her yıl tepeye oynayan veya kazanan galatasaray izlediklerinden ve tüketim toplumunun tüm zehirleri damarlarında dolaştığından her şey gibi kupaları da çabuk tüketirler, normaldir.

    kulübün mali yapısını algılamaktan acizler çünkü yönetim bize biz de zor durumdayız biz de bu yıl feda diyeceğiz deseydi algımız ona göre değişirdi ama yönetim işi hamza hoca'nın üstüne yıkmaya uğraştı kısmen de başarılı oldu. amrabat ile bruma kiralama bedelleri olmasaydı podolski, carole, bilal vs. de gelemeyecekti muhtemelen. üstüne basa basa söylüyorum bu yönetim yedek kaleci almaktan aciz beyler!!! he belki gerçekten o kadar para yok değil ama aysal döneminde uefa ile yapılan anlaşma neyse artık büyük ihtimalle oyuncu satmadan kıllarını kıpırdatamıyorlar. ya da beşiktaş'ın mario gomez transferindeki kata kullisini bile yapmaktan acizler.

    kendi değerlerine sahip çıkmıyorlar. bu konu çok uzun selçuk, sabri, hamza hoca, burak hakkında başlıkları okuyun ne hayal dünyalarında hangi saçmalıklara inandıklarını görün. ben uzun uzadıya yazamayacağım.

    sosyal medya üzerinden kulübü yönettiğini sanmak da son trendleri. aydın yılmaz, yekta gibi güzel hamleleri de oldu allahı var ama dediğim gibi o kadar tüketme güdüsüyle yaşıyorlar ki. başarının eskimesi saatler alıyor, yeni ise bir sonraki yeni gelince eskiyor. güce, başarıya, transfere tapan bir kitle oluşuyor. klavye başında takımı kurtardıklarını sanmaları da football manager etkisi olarak literatüre geçiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın