3718
kendisine saldıranlar, yapılan her kötü şeyi onun üstüne atarak abartı bir şekilde saldırıyor, koruyanlar ise refleks olarak, "hürriyet'i bile alsan arkandayız" şeklinde aşırı korumacı davranıyor. objektif bir şekilde bakmaya çalışalım:
1- galatasaray'a gelmeden önce tv yorumunda son derece amatör ve haksız bir şekilde sneijder'i eleştirdi. "-"
2- galatasaray'ın başına geçtiğinde takımın ligde ki puan durumu kötü değildi ancak oynadığı oyun felaketti. gelir gelmez olumlu mesajlar verdi ve ilk işi sneijder meselesini çözmek oldu. sneijder'in hamza hoca geldikten sonra gösterdiği performans ve hamza hoca hakkındaki düşünceleri hamza hoca'nın sorun çözmedeki başarısını gösterdi. "+"
3- dağınık halde olan, hangi taktikle oynayacağını bilmeyen, istikrarsız takımdan istikrarlı bir taktik ve kadro yarattı. bir süre sonra herkes gs kadrosunu ezbere sayar hale geldi. "+"
4- kadro istikrarını sağlasa bile, bazı maçlarda oyuncu değişiklikleri konusunda ve oyunu okuma konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı ve bunu kendisi de itiraf etti. bu konuda kendisini geliştirmesi gerekiyor. "-"
5- iletişim konusunda çok başarılı. madde 2'de bu konuda "+" sı vardı ama sezon boyunca her kesimle bu iletişimini çok iyi tuttu ve iyi bir "yönetici" olduğunu gösterdi. "+"
6- sezonu çifte kupa ile tamamladı. "+" , "+"
7- sezon bittikten sonra 3 yıllık yeni sözleşme imzaladı. imza töreninde hedefin şampiyonlar ligi kupası olduğunu söyledi. vizyon açısından önemli bir söylemdi. "+"
8- imza attıktan sonra ilk hamlesi sözleşmesi biten sabri ile sözleşme yenilenmesi oldu. çok kötü bir sezon geçiren tarık nedeniyle sabri ile sözleşme yenilenmesi belki anlaşılabilir idi ancak maaşına zam yapılmasının hiç bir açıklaması yoktu. peki maaşına zammı hamza hoca mı yaptı, yönetim mi? kendisinin bilgisi dahilinde mi zam yapıldı, yoksa kendisi "tarık yetersiz, sabri bir yıl daha kalabilir" raporunu yönetime verdi ve yönetim mi zam yaptı? bu sorular cevapsız. kendisinin zamdan haberi olmasa bile, yönetimi ve sabriyi ateşe atmamak için bu durumu geçiştirmek durumunda kaldı. hangi seçenek olursa olsun : "-"
9- ikinci hamlesi bilal kısa transferi oldu. geçen yılki performansı ile milli takıma kadar yükselmiş ve yakından tanıdığı bir oyuncuyu bonservis bedeli olmadan transfer etmesi anlaşılabilir olsa bile gerek bilal'in yaşı, gerekse kendisinin "şampiyonlar ligi" vizyonu nedeniyle bu transfer kendi söylemiyle çelişkiliydi. takımda kadro derinliğini 32 yaşındaki bilal yerine, selçuk'la rekabet edebilecek, yüksek maliyetli olmasa bile potansiyeli yüksek, genç bir oyuncu ile sağlamak, vizyonu şampiyonlar ligi olan bir takım için daha doğru olmaz mıydı? bu transfer taraftarın abarttığı kadar kötü olmasa bile, madem hedef şampiyonlar ligi: "-"
10- üçüncü hamle podolski oldu. taraftarlar bu transferi hamza hoca'nın değil kendilerinin yaptırdığını söylese bile, bu abartılı bir yorum. birisinin kötü olduğuna inanmak istiyorsanız bütün olumsuz işleri ona, olumlu işeri ise başkalarına yıkarsınız, iyi olduğuna inanmak için de tam tersini yaparsınız. omurgası zaten oturmuş olan kadroda bir kanatta yasin kendini ispatlamış ve formayı kapmışken diğer tarafta işler bir türlü oturmamıştı. podolski bu anlamda formanın hakkını verebilecek bir isim: "+"
11- telles'in savunma performansından mutlu değildi (kim mutluydu ki?). mutlaka bir solbek alınması gerekiyordu. ya telles'i yedeğe çekecek maliyetli bir transfer yapılması gerekiyordu ya da telles ile rekabet edecek ve onun performansını yükseltecek genç bir oyuncu alınacaktı. hamza hoca telles'e bir şans daha vererek carole'ye karar verdi : "?"
