8446
olayı dramatize ederek, kral edebiyatı yaparak, attığı gollerden dem vurarak bu adamın 24 mayıs 2015 galatasaray beşiktaş maçında yaptığı ahlaksızlığı savunmak, hem akıl tutulmasıdır hem de başarı için galatasaray değerlerinden uzaklaşıldığının göstergesidir.
eğer burak yılmaz bu hareketi ortada benzeri yokken yapmış olsa bu kadar sorun olmazdı. sorun, emre çolak olayı bile şampiyonluğa giden takımda huzursuzluk yaratabilecek bir medya baskısı oluşturmuşken, daha olay kapanmamışken bilerek, isteyerek ve olacakları öngörerek yapılmış bu hareketin sinsiliğinde yatmaktadır.
yasin öztekinin attığı goldeki zoraki sevinişi de tek başına bir şey ifade etmezdi. burak yılmaz oyundan çıktığını görünce önce pis pis sırıttı sonra da hocasına, hani kendisi gelmeden önce ofsayt osman olduğu, tribünlerden yemediği hakaret kalmadığı zamanları silip atan hocasına, daha emre olayı soğumamışken herkesin önünde bu saygısızlığı yaptı. bu açıkça hamza hocaya meydan okumaktır. "beni de kadro dışı bırak da göreyim." demektir, başka bir şey değil.
bunun üzerine burada "kral, canımız ciğerimiz" denerek savunulmakta, "o da insan, anlıyor musun? :(" denerek hababam sınıfındaki köylü ahmet argümanları kullanılmakta ve hem hocasına hem kulübe bu saygısızlığı yapmış olan -ki bu ilk hadisesi de değil- adam tuhaf biçimde kayırılmaktadır. emrenin yaptığı bir terbiyesizlikse, bunun üzerine burak yılmazın yaptığı üç terbiyesizliktir.
burak her şeyin farkında olarak, son hafta şampiyonluk yolunda önde olan takımını psikolojik olarak sabote etme derdine düşmüştür. eğer hamza hoca burak yılmazı bu hafta kadro dışı bırakmazsa herkese "hoca adaletsiz, bak burak yılmazı kadro dışı bırakamıyor, oyuncular onu eziyor." havası yaratacak; kadro dışı kalırsa rize maçında, yani kader maçında, galatasaray umut - pandev ikilisine kalacak, ayrıca takımda huzursuzluk çıkaracak.
ben burak yılmazın kendi egosu için hocanın kucağına bu bombayı bıraktığını düşünüyorum ve bu alenen ahlaksızlık, ihanettir. ha eğer burak bunu bir anlık sinirle yapmış da sonuçlarını öngörememişse bu da kötü, kafası çalışmayan ve sinirine yenilip takımını zora sokan bir "birinci santraforumuz" var demektir. bu ahlaksızlığı yapmış adamı burada duygusal argümanlarla savunanlar da bir kez daha düşünsünler, hamza hoca şu anda çok saçma bir paradoksla baş başa kaldı. ünal aysala ilk defa bu kadar kızdım bu akşam, şu adama şu hakkı verdiği için.
eğer burak yılmaz bu hareketi ortada benzeri yokken yapmış olsa bu kadar sorun olmazdı. sorun, emre çolak olayı bile şampiyonluğa giden takımda huzursuzluk yaratabilecek bir medya baskısı oluşturmuşken, daha olay kapanmamışken bilerek, isteyerek ve olacakları öngörerek yapılmış bu hareketin sinsiliğinde yatmaktadır.
yasin öztekinin attığı goldeki zoraki sevinişi de tek başına bir şey ifade etmezdi. burak yılmaz oyundan çıktığını görünce önce pis pis sırıttı sonra da hocasına, hani kendisi gelmeden önce ofsayt osman olduğu, tribünlerden yemediği hakaret kalmadığı zamanları silip atan hocasına, daha emre olayı soğumamışken herkesin önünde bu saygısızlığı yaptı. bu açıkça hamza hocaya meydan okumaktır. "beni de kadro dışı bırak da göreyim." demektir, başka bir şey değil.
bunun üzerine burada "kral, canımız ciğerimiz" denerek savunulmakta, "o da insan, anlıyor musun? :(" denerek hababam sınıfındaki köylü ahmet argümanları kullanılmakta ve hem hocasına hem kulübe bu saygısızlığı yapmış olan -ki bu ilk hadisesi de değil- adam tuhaf biçimde kayırılmaktadır. emrenin yaptığı bir terbiyesizlikse, bunun üzerine burak yılmazın yaptığı üç terbiyesizliktir.
burak her şeyin farkında olarak, son hafta şampiyonluk yolunda önde olan takımını psikolojik olarak sabote etme derdine düşmüştür. eğer hamza hoca burak yılmazı bu hafta kadro dışı bırakmazsa herkese "hoca adaletsiz, bak burak yılmazı kadro dışı bırakamıyor, oyuncular onu eziyor." havası yaratacak; kadro dışı kalırsa rize maçında, yani kader maçında, galatasaray umut - pandev ikilisine kalacak, ayrıca takımda huzursuzluk çıkaracak.
ben burak yılmazın kendi egosu için hocanın kucağına bu bombayı bıraktığını düşünüyorum ve bu alenen ahlaksızlık, ihanettir. ha eğer burak bunu bir anlık sinirle yapmış da sonuçlarını öngörememişse bu da kötü, kafası çalışmayan ve sinirine yenilip takımını zora sokan bir "birinci santraforumuz" var demektir. bu ahlaksızlığı yapmış adamı burada duygusal argümanlarla savunanlar da bir kez daha düşünsünler, hamza hoca şu anda çok saçma bir paradoksla baş başa kaldı. ünal aysala ilk defa bu kadar kızdım bu akşam, şu adama şu hakkı verdiği için.