1326
para aklamanın amacı kirli paranın belirli oranda bir kayıp göz önünde tutularak aklandığı yere dönmesi ve kayıt içi ekonomiye dahil olmasıdır.
yani, x kişi beşiktaş aracılığı ile para aklamak istiyorsa o x kişiye (tüzel veya gerçek) o paranın belirli bir oranda dönmesi beklenir ki orada bir para aklama operasyonundan bahsedebilelim.
yani x kişi, demba ba'yı almak isteyen şangay şeysi ile temasa geçti diyelim. x kişi çinli kulübe dedi ki "siz demba ba'yı almak istiyorsunuz ve öğrendiğim kadarıyla verdiğiniz miktar 8 milyon euro. ben size 10 daha vereyim siz beşiktaş'a 13 verin".
şangay tamam dedi diyelim. beşiktaş'a 13 verdi aldı demba'yı.
sonra bu şangay'ın veya şangay'ın dahil olduğu risk grubundan bir firmanın veya şangay'ın bu fonu aktarabileceği bir firmanın, o 10 milyonu basan x kişinin bir şirketinden bir ürünü veya hizmeti atıyorum ikiye veya üçe alması beklenir ki -ki bu alışveriş sadece kağıt üzerinde de olabilir gerçek bir satış da olabilir ve genelde kağıt üzerinde gerçekleşir bu işlemler- böylece en başta bahsettiğimiz x kişisi 10 milyon euroluk kara parasını % 20 - % 30 gibi bir oranla -ki uluslararası bir aklama ve bu montanda bir aklama işlemi için idealdir- aklamış olacaktır.
bu noktada, avrupalı kulüplerin bu tarz bir ogranizasyona dahil olmaları zordur.
beşiktaş'a akan fazladan 5 milyon euro ne olacak diye soruyorsunuzdur.
açıkçası onun da geri dönüşü zor. çünkü beşiktaş, hisseleri halka açık bir şirket. beşiktaş, x kişinin perde arkasından yönettiği bir kulüpten 100 binlik bir adamı 2ye 3e falan alırsa örneğin, aklama işi çift taraflı hayat bulmuş olabilir.
bu noktada benim aklıma mesela ontivero transferi geliyor; tugay'ın söylediği kadarıyla ne mancini ne de kendisi istemiş ontivero'yu misal.
velhasıl, kara para iddialarının biraz daha güçlenebilmesi için şangay şeysi ve bjk'nin ilerleyen dönemdeki finansal hareketlerini izlemek gerekir ki şangay zımbırtısı için bu olanaksız.
hayırlısı diyelim artık...
yani, x kişi beşiktaş aracılığı ile para aklamak istiyorsa o x kişiye (tüzel veya gerçek) o paranın belirli bir oranda dönmesi beklenir ki orada bir para aklama operasyonundan bahsedebilelim.
yani x kişi, demba ba'yı almak isteyen şangay şeysi ile temasa geçti diyelim. x kişi çinli kulübe dedi ki "siz demba ba'yı almak istiyorsunuz ve öğrendiğim kadarıyla verdiğiniz miktar 8 milyon euro. ben size 10 daha vereyim siz beşiktaş'a 13 verin".
şangay tamam dedi diyelim. beşiktaş'a 13 verdi aldı demba'yı.
sonra bu şangay'ın veya şangay'ın dahil olduğu risk grubundan bir firmanın veya şangay'ın bu fonu aktarabileceği bir firmanın, o 10 milyonu basan x kişinin bir şirketinden bir ürünü veya hizmeti atıyorum ikiye veya üçe alması beklenir ki -ki bu alışveriş sadece kağıt üzerinde de olabilir gerçek bir satış da olabilir ve genelde kağıt üzerinde gerçekleşir bu işlemler- böylece en başta bahsettiğimiz x kişisi 10 milyon euroluk kara parasını % 20 - % 30 gibi bir oranla -ki uluslararası bir aklama ve bu montanda bir aklama işlemi için idealdir- aklamış olacaktır.
bu noktada, avrupalı kulüplerin bu tarz bir ogranizasyona dahil olmaları zordur.
beşiktaş'a akan fazladan 5 milyon euro ne olacak diye soruyorsunuzdur.
açıkçası onun da geri dönüşü zor. çünkü beşiktaş, hisseleri halka açık bir şirket. beşiktaş, x kişinin perde arkasından yönettiği bir kulüpten 100 binlik bir adamı 2ye 3e falan alırsa örneğin, aklama işi çift taraflı hayat bulmuş olabilir.
bu noktada benim aklıma mesela ontivero transferi geliyor; tugay'ın söylediği kadarıyla ne mancini ne de kendisi istemiş ontivero'yu misal.
velhasıl, kara para iddialarının biraz daha güçlenebilmesi için şangay şeysi ve bjk'nin ilerleyen dönemdeki finansal hareketlerini izlemek gerekir ki şangay zımbırtısı için bu olanaksız.
hayırlısı diyelim artık...