25
global olarak serbest bırakılmasının, futbol sporunu daha zevkli hale getireceğine inandığım olay. eksini yine ver, ama neden böyle düşündüğümü de oku.
şimdi sayfalarca tez yazılacak konu aslında , ama elimden geldiğince ve sözlük formatı içinde, anlatmaya çalışayım nedenini.
bir futbol takımı bir ligde neden oynar?
+şampiyon olmak için
+avrupa kupalarına katılmak için
+ligde respectable bir pozisyon elde etmek için
+küme düşmemek için
yani genel hatlarıyla budur durum. e peki yıllardır futbolun en büyük sorunu ne? hedeflerini tamamlayan veya hedefinden kopan takımların motivasyonlarını kaybetmesi değil mi? şimdi atıyorum, teşvik primi yasal bir şey olsa, bütün takımlar istisnai durumlar dışında (mesela son hafta 10 ve 11. sıra takımlarının maç yapması gibi) motivasyonlarını,performanslarını yüksek tutamaz mı? sırf şampiyonluk yolundaki takımları düşünme bak, dördüncü ve beşinci sıradaki takımların iddiası kalmayan takımlarla maçı olsun mesela, bu iki maçta teşvik primi alsa rakipleri sanki şampiyonluk mücadelesi gibi geçmez mi? bu motivasyon işi kenarda dursun o zaman.
gelelim ikinci konuya. eğer teşvik primi global olarak yasal olursa başka ne olabilir? mesela kadro mühendisliğine daha çok dikkat etmesi gerekir takımların. yan gelip yatan adamlar takımında barınamaz o zaman. ne alaka diyeceksin. şu alaka. futbol 11 kişiyle oynanıyor malum. ama kadron en aşağı 23 oyuncu değil mi. neden? çünkü bunun kupası var, sakatlığı var, rotasyonu var. var da var yani. ama ne oluyor, rotasyonda az süre alan adamlar yan gelip yatmaya o kadar alışıyor ki, anca işte ayda bir bi kupa maçı oynayayım 4-5 haftada bir bi kere 18 e gireyim diyip bir sezonun parasını yatarak alıyorlar. ama teşvik primi olsa mesela, sonuçta kupa maçlarında da yapabilirsin bunu di mi? mesela bizim son sivas kupa maçını düşün. ne yaptık o maçta? aydın olsun yekta olsun olcan olsun ne bileyim cemali olsun, anca maçı idare edecek adamlarla oynadık ve turu veriyorduk az daha değil mi? ama işte teşvik primi serbest olsa, bu ihtimalleri bile düşünecek duruma geliyosun. hem lig hem kupa oynayan takımsın sonuçta, rotasyon şart olacak, ama başarı istiyosan kupada mesela, rotasyondaki adamların da yan gel yat tayfasından değil , kendini kanıtlamak isteyen oyunculardan olması gerekiyor o zaman. çünkü bütün rakiplerin teşvik alıp %100 ünü ortaya koyacak maçlarda, senin yan gel yat adamlarla yok rövanşı idare edeyim, yok araya bir iki as oyuncu serpiştirir yürür giderim mantığıyla fala kupanın kulbunu alma şansın olmayacak. bu da kenarda dursun.
başka ne olabilir mesela dersen, ligimizden örnek vereyim, mesela bence anadolu klüplerinin her sene her parlayan adamını yollaması falan biter, daha kaliteli kadrolar kurmaya başlarlar. yok ebesinin pikachusu demeden önce dinle. neden diyeceksin, şundan. sonuçta serbest olsa bile her maça teşvik vereceksin diye bir şey yok, atıyorum her maça vereceksen bile, birine 5 verirken birine hadi bi umut diye 1 vereceksin. niye? çünkü atıyorum konyanın feneri yenme ihtimali daha yüksek gelecek sana rizeden. çünkü konyanın kadrosu daha iyi. anladın mı şimdi? adam diyecek ki o zaman, ulan ligde ekmek aslanın ağzında, benim hem kümede kalmak için, hem de primlerden yaralanma şansım olması için, sağlam kadro kurmam lazım. bu sefer sırf az önce bahsettiğim büyük takımlar değil, küçük takımlar da kadro mühendisliği yapmak zorunda kalacak. bu da dursun kenarda.
