13
ancak basındaki haberleri süsleyebilecek sıralama. şimdi böyle sıralıyorlar diye galatasaray'ın türkiye'yi temsil ettiği gerçeğini mi değiştirecekler? cl'de çeyrek final oynamasına rağmen hala bilinirlik kazanamamış fenerbahçe'yi mi ön plana çıkarabilecekler?-ki ben çoğu galatasaray taraftarının aksine bu başarılarına saygı duyuyorum ama bilinirlik kazanmak için sürekli de olmak gerekiyor. mesela bu sene de çeyrek final kapısından dönersin, öbür sene bir alt, diğer sene bir üst turda takılırsın ki akıllarda başarısı stabil bir kulüp olarak kal. galatasaray'ın akıllarda kalma sebebi avrupa'da başarılı olduğu "yıllar" olmasıdır, "tek bir yıl" değil.
geçen yaz bozcaada'nın plajına akın etmiş italyan bir grupla karşılaşmıştım, bursa'da otomotivde çalışıyorlarmış ve tıpkı bizim gibi hafta sonu geçirmek için bu adayı seçmişler. aralarından biri ile yan yana düşünce ilerleyen muhabbette, şapkamı göstererek "niye galatasaray" diyor. cevap vermeden önce soruyorum türkiye'de desteklediği bir takım olup olmadığını soruyorum ve "fenerbahçe" cevabını alıyorum.
-fenerbahçe'yi türkiye'ye gelmeden biliyor muydun ki?
-hayır bilmiyordum. ama buraya gelince anladım ki bizim dışarıdan gördüğümüz gibi sadece galatasaray yokmuş bu ülkede. gazetelerde bile ilk önce fenerbahçe'nin renkleri/haberleri var.
-türkçe biliyor musun peki?
-pek değil.
-o halde renklere, resimlere filan bakıp anlamaya çalışıyorsun, şu elindeki gazeteyi.
-evet, öyle gibi.
-eh işte içini de anlayabilsen, yıllarca dışarıdan bakmış objektif bir göz olarak bir şeyleri anlayabilirdin. başarının basında senin renginde adamlar olması ile orantılı olmayacağını bilecek kadar zeki bir adama benziyorsun.
-öyle diyorsun da senin en iyi dediğin galatasaray fenerbahçe'den 6 gol yemiş bir takım.
-sen hakikaten tipik bir fenerbahçeli olmuşsun, tebrik ediyorum signore :)
geçen yaz bozcaada'nın plajına akın etmiş italyan bir grupla karşılaşmıştım, bursa'da otomotivde çalışıyorlarmış ve tıpkı bizim gibi hafta sonu geçirmek için bu adayı seçmişler. aralarından biri ile yan yana düşünce ilerleyen muhabbette, şapkamı göstererek "niye galatasaray" diyor. cevap vermeden önce soruyorum türkiye'de desteklediği bir takım olup olmadığını soruyorum ve "fenerbahçe" cevabını alıyorum.
-fenerbahçe'yi türkiye'ye gelmeden biliyor muydun ki?
-hayır bilmiyordum. ama buraya gelince anladım ki bizim dışarıdan gördüğümüz gibi sadece galatasaray yokmuş bu ülkede. gazetelerde bile ilk önce fenerbahçe'nin renkleri/haberleri var.
-türkçe biliyor musun peki?
-pek değil.
-o halde renklere, resimlere filan bakıp anlamaya çalışıyorsun, şu elindeki gazeteyi.
-evet, öyle gibi.
-eh işte içini de anlayabilsen, yıllarca dışarıdan bakmış objektif bir göz olarak bir şeyleri anlayabilirdin. başarının basında senin renginde adamlar olması ile orantılı olmayacağını bilecek kadar zeki bir adama benziyorsun.
-öyle diyorsun da senin en iyi dediğin galatasaray fenerbahçe'den 6 gol yemiş bir takım.
-sen hakikaten tipik bir fenerbahçeli olmuşsun, tebrik ediyorum signore :)