3359
durumunu şuna benzetiyorum.
emre belözoğlu bir genç. ailesi kendisinden büyük beklentiler içindeymiş, üniversiteyi kazanmış çok iyi bir üniversitenin hukuk fakültesini (galatasaray) çok iyi okumuş, çok başarılı olmuş.
ardından yurtdışına master için çıkmış (inter, newcastle) ve orada barınamamış, bir baltaya sap olamamış. tekrardan ülkesine dönmüş.
ancak ailem dediği, yuvam dediği insanları (galatasaray camiası) yüz üstü bırakmış, istanbul'da başka mekanlarda takılmış, pis ortamlara girmiş. ardından işsiz güçsüz kalmış.
bu berbat çevreden bir abisi (aziz) kendisine bir iş bulmuş, taksiye çıkmaya başlamış.
artık kendisi bir taksiciymiş. taksim, beyoğlu (şükrü saraçoğlu) civarlarında çalışıyormuş. gel zaman git zaman doğup büyüdüğü, adam olduğu eski mahallesine uğradığında (florya, mecidiyeköy) sürekli insanlara kötü davranmış, arkalarından konuşmuş ve iftiralar atmış.
aradan yıllar geçmiş, küçük emre artık kocaman olmuş. o taksi durağının vazgeçilmez elemanı olmuş. taksi durağı iş yapmayınca da bunun kıçına tekmeyi koymuşlar.
tekmeyi yiyince tekrardan avrupa'ya gitmek istemiş ama avrupa'da kimse o'nu kabul etmemiş, sen bi boka yaramazsın demişler. şimdi kendisi bambaşka bir semtte (başakşehir) korsan taksiye çıkıyor.
ve hala diyor ki: "eski taksi durağından teklif gelirse..."
aklını sevdiğim.
emre belözoğlu bir genç. ailesi kendisinden büyük beklentiler içindeymiş, üniversiteyi kazanmış çok iyi bir üniversitenin hukuk fakültesini (galatasaray) çok iyi okumuş, çok başarılı olmuş.
ardından yurtdışına master için çıkmış (inter, newcastle) ve orada barınamamış, bir baltaya sap olamamış. tekrardan ülkesine dönmüş.
ancak ailem dediği, yuvam dediği insanları (galatasaray camiası) yüz üstü bırakmış, istanbul'da başka mekanlarda takılmış, pis ortamlara girmiş. ardından işsiz güçsüz kalmış.
bu berbat çevreden bir abisi (aziz) kendisine bir iş bulmuş, taksiye çıkmaya başlamış.
artık kendisi bir taksiciymiş. taksim, beyoğlu (şükrü saraçoğlu) civarlarında çalışıyormuş. gel zaman git zaman doğup büyüdüğü, adam olduğu eski mahallesine uğradığında (florya, mecidiyeköy) sürekli insanlara kötü davranmış, arkalarından konuşmuş ve iftiralar atmış.
aradan yıllar geçmiş, küçük emre artık kocaman olmuş. o taksi durağının vazgeçilmez elemanı olmuş. taksi durağı iş yapmayınca da bunun kıçına tekmeyi koymuşlar.
tekmeyi yiyince tekrardan avrupa'ya gitmek istemiş ama avrupa'da kimse o'nu kabul etmemiş, sen bi boka yaramazsın demişler. şimdi kendisi bambaşka bir semtte (başakşehir) korsan taksiye çıkıyor.
ve hala diyor ki: "eski taksi durağından teklif gelirse..."
aklını sevdiğim.