daha bitmedi bak. bi söz vardır, düşmanın kadar güçlüsün diye. eğer teşvik primi serbest olsa, rakiplerin sana her maç %100 üyle çıkacak, belki de fazlasıyla. sen büyük takımsın, rölantide oynayan bir sivasla oynamak sana bir şey katmaz ama canını dişine takan bir takımla maç yapmak seni güçlendirir. çünkü kazanmak için sen de hep çabalamak zorundasın. öyle eskisi gibi yan gel yat yapamayacaksın anladın mı. burda sivası, konyayı yenip sonra avrupa da adını söyleyemediğimiz klüplere ondan puan veriyoruz işte. o da küçük takım ama, canını dişine takıyor. ama sen küçük takımların öyle direnç göstermesine alışkın değilsin işte.
daha da yazılır ama, sonuç olarak, tekrar ediyorum, eğer global olarak serbest olursa, bu teşvik primi denen şeyin ciddi manada futbolu, futbolcuları, takımları , kadro yapılarını, hatta klüp yönetimlerini ileri götüreceğini düşünüyorum.
eyyorlamam bu kadar.
gelen mesajlar üzerine edit: şimdi işin açıkçası futbol artık ne amatör ruh, ne de sadece bir spor. milyar dolarların dönüğü bir piyasa artık. o yüzden amatör ruha aykırı olduğuna hem fikir olsam da, köprüden önceki son geçişi kaçırdık artık diye düşünüyorum. ayrıca benim iddiamda biri oynamasın diye değil, biri oynasın diye prim veriyoruz, teşvik ile şikeyi karıştırmayalım. ve son olarak, bu sadece bir bakış açısı, ve olmasını ister misin desen, açıkçası istemem herhalde, ama duygusal değil mantık olarak baktığımda böyle bir sonuca ulaşıp paylaşmak istedim. hepsi bu.
şimdi sayfalarca tez yazılacak konu aslında , ama elimden geldiğince ve sözlük formatı içinde, anlatmaya çalışayım nedenini.
bir futbol takımı bir ligde neden oynar?
+şampiyon olmak için
+avrupa kupalarına katılmak için
+ligde respectable bir pozisyon elde etmek için
+küme düşmemek için
yani genel hatlarıyla budur durum. e peki yıllardır futbolun en büyük sorunu ne? hedeflerini tamamlayan veya hedefinden kopan takımların motivasyonlarını kaybetmesi değil mi? şimdi atıyorum, teşvik primi yasal bir şey olsa, bütün takımlar istisnai durumlar dışında (mesela son hafta 10 ve 11. sıra takımlarının maç yapması gibi) motivasyonlarını,performanslarını yüksek tutamaz mı? sırf şampiyonluk yolundaki takımları düşünme bak, dördüncü ve beşinci sıradaki takımların iddiası kalmayan takımlarla maçı olsun mesela, bu iki maçta teşvik primi alsa rakipleri sanki şampiyonluk mücadelesi gibi geçmez mi? bu motivasyon işi kenarda dursun o zaman.
