7234
ne yazık ki taraftarlar olarak birbirimizi yanlış anlıyoruz bu konuda.
biz eleştirdiğimiz zaman kötü taraftar oluyoruz.
bakın madde madde anlatıyorum:
- biz de galatasaray iyi olsun istiyoruz, şampiyon olsun, acayip top oynasın, rakipleri donunda sallasın, gelene gidene 3-5 atsın, milletin eline tutuştursun istiyoruz.
- biz de selçuk iyi oynasın, dünya devleri tarafından istensin, peşinde koşulsun istiyoruz.
- biz selçuk'u ilk kötü oynadığı maç eleştirmedik. bakın bu cümleyi tekrar okuyun "ilk maç eleştirmedik"... 40 maç bekleyip öyle eleştirdik. kusura bakmayın ama 40 maç kötü oynadığında eleştiririm. çünkü ben galatasaray'ı selçuk'u sevdiğimden daha çok seviyorum.
- biz futbolcuların değil, takımın taraftarıyız, takımın iyi oyununu bozan futbolcuyu eleştiririz, takımın şerefine gölge düşürecek yöneticiyi de başkanı da eleştiririz. çünkü doğrusunun bu olduğuna inanıyoruz.
- bir futbolcu 5 maç kötü oynadığında teknik direktör alır karşısına konuşur, gerekirse keser birkaç hafta. ancak selçuk son 100 maçta hiç kesik yemedi. bu da selçuk'un ne yazık ki egosunun yükselmesine sebep oldu. kötü oynadığı için eleştirildikten sonra "düzgün" bir futbolcu çıkar der ki "taraftarlara özledikleri selçuk'u izletmek için elimden geleni yapacağım... selçuk ne dedi? "ben iyi oynuyorum, ilk seneki kadar iyi oynuyorum, hep böyle oynicam, kötü falan oynamıyorum". kusura bakmayın ama bu normal bir şey değil.
- biz selçuk'u eleştirdiğimizde "siz taraftar değilsiniz, her koşulda desteklemeniz lazım" diye laf yiyoruz, ama taraftar yuhalayınca selçuk formasını tugay'a verip çıkabiliyor oyundan. kimse de demiyor ki "sen her koşulda takıma saygını korumalısın" diye.
- biz selçuk kötü oynasın da eleştirelim diye beklemiyoruz. iyi oynasın diye bekliyoruz. 3 senedir bekliyoruz... fatih terim gittiği günden beri resmen özellikle bıraktı. hamza hoca gelince biraz toplarlar gibi oldu ama çoktan iyi oynamanın nasıl bir his olduğunu, iyi oynayan futbolcunun ivmesinin arttığını unuttu. tek yaptığı yere düşmek olan bir oyuncu haline geldi selçuk. resmen türk futbolunun bug'ını buldu adam. topu ayağında gevele, sonra da topun üzerine doğru yuvarlan...
özetle;
merak etmeyin arkadaşlar, hepimiz bu takımı çok seviyoruz. hem de kişilere bağlı kalmadan, bi futbolcu sayesinde sevmiyoruz. aksine biz taraftarı olduğumuz takımın formasını taşıyan adamlar iyi işler yapsın, o formaya layık olsun istiyoruz.
biz eleştirdiğimiz zaman kötü taraftar oluyoruz.
bakın madde madde anlatıyorum:
- biz de galatasaray iyi olsun istiyoruz, şampiyon olsun, acayip top oynasın, rakipleri donunda sallasın, gelene gidene 3-5 atsın, milletin eline tutuştursun istiyoruz.
- biz de selçuk iyi oynasın, dünya devleri tarafından istensin, peşinde koşulsun istiyoruz.
- biz selçuk'u ilk kötü oynadığı maç eleştirmedik. bakın bu cümleyi tekrar okuyun "ilk maç eleştirmedik"... 40 maç bekleyip öyle eleştirdik. kusura bakmayın ama 40 maç kötü oynadığında eleştiririm. çünkü ben galatasaray'ı selçuk'u sevdiğimden daha çok seviyorum.
- biz futbolcuların değil, takımın taraftarıyız, takımın iyi oyununu bozan futbolcuyu eleştiririz, takımın şerefine gölge düşürecek yöneticiyi de başkanı da eleştiririz. çünkü doğrusunun bu olduğuna inanıyoruz.
- bir futbolcu 5 maç kötü oynadığında teknik direktör alır karşısına konuşur, gerekirse keser birkaç hafta. ancak selçuk son 100 maçta hiç kesik yemedi. bu da selçuk'un ne yazık ki egosunun yükselmesine sebep oldu. kötü oynadığı için eleştirildikten sonra "düzgün" bir futbolcu çıkar der ki "taraftarlara özledikleri selçuk'u izletmek için elimden geleni yapacağım... selçuk ne dedi? "ben iyi oynuyorum, ilk seneki kadar iyi oynuyorum, hep böyle oynicam, kötü falan oynamıyorum". kusura bakmayın ama bu normal bir şey değil.
- biz selçuk'u eleştirdiğimizde "siz taraftar değilsiniz, her koşulda desteklemeniz lazım" diye laf yiyoruz, ama taraftar yuhalayınca selçuk formasını tugay'a verip çıkabiliyor oyundan. kimse de demiyor ki "sen her koşulda takıma saygını korumalısın" diye.
- biz selçuk kötü oynasın da eleştirelim diye beklemiyoruz. iyi oynasın diye bekliyoruz. 3 senedir bekliyoruz... fatih terim gittiği günden beri resmen özellikle bıraktı. hamza hoca gelince biraz toplarlar gibi oldu ama çoktan iyi oynamanın nasıl bir his olduğunu, iyi oynayan futbolcunun ivmesinin arttığını unuttu. tek yaptığı yere düşmek olan bir oyuncu haline geldi selçuk. resmen türk futbolunun bug'ını buldu adam. topu ayağında gevele, sonra da topun üzerine doğru yuvarlan...
özetle;
merak etmeyin arkadaşlar, hepimiz bu takımı çok seviyoruz. hem de kişilere bağlı kalmadan, bi futbolcu sayesinde sevmiyoruz. aksine biz taraftarı olduğumuz takımın formasını taşıyan adamlar iyi işler yapsın, o formaya layık olsun istiyoruz.
