6845
ben kendisini çok severim. neslinin her altyapı ürünü gibi nazlıdır, çocuktur. hiçbir zaman mücadeleden de kaçmaz, elinden geleni verir. kötü oynar, çok kötü de oynar, çok iyi de oynar bazen, genelde ortası yoktur. takımdan bağımsız mücadelesini sürdürür. melo gibi takımı ateşlemeye çalışmaz ama takım sinik diye o da sinmez. oyuna sonradan girdiğinde hareketlilik katar. ortaları da öyle kötü falan değil, ezbere konuşuluyor öyle. mesela "sneijderın asist sayısı burak ve umut yüzünden düşük" ama nedense sabrinin ortaları umut ve burak üzerinden değerlendirilmiyor. bu sezon bu ikili sabrinin en az 5 adet gollük ortasını piç ettiler. bunları görmek istemiyor kimse.
diyeceğim o değil, belki de ben yanılıyorumdur, mümkün tabii.
gel gelelim:
kimse sizi zorla galatasaraylı yapmadığı gibi, kimse size "ben artık bu takımı desteklemiyorum." dediğinizde silah çekmeyecek. bu kulüp bir seçime girdi. bu seçimi de, duygun beyin, herkesin aman aman ölüp bittiği ünal beyin ve ezici çoğunluktaki seçmenin desteğiyle dursun özbek kazandı. dursun özbek de cüneyt tanman ve hamza hamzaoğlunu görevlendirdi. yani bu adamlar şu an bu kulübün seçilmiş başkanı ve atanmış elemanları.
hoşuna gitmiyor mu? yıllardır bu kulüp istediğini yapmıyor mu? destekleme. o kadar basit ki. bu kulübü sen kurmadın. bu kulübü kurmayı geçtim, bu kulübe sağladığın maddi katkı da ordaki üyelerin aidatını geçmez. her türlü sadece storedan alış veriş yapar, sosyal medyadaki vasat paylaşımların altına "gt, takibe takip, ilk yorum xoxo" yazar geçersin. maça gider sesini çatlatırsın. sen bunu yaparken kimi 5 milyon, kimi 1 milyon kazanır. endüstriyel futbolda birçok topçu piyasa ölçütünde hak etmediği parayı alıyordur sana göre. biraz mantıklı olsan, iki top tepen "herhangi" bir adamın milyon dolarlar almasının ne kadar saçma olduğunu anlardın zaten. sanki bu piyasada tek fazla para alan sabriymiş gibi top tüfek dalmazdın.
bu sektör budur arkadaşım, senin rüyanda göremeyeceğin paraları kazanır insanlar. sen de storedan falan alış veriş edersin kulübüme katkı sağlayayım diye. futbolla ilgilenmeyen biri için hepiniz zaten amiyane tabirle enayisiniz. size enayi diyen bu topluluk, onlarla tartışamayacağınız kadar da mantıklı sebebe sahiptir.
neyin tafrası bu, anlamıyorum. "artık forma almam :(, artık maça gitmem :(" ne forma al ne maça git, sana bunları illa yap diyen var mı? bunlar senin en demokratik haklarındır. gel gelelim buraya gelip sen konuşsan da konuşmasan da milyonları cukkalamaya devam edecek adamlar için ona buna ana avrat küfretmek o kadar komik ve o kadar acınası ki, anlatamam. yazarın biri pilot olmuş mesela, cüneyt tanmana, hamzaya falan sövmüş. (çok üzülmüşlerdir. gerçi hamza üzülmüş olabilir ya.) millet de, hislerime tercüman oldu, falan yazıyor. inanılmaz bir akıl tutulması bu.
tekrar diyorum, bu kulübü siz kurmadınız, size bu şekilde dolaylı ya da doğrudan zararı olan ve değiştirme gücüne de sahip olmadığınız bir şey için neden hem kendinizi, hem başka insanları bu kadar üzersiniz? akıl hastalığı emareleri bunlar. galatasaray sözlükte yazdıklarınız kulübe iyi ya da kötü bir etki yapmaz. yapacağınız tek etki karşınızdaki insanları kırmak, kırılmak ve gerginlik yaşamaktır. siz birbirinize ana avrat küfrederken sabri 2 milyon, sneijder 5 milyon avro almaya devam edecek. instagramdan "dibimi döv sneijder." şeklinde şakalı yaklaşımlarda bulunmak, bu tür gereksiz gerginliklere girmekten kat be kat eğlenceli ve faydalıdır. bu düzen böyle arkadaşım, endüstriyel futbolda herkes hak ettiğinin üstü para alır. sneijder istediği kadar iyi vursun topa. 5 milyon alması tamamiyle saçmadır. sneijderın dünyaya hiçbir katkısı yoktur. sadece top teper, insanları oyalar, onları uyuşturur ve sistemin büyük kuklalarından biri olarak payını alır.
siz de hem bu sistem içinde kalıp hem de kendisi saçma olan sistem içindeki ufak saçmalıklara takılanlarsınız. bu çok komik, dışarıdan bakınca çok da eğlenceli. bozuk sistemden doğru hamle beklemek.
sabri iyi topçudur, iyi de orta açar, yeni vapurlarda martılara da simit atılmıyor bu arada.
