resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 4428
    daha önce hocayı eleştiren bir çok entry girmiştim. şimdi ise genel bir analizle bu eleştirilerin neden olduğunu anlatmaya çalışayım. olayları 3 ana zaman diliminde inceleyeceğim. birincisi hocanın gelişi ve ilk haftalar. ikincisi sezon bitene kadarki süreç. üçüncüsü de sezon bittikten sonraki transfer sezonu ve hazırlık dönemi.

    1) hocanın gelişi:

    a) ünal aysal malum prandelliyi getirdiği zaman çekimser kalmakla birlikte genel bir memnuniyet vardı. meleke'nin en iyi teknik direktör tanımlamaları, adamın kalite oluşu vs. aradan henüz bir sene geçtiği için çok uzatmayalım, en iyi tabirle kan uyuşmadı. hoca 40 kişilik kadroya hakim olamadı, oyuncularla arasında bağ kuramadı. yıldızlardan tutun da yerli oyunculara kadar hiç kimse tarafından sahiplenilmedi. cl'de alınan rezil sonuçlar ligde çok da kötü durumda olmamamıza rağmen hocanın sonunu getirdi ve beklenen oldu hoca gönderildi. takım mutsuz, oyuncular kopmuş, birliktelik yok. sebebi de hocanın takım kurgusunu oluşturamaması.

    b) albayrak burada devreye girerek hamzanın ismini gündeme getirdi. yıllardır hayali galatasarayı çalıştırmak olan, türkiye ligini bilen, galatasaraydaki özellikle yerli oyuncularla milli takımdan ve öncesinden bağı bulunan bir adamdı sonuçta. prandelliyle devam edilmeyeceği belliyken yerine gelecek adamın da ligi bilmesi gerekirdi ki, alışana kadar iş işten geçmemiş olsun. bir önceki yaz yaptığı sneijder çıkışı, demirörenden icazet alınması zorunluluğu, terimi gönderip yardımcısını almak gibi olumsuz durumlara karşı eldeki en iyi bir kaç alternatiften birisi olduğu için getirildi.

    c) zaten kafasında yıllardır takımı çalıştırdığı için gelir gelmez bir kaç değişiklik yaptı. bazı maçlar çift forvet oynattı, burağı biraz geriye aldı, brumayı kazandı. takım da prandellinin üstüne hamza gelince zaten yerliler bayram etmişti. hocanın insan olarak alçak gönüllü oluşu, diyalog kurması sayesinde tekrar bir takım olgusu oluşmaya başladı. oyuncuların hocanın gözüne girmek istemesiyle de oyun kalitemiz prandelliye göre arttı. buradaki en büyük faktör, prandelli zamanında %100'ünü vermeyen oyuncuların hamzanın gelişiyle daha istekli oynamaya başlamasıdır.

    2) hocanın sezondaki performansı

    a) ilk devrenin sonuna kadar oyun olarak da toparlanmış zirveyi takip eder bir noktaya gelmişken devre arasında hamza iki hafta izin verdi takıma. daha çok çalışmamız lazımken takım iki hafta yattı. bu da ikinci devrenin başında oyun kalitemizi tekrar düşürdü. işte burada hamza tekrar 3'lü orta sahaları denemeye başladı ve takım olarak geriye gittik. puan kaybedilen bursa diyarbakır maçları bu döneme denk gelir.

    b) bu süreçte yaptığı kişisel hatalara bakarsak: rize maçıydı sanırım hazır olmayan burağı ikinci devre sokmuş tekrar sakatlanmasına sebep olmuştu. yasin takıntısı. her ne kadar yasinin performansını hamza arttırdı diye bir şehir efsanesi olsa da hamzanın tam tersi yasin takıntısı vardı bence. o nedenle bir çok maç dakika 60 oldu mu yasini oyundan çıkarttı hep. hatta başakşehir maçında bu yüzden puan kaybettik. sinana yeterli şansı vermemesi. hala aydın ve yektayı kazanma çalışmaları. emre ve burağın yaptıkları terbiyesizliklere gerekli tepkiyi vermemiş olması. ama en kötüsü de gözümde umut takıntısı. hiç bir şey vermeyen, takımın bütün ataklarını öldüren ve saç baş yolduran umutun sürekli oynaması.