ben şahsen olumlu bakıyorum hamza hocaya ve galatasarayda ki geleceğine. oyun okuma becerisi bence en büyük eksisi. sabri'ye yapılan zam konusunda kendisinin ne kadar suçu var bilmiyorum. bir teknik direktör bir oyuncusu için sözleşmesinin uzatılması yönünde rapor verebilir ancak şu kadar verin demez, diyemez zira onun yetkisinde olan bir durum değil. bu konuda asıl sorumlu yönetimdir. kendisini hala 2 yıl önceki sneijder yorumu üzerinden eleştirmek ve yabancı düşmanlığı ile suçlamak insafsızlıktır. görebildiğim kadarıyla takımdaki bütün yabancılarla iletişimi mükemmele yakın. bilal kısa'nın ligde kendisinin beklediği katkıyı vereceğini düşünüyorum ancak takımla 4 yıl daha sözleşmesi olan selçuk'u daha çok zorlayacak genç bir oyuncu alarak uzun vadeli bir yatırım yapmasını beklerdim. takımımızın mevcut kadrosu bile güçlenen fb'den ve bana göre şampiyonluk mücadelesinde fb'den daha tehlikeli olan bjk'den bir adım öndedir. polyannacılık oynamıyorum, oturmuş bir "takım", her zaman yeni oluşturulmuş bir kadrodan daha öndedir.
1- galatasaray'a gelmeden önce tv yorumunda son derece amatör ve haksız bir şekilde sneijder'i eleştirdi. "-"
2- galatasaray'ın başına geçtiğinde takımın ligde ki puan durumu kötü değildi ancak oynadığı oyun felaketti. gelir gelmez olumlu mesajlar verdi ve ilk işi sneijder meselesini çözmek oldu. sneijder'in hamza hoca geldikten sonra gösterdiği performans ve hamza hoca hakkındaki düşünceleri hamza hoca'nın sorun çözmedeki başarısını gösterdi. "+"
3- dağınık halde olan, hangi taktikle oynayacağını bilmeyen, istikrarsız takımdan istikrarlı bir taktik ve kadro yarattı. bir süre sonra herkes gs kadrosunu ezbere sayar hale geldi. "+"
4- kadro istikrarını sağlasa bile, bazı maçlarda oyuncu değişiklikleri konusunda ve oyunu okuma konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı ve bunu kendisi de itiraf etti. bu konuda kendisini geliştirmesi gerekiyor. "-"
5- iletişim konusunda çok başarılı. madde 2'de bu konuda "+" sı vardı ama sezon boyunca her kesimle bu iletişimini çok iyi tuttu ve iyi bir "yönetici" olduğunu gösterdi. "+"
6- sezonu çifte kupa ile tamamladı. "+" , "+"
7- sezon bittikten sonra 3 yıllık yeni sözleşme imzaladı. imza töreninde hedefin şampiyonlar ligi kupası olduğunu söyledi. vizyon açısından önemli bir söylemdi. "+"
8- imza attıktan sonra ilk hamlesi sözleşmesi biten sabri ile sözleşme yenilenmesi oldu. çok kötü bir sezon geçiren tarık nedeniyle sabri ile sözleşme yenilenmesi belki anlaşılabilir idi ancak maaşına zam yapılmasının hiç bir açıklaması yoktu. peki maaşına zammı hamza hoca mı yaptı, yönetim mi? kendisinin bilgisi dahilinde mi zam yapıldı, yoksa kendisi "tarık yetersiz, sabri bir yıl daha kalabilir" raporunu yönetime verdi ve yönetim mi zam yaptı? bu sorular cevapsız. kendisinin zamdan haberi olmasa bile, yönetimi ve sabriyi ateşe atmamak için bu durumu geçiştirmek durumunda kaldı. hangi seçenek olursa olsun : "-"
