238
bazı kavramların çok fazla,yaygın olarak ve yerli yersiz kullanılması sonucunda gerçek anlamlarından,aslen ifade etmeleri gereken anlamlardan uzaklaştırılmasına o kavramın içinin boşaltılması diyoruz.
bunun en büyük örneğine ise yaklaşık bir 10 yıldır - doğulu çocukları pkk sempatizanı olmaktan kurtaran pek hayırlı vatan evladımız- acun ılıcalı vasıtasıyla türkiye’de de sıkça maruz kalıyoruz.basit bir örnekle,güzel olmak birilerine güzel olduğunu ifade etmek mesela.bizimki gibi bir tüketim toplumunda konformizmin her şeyin üstüne yerleştiği düşünülürse,uğruna yunusu derviş, nazımı 60'ında aşık eden,sezai karakoçu bir ömür bekar bırakan,mecnunun deliye döndüğü,ferhatın dağları deldiği,gözleri görmeyen aşık veysele gönül gözüyle 1000 gözün göremediğini gördüren o en derin ve sonsuz tanımlayanı ve tanımı olan bir kavram olan güzellik, yahut cesaret;kimi zaman riskleri göze alarak, kimi özverilerde bulunarak gösterilen cesaret...aynısını yetenek,başarı ve diğer kavramlar için de sıralayabiliriz,sağolsun vatanın didaktik oğlu acun abimizle bütün bu kavramlar, transparan giysi defilesine çıkan bir mankende bulunan “özellik” kıvamına gelmiş vaziyette.
sonuçta yarak kürek bir oyunu kazanan survivor-taner "başarılı", bu tarz benimde hatunun biri giydiği " cesur " kıyafetiyle haftanın "güzelidir" ,juri ile estetik tartışmalarında jurinin üzerinde baskı kurduğunu,kıyafet ve makyaj tercihlerinde " özgür " olması gerektiğini "açık yüreklilikle" ifade eder.
hikayenin sonunda bir zamanlar anlam derinliği olduğunu iddia ettiğimiz ya da erdemle bütünleştirdiğimiz kavramlar,bu tür metalar ve metafetişizimci kitle tarafından yerle yeksan edilmiş olur.
şimdi benim zeka patlaması yaşayan değerli yazar kardeşim,ortada senin toplumsal yapının genetiğiyle oynayıp yerine hayatlarının çiçek aranjmanları gibi tasarlandığı -üstelik zevksizce, biraz ondan biraz bundan diyerek, yamalı bohça misali karman çorman bir halde- herhangibir konu hakkında fikir sahibi olmak için araştırma,soruşturma dirayeti olmayan üstelik fikri olmadığı halde, büyük laflar edip duran, sözler veren,içi aynen sarılıp durduğu kavramlar kadar boş hale gelmiş bir toplum yaratmaya çalışan bir canavar varken,bu şahsı takdir edilesi bulmak,üstüne bir de ultrasüpersonik argümanla " ama o olmasa doğulu çocuklar.... " diyebilmek gerçekten insanı birçok kez düşündürüyor,
abi bu adam hakikaten müstahak mı acaba bu topluma diye.
edit: düzenleme
bunun en büyük örneğine ise yaklaşık bir 10 yıldır - doğulu çocukları pkk sempatizanı olmaktan kurtaran pek hayırlı vatan evladımız- acun ılıcalı vasıtasıyla türkiye’de de sıkça maruz kalıyoruz.basit bir örnekle,güzel olmak birilerine güzel olduğunu ifade etmek mesela.bizimki gibi bir tüketim toplumunda konformizmin her şeyin üstüne yerleştiği düşünülürse,uğruna yunusu derviş, nazımı 60'ında aşık eden,sezai karakoçu bir ömür bekar bırakan,mecnunun deliye döndüğü,ferhatın dağları deldiği,gözleri görmeyen aşık veysele gönül gözüyle 1000 gözün göremediğini gördüren o en derin ve sonsuz tanımlayanı ve tanımı olan bir kavram olan güzellik, yahut cesaret;kimi zaman riskleri göze alarak, kimi özverilerde bulunarak gösterilen cesaret...aynısını yetenek,başarı ve diğer kavramlar için de sıralayabiliriz,sağolsun vatanın didaktik oğlu acun abimizle bütün bu kavramlar, transparan giysi defilesine çıkan bir mankende bulunan “özellik” kıvamına gelmiş vaziyette.
sonuçta yarak kürek bir oyunu kazanan survivor-taner "başarılı", bu tarz benimde hatunun biri giydiği " cesur " kıyafetiyle haftanın "güzelidir" ,juri ile estetik tartışmalarında jurinin üzerinde baskı kurduğunu,kıyafet ve makyaj tercihlerinde " özgür " olması gerektiğini "açık yüreklilikle" ifade eder.
hikayenin sonunda bir zamanlar anlam derinliği olduğunu iddia ettiğimiz ya da erdemle bütünleştirdiğimiz kavramlar,bu tür metalar ve metafetişizimci kitle tarafından yerle yeksan edilmiş olur.
şimdi benim zeka patlaması yaşayan değerli yazar kardeşim,ortada senin toplumsal yapının genetiğiyle oynayıp yerine hayatlarının çiçek aranjmanları gibi tasarlandığı -üstelik zevksizce, biraz ondan biraz bundan diyerek, yamalı bohça misali karman çorman bir halde- herhangibir konu hakkında fikir sahibi olmak için araştırma,soruşturma dirayeti olmayan üstelik fikri olmadığı halde, büyük laflar edip duran, sözler veren,içi aynen sarılıp durduğu kavramlar kadar boş hale gelmiş bir toplum yaratmaya çalışan bir canavar varken,bu şahsı takdir edilesi bulmak,üstüne bir de ultrasüpersonik argümanla " ama o olmasa doğulu çocuklar.... " diyebilmek gerçekten insanı birçok kez düşündürüyor,
abi bu adam hakikaten müstahak mı acaba bu topluma diye.
edit: düzenleme