    c) ayrı bir başlık açmak istediğim 19 mayıs 2015 sivasspor galatasaray maçı. hatırlamayanlar için türkiye kupası yarı final rövanş maçı. ilk maçı 4-1 kazandık. anca maçı 3-0 kaybedersek eleniyorduk ve hakem sivası doğramamış olsa elenecektik de. lütfen maç başlığına tıklayın ve yazılanları okuyun. kısaca özet geçeyim bu maçta bile sinan ve bruma ilk 11'de değil. umut, yekta ve olcan ilk 11'de. o kadar rezil oynamamıza rağmen 65'te2-0 geriye düşüyoruz hoca müdahale bile etmiyor. 2-0'dan sonra yasin giriyor. haksız bir penaltı alıp 2-1'e getiriyor. ve sonra kim giriyor oyuna biliyormusunuz? genç yetenek aydın. ne olur bana hamzanın adaletinden, herkese eşit olduğundan falan bahsetmeyin. kendi adamlarını, aynı terim gibi, kazanmaya çalışıyor, galatasarayın evladı olmayan ve portekiz veya almanyada doğan bruma sinan gibi galatasarayın geleceği olan gençler ise bu maçta bile oyunda değiller. dediğim gibi 5 dakika vakti olan lütfen maçın başlığını okusun.

    d) iyi kötü takım son 7 hafta bütün maçlarını kazandı ve şampiyon oldu. trabzon mağlubiyetiyle herşey tersine dönebilecekken kalan bütün maçları kazandık. bu 7 haftada sadece şampiyonluğu garantilediğimiz son rize maçında gol yedik, onun haricindeki bütün maçları gol yemeden tamamladık. çıkan kadrolara baktığımızda umut sürekli ilk 11'de bruma ve sinan yok. maçlara teker teker bakarsak eğer içerdeki antep maçı hariç hiçbirinde kazanmayı hak edecek bir oyun yok. akhisara karşı oynamadan kazanılan 3 puan, konyaya çok kötü oyun 85'te gol, mersinde bildiğin son yıllarda gördüğüm en ballı galibiyet ve muslera, gençler maçında yine oynanan bir oyun yok ve son dakikalarda kaçan rakip goller, beşiktaş maçını herkes hatırlıyordur 20 pozisyon verip musleranın kurtardığı yasin ve sneijder golleri ve gelen şampiyonluk. beyler ikinci yarı top falan oynamadık hele son 7 maçta rezaletti. böyle bir oyunu istemiyoruz, böyle bir oyunu başarı görmeyi istemiyoruz, sorun burada.

    3) transfer dönemi ve hazırlık kampı

    a) hoca diyor ki, biz şampiyon takımız ve çok takviyeye ihtiyacımız yok. sorun burada başlıyor işte. analiz yok hocada. mantıklı, rasyonel bir düşünce yok. klasik türk işi. duygusal. çocuklar şampiyon oldu, onları kesip yerine adam almayalım. en fazla rekabeti arttıracak, idman temposunu yükseltecek! adam alalım. halbuki yabancı bir direktör gelse ve analiz etse çat çat bütün eksikleri koyacak ve duygusal yaklaşmayacak. ama hamza duygusal yaklaştığı için gerek yok diyor. olması gereken ne, eksik bölgeler tespit edilir, elinde tutmayacağın oyuncular belli olur onları gönderirsin yerine birilerini alırsın. bu kadar basit, mi? beraber bakalım.

