1443
zlatanın gelmesi, ülke futbolu için devrim niteliğindedir. ben yeryüzünde zlatan'ın takımına gelmesine sıcak bakmayacak bir antrenör olduğunu zannetmiyorum. ancak hamzaoğlu derseniz doğrudur olabilir derim, çünkü bu akıl tutulmaları ancak bizim gibi, hatta gibisi fazla sadece bizim ülkemizde olan kafatasçı, ümmetçi zihniyetli, vizyonu dar, araştırmayan, daha iyisini aramayan insanlar tarafından yapılacabilecek bir davranıştır haklısınız.
ayrıca hamzaoğlu'nun bir otorite sorununun da mevcut olduğu belli. kendisinin formalite pozitif ilişkiler kuran, ekibindeki insanları haddinden fazla refere eden bir tarzı mevcut.yer yer hayalperestliğe kaçan bir tarz. ters bir durumla karşılaştığı zaman da kuralları uygulamaktan kaçmayan bir hava vermeye çalışıyor. (bkz : emre çolak vakası) ancak bu emareler kesinlikle sağlam bir liderin karakteristik özellikleri değil. daha çok öğrencilerine sahte gülümsemeler atan yeni mezun bayan asistan tavrını andırıyor. bilirsiniz bu tipler sınavlarda en çok kopya yakalayan ve kuralları uygulayan tiplerdir, çünkü otorite ve saygı çerçevesinde bir kontrol mekanizması oluşturamamışlardır, inattır bunlar, nuh der peygamber demez, 69'u 70 yapıp bc vermezler. dar alanlarında kendi adaletlerini uygulayıp, aslında göz önüne almaları gereken pek çok parametreyi göz ardı edip, günün sonunda aslında adaletsizlik yaptıklarının farkına varmazlar.
işte hamza aynen böyle bir insan tipinde şu an. sabriye ve benzerlerine verilen paralar aslında onun dünyasında biraz adalet (yukarda anlatılana benzer) biraz torpil ve destek beklentisini gösteriyor olsa da, bilgiye kolay ulaşılabilen günümüzde, futbol endüstrisini ondan çok daha iyi bilen (futbol oyununu demiyorum, futbol ensdüstrisini diyorum) biz futbolseverler tarafından haliyle vasatlık ve işbilmezlik olarak algılanıyor.
bu demek değildir ki hamza hep böyle gidecek, biraz şansla bu sezonu da çok değil ikinci olarak atlatırsa muhtemelen takımın başında kalacaktır. zaman içinde kendini geliştirme ihtimali her zaman mevcut.
terim de kariyerinin ortalarına kadar buna benzer tavırlar sergiliyordu hatırlarsınız, hatta 2. milli takım serüveninde, avrupa kupası ön elemeleri öncesi ersun yanaldan sonra takımın başına gökten düşer gibi geldiğinde takımı tamamen dönemi geçmiş eski galatasaraylı oyunculardan oluşturmuş, fatih akyel dahil eski tüfekleri kadroya çağırmış ama malumunuz play off u geçememişti.
özetle hamza şu an iyimser ihtimalle bir bilinmez, normal şartlarda ise takımı 2. yapamayıp sezon sonunda gönderilecek bir hoca adayı. (bunun için başka sebeplerim de var, teknik kapasite ile ilgili de yazacağım) zaten ligin ilk haftalarında taraftarın işaretlediği mevki ve kişiler sorun yaratmaya başlarsa ve şampiyonlar ligi ilk 2 maçında en az 1 galibiyet alınamazsa çözülme umulandan da hızlı olacaktır.
ayrıca hamzaoğlu'nun bir otorite sorununun da mevcut olduğu belli. kendisinin formalite pozitif ilişkiler kuran, ekibindeki insanları haddinden fazla refere eden bir tarzı mevcut.yer yer hayalperestliğe kaçan bir tarz. ters bir durumla karşılaştığı zaman da kuralları uygulamaktan kaçmayan bir hava vermeye çalışıyor. (bkz : emre çolak vakası) ancak bu emareler kesinlikle sağlam bir liderin karakteristik özellikleri değil. daha çok öğrencilerine sahte gülümsemeler atan yeni mezun bayan asistan tavrını andırıyor. bilirsiniz bu tipler sınavlarda en çok kopya yakalayan ve kuralları uygulayan tiplerdir, çünkü otorite ve saygı çerçevesinde bir kontrol mekanizması oluşturamamışlardır, inattır bunlar, nuh der peygamber demez, 69'u 70 yapıp bc vermezler. dar alanlarında kendi adaletlerini uygulayıp, aslında göz önüne almaları gereken pek çok parametreyi göz ardı edip, günün sonunda aslında adaletsizlik yaptıklarının farkına varmazlar.
işte hamza aynen böyle bir insan tipinde şu an. sabriye ve benzerlerine verilen paralar aslında onun dünyasında biraz adalet (yukarda anlatılana benzer) biraz torpil ve destek beklentisini gösteriyor olsa da, bilgiye kolay ulaşılabilen günümüzde, futbol endüstrisini ondan çok daha iyi bilen (futbol oyununu demiyorum, futbol ensdüstrisini diyorum) biz futbolseverler tarafından haliyle vasatlık ve işbilmezlik olarak algılanıyor.
bu demek değildir ki hamza hep böyle gidecek, biraz şansla bu sezonu da çok değil ikinci olarak atlatırsa muhtemelen takımın başında kalacaktır. zaman içinde kendini geliştirme ihtimali her zaman mevcut.
terim de kariyerinin ortalarına kadar buna benzer tavırlar sergiliyordu hatırlarsınız, hatta 2. milli takım serüveninde, avrupa kupası ön elemeleri öncesi ersun yanaldan sonra takımın başına gökten düşer gibi geldiğinde takımı tamamen dönemi geçmiş eski galatasaraylı oyunculardan oluşturmuş, fatih akyel dahil eski tüfekleri kadroya çağırmış ama malumunuz play off u geçememişti.
özetle hamza şu an iyimser ihtimalle bir bilinmez, normal şartlarda ise takımı 2. yapamayıp sezon sonunda gönderilecek bir hoca adayı. (bunun için başka sebeplerim de var, teknik kapasite ile ilgili de yazacağım) zaten ligin ilk haftalarında taraftarın işaretlediği mevki ve kişiler sorun yaratmaya başlarsa ve şampiyonlar ligi ilk 2 maçında en az 1 galibiyet alınamazsa çözülme umulandan da hızlı olacaktır.
