• 2109
    112 arıyor: hocam 2 ağır yaralı getiriyoruz, silahlı çatışma. ambulansın sirenini duymamla acil kapısına çıkmam bir oluyor. ambulanstan biri sedyede biri yerde 2 ağır yaralı ortalık kan revan içinde indirmeye çalışıyorlar. hemen mavi kod, kırmızı alan. birisinin bilinci açık, diğeri ise arrest. o keşmekeş içerisinde yaptığım ilk şey hastaların nerelerinden yaralandıklarına bakmak. bilinci açık olanın sırtından girmiş kurşun. diğeri ise hem boyundan hemde başın arkasından yemiş kurşunu. kontrol ediyorum; hastanın en basit kornea refleksi bile yok. bilen bilir pupil fiks dilateyse o hastanın dönmesi zordur. kafasından kurşun yemişse daha da zor. ama bunları düşünmüyorum sadece doktorluk içgüdüm bilinci açık hastayı yaşatabilirsin diyor ve ona yöneliyorum. diğer doktor arkadaşı arrest hastanın yanında bırakıp bilinci açık hastayla tomografiye gidiyorum. birisi bana hocam bunlar polis diyor. şaşırıyorum. buradaki hemen her polisi tanıyorum çünkü. suratlarına bakmadım ki bunlar kim diye. ''bunun adı cumhurmuş diğerinin ismi ne?''. ''ismi ümit hocam'' diyorlar. ''bizim hastane polisi farketmedin mi?''. yok o değildir diyorum. başında bulunduğum polisin ise sol akciğeri paramparça ve kanla dolu. o kanı boşaltmamız lazım ve uzmanımı arıyor, hastanın sevk işlemlerini başlatıyorum zaman kaybetmemek için. sonra diğerinin yanına dönüyorum. bakmam lazım kanla kaplı suratına. bakmamla yere çökmem bir oluyor. çünkü o diğeri benim hastane polisim, çünkü o diğeri her nöbette ''hocam kaç şekerli olsun çayın?'' diyip sonra benle sigara tellendiren adam, çünkü o diğeri ''hocam gel de sana pes te bi koyayım da gör'' deyip yenilince '' senden intikamımı çok pis alıcam hocam'' tribine giren adam, çünkü o diğeri daha kırk gün önce baba olmuş 26 yaşında gürbüz bir delikanlı, çünkü o bizim ümit.

    ümit şehit oldu sözlük. tam 1 hafta önce yine burada şehit olan şehit askerim gibi. hain ve kalleş köpekler tarafından ümit, güzel günlere inanan bizlerin ''ümit'i'' şehit oldu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın