356
g.saray'da gülen cemaati etkili mi
68 kuşağının hayranı hasan şaş'a soruldu: galatasaray'da gülen cemaati etkili mi?
habertürk gazetesi yazarı kutlu esendemir, günün adamı köşesinde hasan şaş'la bilinmeyen yönlerini konuştu. işte o yazı:
hasan şaş, türk futbolunun son 10 yılına damgasını vurmuş efsane futbolculardan.
2000 yılında galatasaray'ın uefa kupası'nı kazanmasında, 2002 dünya kupası'nda türkiye'nin dünya üçüncülüğünde önemli pay sahiplerinden biri.
bugüne dek 15 kupa kaldirdi
yarı final maçında yıldızlar topluluğu brezilya'ya attığı golle tüm dünyada şöhreti yakalayan hasan şaş, futbol kariyerinde bugüne dek 15 kez kupa kaldırdı.
saha içinde, kendine özgü stili ve agresif yapısıyla dikkat çeken şaş, geçen yıl ağır bir sakatlık yaşamış ama takımdaki diğer sakat futbolcuların çokluğu nedeniyle, teknik direktör bülent korkmaz tarafından hamburg ve hacettepespor maçlarında sahaya sürülmüştü,
işte bu iki maç onun galatasaray'daki sonunu da hazırlayacaktı. uefa kupası'ndan elenişin ardından hacettepe deplasmanındaki hüsranla birlikte 'aslan' şampiyonluk potasından da düşecekti.
şaş, adana'nın karataş ailesinden. 32 yaşında evli ve 2 çocuk babası. ruhuna da, futboluna da adanalılık sirayet etmiş durumda. diğer futbolcuların aksine, ülke gündemine kafa yoran, sözünü söyleyen hasan şaş'a günlük hayattan ortalar yaptık. 0 da gelişine vurdu!
bu siralar edebiyatin duayeni adanali yaşar kemal, kürt sorununun çözümüne yönelik çabalarda bir çekim merkezi oluşturdu. tanir misiniz yaşar kemal'i?
tanımaz mıyım? hatta rahmetli dayım muhittin kaymaz'laydık. bir gün onunla yeşilköy'de arabayla gidiyorduk. bir ayakkabıcıda yaşar kemal'i görmüş. 5-10 kilometre de gitmiştik. dayım, "hasan senden bir ricam var" dedi. ""buyur" dedim. "yaşar kemal'le tanışabilir miyiz?" dedi. "niye olmasın dayı; gideriz" dedim. geri döndük aynı yolu. sonra tanıştık kendisiyle, öyle devam etti muhabbetimiz.
2002'de japonya ve güney kore'deki dünya kupasi sirasinda size telefonla ulaştiği doğru mu?
doğru evet. telefonla aradı beni japonya'dan. "hemşerim; kendini çok yere atıyorsun" dedi. ben de, "vallahi rakip sert giriyor, vuruyor" dedim. "demek ki anladılar tehlikeyi" dedi. gülüştük. tebrik etti oynadığım oyundan dolayı. aslında serzeniş değil de, daha çok, "seninle gurur duyuyoruz" şeklinde bir konuşmaydı.
yaşar kemal'in sorununun çözümüne yönelik girişimlerine nasil bakiyorsunuz?
tabii, sanatçılar, yazarlar, olaylara daha ılıman, daha insancıl bakarlar. çünkü onların sanatçı ruhları var. "kan dursun" istiyorlar. bu girişimleri çok doğal karşılıyorum.
çocuklarinizdan bir tanesinin ismi derin, diğerinin yusuf deniz. 1972'de idam edilen yusuf arslan'la deniz gezmiş'ten esinlendiğiniz söyleniyor.
evet öyle. yusuf aynı zamanda benim kayınpederimin ismi. hem de yusuf arslan'la deniz gezmiş'i severim. çünkü zamanında amerika'ya karşı çıkmış insanlar... şimdi herkes amerika'ya karşı çıkıyor. demek ki bu adamlar ileri görüşlüymüş. '70'lerde işte o insanları idam ederken, yargılarken geniş kapsamlı bakmak gerekti olaylara. onların durumu beni çok üzmüştü. bu ülke için bir şeyler yapmaya çalışmışlardı. ben
de onları sevdiğimden dolayı, hem de kayınpederimin adı da yusuf'tu. onu da yaşatmak için yusuf deniz koydum. bence çok güzel bir isim oldu.
düşünceleriniz, takimda bir sorun yaratmiyor muydu?
yoo, hiçbir zaman sorunlara yol açmadı... ben demokrat görüşlü, atatürkçü düşüncelere sahip bir insanım. insancıl taralım çok.
gülen'i hiç konuşmadik
mesela takimda, fethullah gülen cemaatinin etkili olduğu, hakan şükür'ün de bu cemaatten olduğu söylenirdi hep.
hakan ağabey'le aramızda öyle bir sıkıntı olmadı. kendisiyle 5 yıl oda arkadaşlığı yaptık. bir gün konuyu konuşmadık. çünkü birbirimize saygı, sevgi çerçevesi içerisindeydik. eğer ben onlara karışsaydım onlarla arkadaş olamazdım. onlar bana karışsaydı, onlardan bana arkadaş olmazdı.
genelde futbolcular ülke meselelerine fazla kafa yormazlar. sizi bunlardan farkli kilan nedir?
kültürlü bir aileden geliyorum ve bizim evde, "hasan bu golü nasıl attın? bu arabayı mı aldın? araban kaç para, buradan dükkân aldın, bu ne kadar?" gibi şeyler konuşmayız. küçükten beri de öyle yetiştik.
ya bundan sonrasi?
transfer döneminin bitmesine daha var. ne olur ne getirir bilinmez. bonservisim elimde. şimdi trt türk'te erhan telli ve uğu meleke'yle "futbol her şeydir" programını yapıyoruz.
http://www.ensonhaber.com/...maati-etkili-mi.html
68 kuşağının hayranı hasan şaş'a soruldu: galatasaray'da gülen cemaati etkili mi?
habertürk gazetesi yazarı kutlu esendemir, günün adamı köşesinde hasan şaş'la bilinmeyen yönlerini konuştu. işte o yazı:
hasan şaş, türk futbolunun son 10 yılına damgasını vurmuş efsane futbolculardan.
2000 yılında galatasaray'ın uefa kupası'nı kazanmasında, 2002 dünya kupası'nda türkiye'nin dünya üçüncülüğünde önemli pay sahiplerinden biri.
bugüne dek 15 kupa kaldirdi
yarı final maçında yıldızlar topluluğu brezilya'ya attığı golle tüm dünyada şöhreti yakalayan hasan şaş, futbol kariyerinde bugüne dek 15 kez kupa kaldırdı.
saha içinde, kendine özgü stili ve agresif yapısıyla dikkat çeken şaş, geçen yıl ağır bir sakatlık yaşamış ama takımdaki diğer sakat futbolcuların çokluğu nedeniyle, teknik direktör bülent korkmaz tarafından hamburg ve hacettepespor maçlarında sahaya sürülmüştü,
işte bu iki maç onun galatasaray'daki sonunu da hazırlayacaktı. uefa kupası'ndan elenişin ardından hacettepe deplasmanındaki hüsranla birlikte 'aslan' şampiyonluk potasından da düşecekti.