    b) takımın geçen sene en çok aksayan bölgesini kime sorarsanız sorun defans der. avrupada folloş olmuş son 7-8 hafta muslera olmasa seni şampiyonluktan etmiş bir defans. en iyin chedjou bile galatasaray seviyesinde değil. beklerin zaten yetersiz. o zaman ne yapman lazım, önce taş gibi bir stoper sonra çok iyi bir sağ bek alman lazım. kanatta bruma ve sinan gibi iki tane yıldız adayın var ki birini 12 milyon euro yatırım yapmışsın dimi. ayrıca yasin ve olcan da var yani idare eder. orta ikilin iyi selçuk-melo ama ilerde çok büyük sorun var. burak ikinci sakatlıktan sonra iyice formu düştü ve yedek de umut var. elmander tarzı pres yapan, top saklayan, top dağıtan bir forvet lazım yani. tabi bir de yedek kaleci. yoksa eraya kalacağız allah korusun. bunun üstüne yapılacak bütün transferler fırsat transferi veya takımı daha da güçlendirmek için yapılır. ama ilkönce akan çatını, kapanmayan kapını yaptırmak lazım. sonra lcd yerine 3 boyutlu tv bakarız.

    c) hamza dedi ki uygun bir isim bulursak alırız pozisyon çok de önemli değil. valla dedi. ve gerçekten de dediğini yaptı adam. sol beke carole, orta ikiliye bilal, jem, merkeze jose, sol açığa podolski geldi. bakın gelenlerin hiç birisi eksik bölgelere gelmedi. hepsi sorun olmayan veya idare edecek pozisyonlara geldi. podolski gelmeseydi yasinle devam etseydik solda itiraz eden olurmuydu. ya da jem gelmeseydi eksik kalırdık diyen varmıdır? hamza nasıl bir hocadır ki bütün türkiyenin gördüğü eksikleri göremeyip o bölgeleri iyileştirmiyor da eksik olmayan bölgelere transfer yapıyor? yoksa burada bir iş mi var ona bakalım.

    d) bilal transferi tam olarak eski öğrencisine kıyak transferi. 32 yaşında, bir önceki aldığının 4 katı vererek oyuncu alıyorsun. hem gençleri kazanacağım diyorsun, hem kendi içimizden yıldız çıkaracağı diyorsun, hem takımı gençleştirmemiz lazım diyorsun hem de bilali alıyorsun. jem son iki sene sakat. eski takımı sadece maç başı veriyor, çünkü aptal değil. ama biz çat diye 5 maç oynamayacak adama 600 bin euro garanti veriyoruz. hamza diyor ki açıklamasında, idman temposunun artmasını sağlayacak. eski ultraslan lideri oğuz altay bile twitterdan bu transferde birileri çok pis komisyon aldı diyor. adamın menejeri birileri çıkıyor falan filan. bu transfer tam bir hatır transferidir. birilerinin hatrı kalmasın birileri de yesin diye yapılmıştır. bu yiyen hamzadır demem çünkü bilmiyorum ama kulübün içindeki herkes kimin yediğini biliyordur. aksini düşünen adamla tartışmam bile.

    e) aydın yılmaz olayı. emin olun sabriye verilen zam sonrası taraftar çıldırmasa ve aydının da sözleşme imzalayacağı basına yansımasa aydınla 3 yıllık yeni sözleşme imzalanmıştı bile. resmen taraftar tepkisi bunu engelledi. o aydın ki sivas maçında bile sinan ve bruma yerine kazanılmaya çalışılan bir oyuncu olmuştu. ne de olsa o da galatasaray çocuğuydu.