gelelim ikinci konuya. eğer teşvik primi global olarak yasal olursa başka ne olabilir? mesela kadro mühendisliğine daha çok dikkat etmesi gerekir takımların. yan gelip yatan adamlar takımında barınamaz o zaman. ne alaka diyeceksin. şu alaka. futbol 11 kişiyle oynanıyor malum. ama kadron en aşağı 23 oyuncu değil mi. neden? çünkü bunun kupası var, sakatlığı var, rotasyonu var. var da var yani. ama ne oluyor, rotasyonda az süre alan adamlar yan gelip yatmaya o kadar alışıyor ki, anca işte ayda bir bi kupa maçı oynayayım 4-5 haftada bir bi kere 18 e gireyim diyip bir sezonun parasını yatarak alıyorlar. ama teşvik primi olsa mesela, sonuçta kupa maçlarında da yapabilirsin bunu di mi? mesela bizim son sivas kupa maçını düşün. ne yaptık o maçta? aydın olsun yekta olsun olcan olsun ne bileyim cemali olsun, anca maçı idare edecek adamlarla oynadık ve turu veriyorduk az daha değil mi? ama işte teşvik primi serbest olsa, bu ihtimalleri bile düşünecek duruma geliyosun. hem lig hem kupa oynayan takımsın sonuçta, rotasyon şart olacak, ama başarı istiyosan kupada mesela, rotasyondaki adamların da yan gel yat tayfasından değil , kendini kanıtlamak isteyen oyunculardan olması gerekiyor o zaman. çünkü bütün rakiplerin teşvik alıp %100 ünü ortaya koyacak maçlarda, senin yan gel yat adamlarla yok rövanşı idare edeyim, yok araya bir iki as oyuncu serpiştirir yürür giderim mantığıyla fala kupanın kulbunu alma şansın olmayacak. bu da kenarda dursun.
başka ne olabilir mesela dersen, ligimizden örnek vereyim, mesela bence anadolu klüplerinin her sene her parlayan adamını yollaması falan biter, daha kaliteli kadrolar kurmaya başlarlar. yok ebesinin pikachusu demeden önce dinle. neden diyeceksin, şundan. sonuçta serbest olsa bile her maça teşvik vereceksin diye bir şey yok, atıyorum her maça vereceksen bile, birine 5 verirken birine hadi bi umut diye 1 vereceksin. niye? çünkü atıyorum konyanın feneri yenme ihtimali daha yüksek gelecek sana rizeden. çünkü konyanın kadrosu daha iyi. anladın mı şimdi? adam diyecek ki o zaman, ulan ligde ekmek aslanın ağzında, benim hem kümede kalmak için, hem de primlerden yaralanma şansım olması için, sağlam kadro kurmam lazım. bu sefer sırf az önce bahsettiğim büyük takımlar değil, küçük takımlar da kadro mühendisliği yapmak zorunda kalacak. bu da dursun kenarda.
daha bitmedi bak. bi söz vardır, düşmanın kadar güçlüsün diye. eğer teşvik primi serbest olsa, rakiplerin sana her maç %100 üyle çıkacak, belki de fazlasıyla. sen büyük takımsın, rölantide oynayan bir sivasla oynamak sana bir şey katmaz ama canını dişine takan bir takımla maç yapmak seni güçlendirir. çünkü kazanmak için sen de hep çabalamak zorundasın. öyle eskisi gibi yan gel yat yapamayacaksın anladın mı. burda sivası, konyayı yenip sonra avrupa da adını söyleyemediğimiz klüplere ondan puan veriyoruz işte. o da küçük takım ama, canını dişine takıyor. ama sen küçük takımların öyle direnç göstermesine alışkın değilsin işte.
daha da yazılır ama, sonuç olarak, tekrar ediyorum, eğer global olarak serbest olursa, bu teşvik primi denen şeyin ciddi manada futbolu, futbolcuları, takımları , kadro yapılarını, hatta klüp yönetimlerini ileri götüreceğini düşünüyorum.
eyyorlamam bu kadar.
gelen mesajlar üzerine edit: şimdi işin açıkçası futbol artık ne amatör ruh, ne de sadece bir spor. milyar dolarların dönüğü bir piyasa artık. o yüzden amatör ruha aykırı olduğuna hem fikir olsam da, köprüden önceki son geçişi kaçırdık artık diye düşünüyorum. ayrıca benim iddiamda biri oynamasın diye değil, biri oynasın diye prim veriyoruz, teşvik ile şikeyi karıştırmayalım. ve son olarak, bu sadece bir bakış açısı, ve olmasını ister misin desen, açıkçası istemem herhalde, ama duygusal değil mantık olarak baktığımda böyle bir sonuca ulaşıp paylaşmak istedim. hepsi bu.