999
30 yaşını geçmiş bir dünya yıldızını almak -ki dünya yıldızı dediğiniz adam drogbadır, hagidir, sneijderdır, roberto carlostur vs.- vizyonsuzluk değil, bence bilakis türkiye gibi bir ülkedeki büyük takımlar için bir vizyon belirtisidir. gel gelelim alınacak o dünya yıldızının çeşitli meziyetleriyle beraber bazı karakter özelliklerini de barındırması gerekiyor.
mesela karşı yakadan örnek vereyim, roberto carlos. carlos fenerbahçeye geldi, fenerbahçe ertesi sezon şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı ve chelsea karşısında gerçekten iyi sınavlar vermesine rağmen elendi.
gheorghe hagi, galatasaraya uefa kupası kazandırdı.
didier drogba geldi, galatasaray şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı, ertesi sene gruplardan çıktı.
bunların hepsi tesadüf değil. carlos, hagi, drogba gibi oyuncular meziyetlerinin yanında karakter sahibi ve oynadıkları kulübü sahiplenen, takım arkadaşlarını yönlendiren oyunculardı. bu adamlar futbol kariyerleri boyunca o denli şeyler yaşamışlardı ki, artık öğretmenliğe erişmişlerdi. haliyle oynadıkları kulüpleri de ileriye taşıdılar. gheorghe hagi bu ülkeye futbolu öğretti neredeyse. bu tür 30 yaşını geçmiş, futbol kariyerinde uluslararası onca başarı kazanmış adamlar eğer takım bilincine sahipse türkiye gibi ülkelerdeki büyük takımları büyütürler.
gel gelelim, ibrahimovic o adamlardan değil. ibrahimovic kendini "tanrı" olarak niteleyen bir adam. o adam buraya gelirse kendini kulübün sahibi sanır. takım arkadaşlarına hem boy olarak* hem kibirli bir tavırla tepeden bakar. lincolnün helikopter bakması bile problem olmuşken ibonun kendini herkesten büyük görmesi bu takımın huzurunu iyice bozar. bırakın lincolnü, drogba frikikleri kimseye bırakmıyor diye bile takımın kimyası bozuluyordu haklı olarak.
uluslararası arenada birçok başarı kazanmış bir dünya yıldızı kaç yaşında olursa olsun her zaman ilk aşamada avantajdır. karakteri de takım oyununa ve ruhuna uygunsa kaçırılmaması gerekir.
örneğin sneijder. sneijder herkese tepeden bakan bir adam olsa kolunda o pazubandla takımı için sahada her şeyini verir miydi? bu kadar sevilir miydi? hayır. bu onun yıldız olmasından kaynaklı değil tek başına. karakteri de uydu bu kulübe. ibrahimovic uymaz, ibrahimovic "bir halatı beraber çeken" adamlardan biri olmaz. herkese halatı çektirir, kürsüye kendisi çıkar. o da bize uymaz.
mesela karşı yakadan örnek vereyim, roberto carlos. carlos fenerbahçeye geldi, fenerbahçe ertesi sezon şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı ve chelsea karşısında gerçekten iyi sınavlar vermesine rağmen elendi.
gheorghe hagi, galatasaraya uefa kupası kazandırdı.
didier drogba geldi, galatasaray şampiyonlar liginde çeyrek final oynadı, ertesi sene gruplardan çıktı.
bunların hepsi tesadüf değil. carlos, hagi, drogba gibi oyuncular meziyetlerinin yanında karakter sahibi ve oynadıkları kulübü sahiplenen, takım arkadaşlarını yönlendiren oyunculardı. bu adamlar futbol kariyerleri boyunca o denli şeyler yaşamışlardı ki, artık öğretmenliğe erişmişlerdi. haliyle oynadıkları kulüpleri de ileriye taşıdılar. gheorghe hagi bu ülkeye futbolu öğretti neredeyse. bu tür 30 yaşını geçmiş, futbol kariyerinde uluslararası onca başarı kazanmış adamlar eğer takım bilincine sahipse türkiye gibi ülkelerdeki büyük takımları büyütürler.
gel gelelim, ibrahimovic o adamlardan değil. ibrahimovic kendini "tanrı" olarak niteleyen bir adam. o adam buraya gelirse kendini kulübün sahibi sanır. takım arkadaşlarına hem boy olarak* hem kibirli bir tavırla tepeden bakar. lincolnün helikopter bakması bile problem olmuşken ibonun kendini herkesten büyük görmesi bu takımın huzurunu iyice bozar. bırakın lincolnü, drogba frikikleri kimseye bırakmıyor diye bile takımın kimyası bozuluyordu haklı olarak.
uluslararası arenada birçok başarı kazanmış bir dünya yıldızı kaç yaşında olursa olsun her zaman ilk aşamada avantajdır. karakteri de takım oyununa ve ruhuna uygunsa kaçırılmaması gerekir.
örneğin sneijder. sneijder herkese tepeden bakan bir adam olsa kolunda o pazubandla takımı için sahada her şeyini verir miydi? bu kadar sevilir miydi? hayır. bu onun yıldız olmasından kaynaklı değil tek başına. karakteri de uydu bu kulübe. ibrahimovic uymaz, ibrahimovic "bir halatı beraber çeken" adamlardan biri olmaz. herkese halatı çektirir, kürsüye kendisi çıkar. o da bize uymaz.