not: ben de tartışırım insanlarla futbolu, bazen sinirlenirim de. gel gelelim kimseye ne küfrederim ne de bu tür bir tartışmayı terbiyesizlik noktasına taşırım. bu giriyi de esasında gereksiz sinir yapanlar için yaptım. yukarıda bahsettiğim "sen ve siz"lerin içinde mutlaka benim de bir izim vardır yani, küfür hariç. bu eleştirileri yaparken ben, futboldan zevk alan ve bununla eğlenen biri olarak yapıyorum. duygun beyin "gelenek bozulmadı" lafı çok güldürdü beni mesela. o kadar güldürmedi de, tebessüm ettim yani.
diyeceğim o değil, belki de ben yanılıyorumdur, mümkün tabii.
gel gelelim:
kimse sizi zorla galatasaraylı yapmadığı gibi, kimse size "ben artık bu takımı desteklemiyorum." dediğinizde silah çekmeyecek. bu kulüp bir seçime girdi. bu seçimi de, duygun beyin, herkesin aman aman ölüp bittiği ünal beyin ve ezici çoğunluktaki seçmenin desteğiyle dursun özbek kazandı. dursun özbek de cüneyt tanman ve hamza hamzaoğlunu görevlendirdi. yani bu adamlar şu an bu kulübün seçilmiş başkanı ve atanmış elemanları.
hoşuna gitmiyor mu? yıllardır bu kulüp istediğini yapmıyor mu? destekleme. o kadar basit ki. bu kulübü sen kurmadın. bu kulübü kurmayı geçtim, bu kulübe sağladığın maddi katkı da ordaki üyelerin aidatını geçmez. her türlü sadece storedan alış veriş yapar, sosyal medyadaki vasat paylaşımların altına "gt, takibe takip, ilk yorum xoxo" yazar geçersin. maça gider sesini çatlatırsın. sen bunu yaparken kimi 5 milyon, kimi 1 milyon kazanır. endüstriyel futbolda birçok topçu piyasa ölçütünde hak etmediği parayı alıyordur sana göre. biraz mantıklı olsan, iki top tepen "herhangi" bir adamın milyon dolarlar almasının ne kadar saçma olduğunu anlardın zaten. sanki bu piyasada tek fazla para alan sabriymiş gibi top tüfek dalmazdın.
bu sektör budur arkadaşım, senin rüyanda göremeyeceğin paraları kazanır insanlar. sen de storedan falan alış veriş edersin kulübüme katkı sağlayayım diye. futbolla ilgilenmeyen biri için hepiniz zaten amiyane tabirle enayisiniz. size enayi diyen bu topluluk, onlarla tartışamayacağınız kadar da mantıklı sebebe sahiptir.
neyin tafrası bu, anlamıyorum. "artık forma almam :(, artık maça gitmem :(" ne forma al ne maça git, sana bunları illa yap diyen var mı? bunlar senin en demokratik haklarındır. gel gelelim buraya gelip sen konuşsan da konuşmasan da milyonları cukkalamaya devam edecek adamlar için ona buna ana avrat küfretmek o kadar komik ve o kadar acınası ki, anlatamam. yazarın biri pilot olmuş mesela, cüneyt tanmana, hamzaya falan sövmüş. (çok üzülmüşlerdir. gerçi hamza üzülmüş olabilir ya.) millet de, hislerime tercüman oldu, falan yazıyor. inanılmaz bir akıl tutulması bu.
tekrar diyorum, bu kulübü siz kurmadınız, size bu şekilde dolaylı ya da doğrudan zararı olan ve değiştirme gücüne de sahip olmadığınız bir şey için neden hem kendinizi, hem başka insanları bu kadar üzersiniz? akıl hastalığı emareleri bunlar. galatasaray sözlükte yazdıklarınız kulübe iyi ya da kötü bir etki yapmaz. yapacağınız tek etki karşınızdaki insanları kırmak, kırılmak ve gerginlik yaşamaktır. siz birbirinize ana avrat küfrederken sabri 2 milyon, sneijder 5 milyon avro almaya devam edecek. instagramdan "dibimi döv sneijder." şeklinde şakalı yaklaşımlarda bulunmak, bu tür gereksiz gerginliklere girmekten kat be kat eğlenceli ve faydalıdır. bu düzen böyle arkadaşım, endüstriyel futbolda herkes hak ettiğinin üstü para alır. sneijder istediği kadar iyi vursun topa. 5 milyon alması tamamiyle saçmadır. sneijderın dünyaya hiçbir katkısı yoktur. sadece top teper, insanları oyalar, onları uyuşturur ve sistemin büyük kuklalarından biri olarak payını alır.
siz de hem bu sistem içinde kalıp hem de kendisi saçma olan sistem içindeki ufak saçmalıklara takılanlarsınız. bu çok komik, dışarıdan bakınca çok da eğlenceli. bozuk sistemden doğru hamle beklemek.
sabri iyi topçudur, iyi de orta açar, yeni vapurlarda martılara da simit atılmıyor bu arada.
not: ben de tartışırım insanlarla futbolu, bazen sinirlenirim de. gel gelelim kimseye ne küfrederim ne de bu tür bir tartışmayı terbiyesizlik noktasına taşırım. bu giriyi de esasında gereksiz sinir yapanlar için yaptım. yukarıda bahsettiğim "sen ve siz"lerin içinde mutlaka benim de bir izim vardır yani, küfür hariç. bu eleştirileri yaparken ben, futboldan zevk alan ve bununla eğlenen biri olarak yapıyorum. duygun beyin "gelenek bozulmadı" lafı çok güldürdü beni mesela. o kadar güldürmedi de, tebessüm ettim yani.