9- ikinci hamlesi bilal kısa transferi oldu. geçen yılki performansı ile milli takıma kadar yükselmiş ve yakından tanıdığı bir oyuncuyu bonservis bedeli olmadan transfer etmesi anlaşılabilir olsa bile gerek bilal'in yaşı, gerekse kendisinin "şampiyonlar ligi" vizyonu nedeniyle bu transfer kendi söylemiyle çelişkiliydi. takımda kadro derinliğini 32 yaşındaki bilal yerine, selçuk'la rekabet edebilecek, yüksek maliyetli olmasa bile potansiyeli yüksek, genç bir oyuncu ile sağlamak, vizyonu şampiyonlar ligi olan bir takım için daha doğru olmaz mıydı? bu transfer taraftarın abarttığı kadar kötü olmasa bile, madem hedef şampiyonlar ligi: "-"
10- üçüncü hamle podolski oldu. taraftarlar bu transferi hamza hoca'nın değil kendilerinin yaptırdığını söylese bile, bu abartılı bir yorum. birisinin kötü olduğuna inanmak istiyorsanız bütün olumsuz işleri ona, olumlu işeri ise başkalarına yıkarsınız, iyi olduğuna inanmak için de tam tersini yaparsınız. omurgası zaten oturmuş olan kadroda bir kanatta yasin kendini ispatlamış ve formayı kapmışken diğer tarafta işler bir türlü oturmamıştı. podolski bu anlamda formanın hakkını verebilecek bir isim: "+"
11- telles'in savunma performansından mutlu değildi (kim mutluydu ki?). mutlaka bir solbek alınması gerekiyordu. ya telles'i yedeğe çekecek maliyetli bir transfer yapılması gerekiyordu ya da telles ile rekabet edecek ve onun performansını yükseltecek genç bir oyuncu alınacaktı. hamza hoca telles'e bir şans daha vererek carole'ye karar verdi : "?"
ben şahsen olumlu bakıyorum hamza hocaya ve galatasarayda ki geleceğine. oyun okuma becerisi bence en büyük eksisi. sabri'ye yapılan zam konusunda kendisinin ne kadar suçu var bilmiyorum. bir teknik direktör bir oyuncusu için sözleşmesinin uzatılması yönünde rapor verebilir ancak şu kadar verin demez, diyemez zira onun yetkisinde olan bir durum değil. bu konuda asıl sorumlu yönetimdir. kendisini hala 2 yıl önceki sneijder yorumu üzerinden eleştirmek ve yabancı düşmanlığı ile suçlamak insafsızlıktır. görebildiğim kadarıyla takımdaki bütün yabancılarla iletişimi mükemmele yakın. bilal kısa'nın ligde kendisinin beklediği katkıyı vereceğini düşünüyorum ancak takımla 4 yıl daha sözleşmesi olan selçuk'u daha çok zorlayacak genç bir oyuncu alarak uzun vadeli bir yatırım yapmasını beklerdim. takımımızın mevcut kadrosu bile güçlenen fb'den ve bana göre şampiyonluk mücadelesinde fb'den daha tehlikeli olan bjk'den bir adım öndedir. polyannacılık oynamıyorum, oturmuş bir "takım", her zaman yeni oluşturulmuş bir kadrodan daha öndedir.