şaş, adana'nın karataş ailesinden. 32 yaşında evli ve 2 çocuk babası. ruhuna da, futboluna da adanalılık sirayet etmiş durumda. diğer futbolcuların aksine, ülke gündemine kafa yoran, sözünü söyleyen hasan şaş'a günlük hayattan ortalar yaptık. 0 da gelişine vurdu!
bu siralar edebiyatin duayeni adanali yaşar kemal, kürt sorununun çözümüne yönelik çabalarda bir çekim merkezi oluşturdu. tanir misiniz yaşar kemal'i?
tanımaz mıyım? hatta rahmetli dayım muhittin kaymaz'laydık. bir gün onunla yeşilköy'de arabayla gidiyorduk. bir ayakkabıcıda yaşar kemal'i görmüş. 5-10 kilometre de gitmiştik. dayım, "hasan senden bir ricam var" dedi. ""buyur" dedim. "yaşar kemal'le tanışabilir miyiz?" dedi. "niye olmasın dayı; gideriz" dedim. geri döndük aynı yolu. sonra tanıştık kendisiyle, öyle devam etti muhabbetimiz.
2002'de japonya ve güney kore'deki dünya kupasi sirasinda size telefonla ulaştiği doğru mu?
doğru evet. telefonla aradı beni japonya'dan. "hemşerim; kendini çok yere atıyorsun" dedi. ben de, "vallahi rakip sert giriyor, vuruyor" dedim. "demek ki anladılar tehlikeyi" dedi. gülüştük. tebrik etti oynadığım oyundan dolayı. aslında serzeniş değil de, daha çok, "seninle gurur duyuyoruz" şeklinde bir konuşmaydı.
yaşar kemal'in sorununun çözümüne yönelik girişimlerine nasil bakiyorsunuz?
tabii, sanatçılar, yazarlar, olaylara daha ılıman, daha insancıl bakarlar. çünkü onların sanatçı ruhları var. "kan dursun" istiyorlar. bu girişimleri çok doğal karşılıyorum.
çocuklarinizdan bir tanesinin ismi derin, diğerinin yusuf deniz. 1972'de idam edilen yusuf arslan'la deniz gezmiş'ten esinlendiğiniz söyleniyor.
evet öyle. yusuf aynı zamanda benim kayınpederimin ismi. hem de yusuf arslan'la deniz gezmiş'i severim. çünkü zamanında amerika'ya karşı çıkmış insanlar... şimdi herkes amerika'ya karşı çıkıyor. demek ki bu adamlar ileri görüşlüymüş. '70'lerde işte o insanları idam ederken, yargılarken geniş kapsamlı bakmak gerekti olaylara. onların durumu beni çok üzmüştü. bu ülke için bir şeyler yapmaya çalışmışlardı. ben
de onları sevdiğimden dolayı, hem de kayınpederimin adı da yusuf'tu. onu da yaşatmak için yusuf deniz koydum. bence çok güzel bir isim oldu.
düşünceleriniz, takimda bir sorun yaratmiyor muydu?
yoo, hiçbir zaman sorunlara yol açmadı... ben demokrat görüşlü, atatürkçü düşüncelere sahip bir insanım. insancıl taralım çok.
gülen'i hiç konuşmadik
mesela takimda, fethullah gülen cemaatinin etkili olduğu, hakan şükür'ün de bu cemaatten olduğu söylenirdi hep.
hakan ağabey'le aramızda öyle bir sıkıntı olmadı. kendisiyle 5 yıl oda arkadaşlığı yaptık. bir gün konuyu konuşmadık. çünkü birbirimize saygı, sevgi çerçevesi içerisindeydik. eğer ben onlara karışsaydım onlarla arkadaş olamazdım. onlar bana karışsaydı, onlardan bana arkadaş olmazdı.
genelde futbolcular ülke meselelerine fazla kafa yormazlar. sizi bunlardan farkli kilan nedir?
kültürlü bir aileden geliyorum ve bizim evde, "hasan bu golü nasıl attın? bu arabayı mı aldın? araban kaç para, buradan dükkân aldın, bu ne kadar?" gibi şeyler konuşmayız. küçükten beri de öyle yetiştik.
ya bundan sonrasi?
transfer döneminin bitmesine daha var. ne olur ne getirir bilinmez. bonservisim elimde. şimdi trt türk'te erhan telli ve uğu meleke'yle "futbol her şeydir" programını yapıyoruz.
http://www.ensonhaber.com/...maati-etkili-mi.html