3697
geçenlerde dursun özbek sabri hakkında "oynayamazsa o zaman hata yaptığımızı anlarız" minvalinde bir şeyler demişti.
hamza hoca'nın aldığı iki kupa, taraftara özellikle ligin son haftalarına doğru ecel terleri döktürmesiyle geldi. yani öyle aman aman ileriye dönük ışık veren bir takım yoktu. şl'de yaptığımız -15 averaj, bol 4 gollü mağlubiyetler hepimizin aklındaydı. hamza hoca geldikten sonra, oyun kalitesinden ziyade ligi götürecek kadar hırs faktörü devreye girdi. en azından prandelli dönemindeki uyuşukluk yerini daha hareketli bir takım yapısına bırakmıştı. ancak hamza hoca, 4 yediğimiz arsenal maçı hariç cl'de hiç sınanmadı. o maç prosedür gereği oynanan bir maç olmasına rağmen, arsenal yine 4 attı gitti.
şimdi basında ismi geçen adamlar ve hamza hoca'nın transfer hedefleriyle yaptığı transferlere baktığınız zaman; zaten yavaş ve yaşlı olan takımı diriltecek transferler yapmadığını söyleyebiliriz. bu noktada iki kupa alan başarılı hoca profilinden sıyrılmak lazım. çünkü takıma iki kupa aldıran üst düzey kalitesi ya da hamza hoca'nın taktik bilgisi değildi.
esneyen yabancı sınırıyla birlikte, cl'deki son sene rezaletinin de akılların bir köşesinde bulunduğu gerçeğini hatırlayarak, taraftar aynı rezaletin yaşanmasını istemiyor, ki bence bu çok doğal. büyük bir değişim geçirmeyen, cl'de ne vereceği meçhul bir hoca, tutup da takımdaki önemli eksiklikleri görmüyor, görmemekte diretiyorsa, orada taraftarın kendisine yüklenmesi kadar doğal bir şey yoktur.
gelelim dursun özbek'in yukarıdaki sözüyle yazdıklarımın bağlantısına. "başarısız olursa o zaman eleştiririz" gibi bir yaklaşım sağlıklı değil. çünkü çok daha iyileriyle ikame etme olanağın olan mevkilerde, önemli zaafları bulunan adamları yeterli görüyor ve bu durum, başarısız cl serüveni için büyük endişe yaratıyor. nitekim büyük mucizeler olmazsa, ismi geçen ve alınan oyuncuların ne verecekleri az çok belli. taraftarın endişesi de bu. hele ki cl'de fenerbahçe ve beşiktaş'ın geçen seneki enayiliklerini de bulamayız. ligde de kazın ayağı eskisi gibi olmayacak gibi. her ne kadar fb toplama takım, uyum dense de, rvp'nin de gelmesiyle fb anadolu takımlarını madara edebilir bir hale geldi ki, yedekleri de oldukça iyi.
ezcümle, başarısızlığı kestirilebilir olduğundan bu kadar tantana. yani bile bile lades demek gibi bir şey. bu noktada, eleştirmek için başarısızlığını beklemeye gerek yok. yanlış olduğu düşünülen şeyler söyleniyor, ki haksız da değil insanlar bu konularda. olur da düzgün isimler alınır ama tutmaz, her transfer bir risk derim. sadece kendi topuğumuza sıkmayalım düşüncesinde taraftar.
hamza hoca'nın aldığı iki kupa, taraftara özellikle ligin son haftalarına doğru ecel terleri döktürmesiyle geldi. yani öyle aman aman ileriye dönük ışık veren bir takım yoktu. şl'de yaptığımız -15 averaj, bol 4 gollü mağlubiyetler hepimizin aklındaydı. hamza hoca geldikten sonra, oyun kalitesinden ziyade ligi götürecek kadar hırs faktörü devreye girdi. en azından prandelli dönemindeki uyuşukluk yerini daha hareketli bir takım yapısına bırakmıştı. ancak hamza hoca, 4 yediğimiz arsenal maçı hariç cl'de hiç sınanmadı. o maç prosedür gereği oynanan bir maç olmasına rağmen, arsenal yine 4 attı gitti.
şimdi basında ismi geçen adamlar ve hamza hoca'nın transfer hedefleriyle yaptığı transferlere baktığınız zaman; zaten yavaş ve yaşlı olan takımı diriltecek transferler yapmadığını söyleyebiliriz. bu noktada iki kupa alan başarılı hoca profilinden sıyrılmak lazım. çünkü takıma iki kupa aldıran üst düzey kalitesi ya da hamza hoca'nın taktik bilgisi değildi.
esneyen yabancı sınırıyla birlikte, cl'deki son sene rezaletinin de akılların bir köşesinde bulunduğu gerçeğini hatırlayarak, taraftar aynı rezaletin yaşanmasını istemiyor, ki bence bu çok doğal. büyük bir değişim geçirmeyen, cl'de ne vereceği meçhul bir hoca, tutup da takımdaki önemli eksiklikleri görmüyor, görmemekte diretiyorsa, orada taraftarın kendisine yüklenmesi kadar doğal bir şey yoktur.
gelelim dursun özbek'in yukarıdaki sözüyle yazdıklarımın bağlantısına. "başarısız olursa o zaman eleştiririz" gibi bir yaklaşım sağlıklı değil. çünkü çok daha iyileriyle ikame etme olanağın olan mevkilerde, önemli zaafları bulunan adamları yeterli görüyor ve bu durum, başarısız cl serüveni için büyük endişe yaratıyor. nitekim büyük mucizeler olmazsa, ismi geçen ve alınan oyuncuların ne verecekleri az çok belli. taraftarın endişesi de bu. hele ki cl'de fenerbahçe ve beşiktaş'ın geçen seneki enayiliklerini de bulamayız. ligde de kazın ayağı eskisi gibi olmayacak gibi. her ne kadar fb toplama takım, uyum dense de, rvp'nin de gelmesiyle fb anadolu takımlarını madara edebilir bir hale geldi ki, yedekleri de oldukça iyi.
ezcümle, başarısızlığı kestirilebilir olduğundan bu kadar tantana. yani bile bile lades demek gibi bir şey. bu noktada, eleştirmek için başarısızlığını beklemeye gerek yok. yanlış olduğu düşünülen şeyler söyleniyor, ki haksız da değil insanlar bu konularda. olur da düzgün isimler alınır ama tutmaz, her transfer bir risk derim. sadece kendi topuğumuza sıkmayalım düşüncesinde taraftar.
