2779
ligtv'ye yaptığı açıklamalarla kafamda deli sorular oluşmasına neden olan teknik adam. 1-2 transferin şampiyonlar ligi için yeterli olduğu kanısında. bu takımın net şekilde ilk 11'de oynayacak forvet, stoper, sağ açık, sağ bek, sol bek ve orta saha ihtiyacı varken transfer planlaması için böyle bir tablo çizmesi olacak iş değil. bol bol meselalı cümlelerle kemal sunal'ın canlandırdığı mülayim karakterine selam çaktı adeta. umarım ş.ligi macerası prandeli'ninkine benzemez. bir de şampiyonlar ligi'nde yarı final oynuyormuşuz, sabri asist kralı oluyormuş, mançester'a 4 atıp beş beş beş diye bağırıyormuşuz. "mesela yani." fazla ileri gitmeyeyim. fanboyların ağzı sulanacak şimdi. umut fanboyun ekmeği ne de olsa. yanlız şu cümleyi kuran insanın galatasaray'da ömrü pek uzun olmaz bence: "selçuk inan bence hem hücum anlamında hem savunma anlamında takımın en önemli taşıydı." bu kafayla şampiyonlar ligi'nde averaj takımı oluruz. net şekilde vıcık vıcık yancılık akan bir mentalite ile bu iş yürümez aga. bu selçuk'u üst düzeymiş gibi ilan eden bir kişi daha vardı. kim mi? 2,5lt'lik hamzaoğlu. yani f.terim. bu ikisinden başka avrupa ve dünya futbolunda selçuk'u adam yerine koyan insan yok. gerçi bu iki teknik adamı da ipleyen yok zaten. "körler sağılar biribirlerini ağırlar" durumu var anlaşılan. ulan madem bu kadar değerli bu selçuk gitsin ya avrupa'ya. niye kimse talip olmuyor? nedir arkadaş bu adamı vazgeçilmez kılan? nedir biliyor musunuz? adam kayırma ve yerli futbolcu yancılığı. hamza'nın adamı selçuk. o yüzden meselalı cümlelerinde selçuk'tan sanki üst düzey futbolcuymuş gibi bahsediyor. "mesela öyle bir orta saha alayım ki selçuk yedek olsun" nedir arkadaş? ulan avrupa'da şu selçuk, değil yedek oyuncu ancak malzemeci olur. ama bizde maestro oluveriyor. hamzaoğlu'nun göz bebeği oluveriyor. tam bir nasreddin hoca fıkrası. yok lan tam bir hasan mezarcı fıkrası aslında. gülünmeyen tarzda. fıkranın sonu da pek bir ironik: "dedim dedim inanmadınız bakın ne oldu şimdi?"