    f) ne demiştik eksik bölgeler hala eksik. paramız yok deniyor ama sabriyle yeniden sözleşme imzalarken 1,5 katı zam vermek de gayet normal. o paraya öküz alırız diyoruz ama zaten aldık işte. bu yaz işin ilginç yanı tam eksik bölgelerimize uygun bir çok isim transfer için müsait oluyor. maxi, rafael, menuier sağ bek için, gomez forvet, ama hiçbirisi nedense alınmıyor. bu isimlerle ilgili saçma sapan açıklamalar yapılıyor ama olaylar tam tersi çıkıyor. gomeze 9 milyon euro bonservis istendi deniliyor ama beşiktaş bedavaya alıyor. rafael 3 milyon euroya yani carole'un iki katına lyon'a gidiyor gibi. daha geçen vardı song ve rafaeli istemediğine dair bir açıklama. resmen bir uyuşukluk ve isteksizlik var transfer konusunda.

    g) hiç kimse oo illa ibra gelsin q7 olsun falan demiyor. herkesin istediği eksikler yokmuş gibi davranılmaması. 5 tane adam geldi. bu 5 adam yerine eksik bölgelere 3 adam gelseydi kimse gıkını çıkarmıyor olurdu. ama sen eş dost kırılmasın, bu da ucuzmuş, bunun bonservisi yokmuş diye aynı bölgeye 10. adamı alırsan o zaman millet çıldırır. takımda var 40 kişi. kadronun boşalması şart bunu biliyorsun. gidecek adamlar da belli. bunu hala ikinci kampın sonuna kadar niye tutarsın ki o zaman. lig biter bitmez çağırırsın yektayı, sercanı, umutu, furkanı gidin kendinize kulüp bulun dersin olur biter. şimdi ise iki hafta kala adamları göndermeye çalış.

    h) bruma ve sinan konusu. bruma üzerine yatırım yapılan çok potansiyelli ama potansiyelini özellikle sakatlandıktan sonra yansıtamamış bir genç. bütün açıklamalarında kendi yıldızımızı yetiştircez takımı gençleştircez de sonra bruma yerine umutu oynat sağ açıkta. veya olcan oynasın. tamam bruma uçup kaçmadı ama umutu veya olcanı kesemeyecek birimiydi? sinan ise oynadığı her maçta iz bıraktı. gollere katkıda bulundu. hala oynatılmaması resmen adam kayırmaktır, bu iki ismi ikinci plana atmaktır. brumayı gönderdi, sinanı da hala göndermeye çalışıyor ki umuta olcana yer açılsın. işte hamza adaleti, işte hamza gerçekleri.

    bakın hayatımda ilk defa şampiyonlar ligi maçları bu sene yapılmasa ne olur diye düşünüyorum. geçen sene 19 gol yiyen bu takım bu sene 20'yi geçer mi diye korkuyorum. çünkü hamza bu gerçeklerden bihaber takılmaya devam ediyor. o zannediyor ki bilal ve jem bizi cl'de üst tura çıkaracak. o zannediyor ki takım cl için yeterli. ciddi ciddi soruyorum buna inanıyormusunuz? yani bu takımın cl'de başarılı olacağını düşünüyormusunuz?

    ligde top oynamadık, kupa finalinde bursa ezdi ama biz aldık, süper kupada daha üç gün önce yarım bursa bizi yine ezdi koca devre şut bile çekemedik, oyundan çıkan oyuncular burak sneijder ve podolski. yemin ediyorum şu özgüvenin 10'da 1'i bende olsa devlet başkanı olurdum.

    bu kadar kötü ve iç karartıcı bir tabloya rağmen 3 kupa nasıl alındı derseniz, o da işte hamza balıdır. mustafa denizli balını çoktan geçmiş, fener balını kurutmuştur. ama 3 kupa aldık diye de gerçekleri göremeyeceksek veya görüp de söyleyemeyeceksek o zaman duvara toslarız ne yazık ki. asıl olarak sorun hamzanın zihniyetinde, düşüncelerinde ve söylemlerindedir.

    hamza efendidir, iyidir, karakterlidir ama yetersizdir. dengelerin peşinde koşarken çok önemli bir şeyi unutmuştur, o da;

    bu takımın amacı türk olmayan takımları yenmektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın