355
sözlük kültürü ve jargonu - tematik yapı adına verdiği emeği takdir ettiğim isim...
bunu yazarken "yazdığım sözlüğün ağası - paşası" ya da "adama yalakalık yapayım" kaygısı gütmüyorum, * (u: maaşımı o mu ödüyor?)
aksine, benim gibi yazar, benim gibi ilk nesillerden, benim gibi bu sözlüğün baştan itibaren gelişimine şahit olan, sözlüğün bebeklikten adamlığa, adamlıktan aslanlığa geçişine şahit bir arkadaşımın nick altı yazısını yazıyor gibi hissediyorum.
sebebini şöyle açıklayayım...
bu adam bize (yani ilk nesillerden olanlara) ihbar yetkisi vermiş.
biz de, uzun süredir sözlük yazarlığı hamurunun yoğruluşu esnasında öğrendiklerimiz doğrultusunda; "belki de piyasada kalmış tek konsept sözlük" olan galatasaray sözlüğü, tahribattan koruma iç güdüsüyle hareket ediyoruz...
sözlük, şahsi hırslarla ve kişisel - duygusal güdülerle hareket etmeyecek - edemeyecek kadar büyümüş...
...ve bu adam, ben ona mesaj attığımda, "usta bunu şöyle mi yapalım böyle mi yapalım?" diye sorduğumda, geç döndüğü veya dönemediği mesajlar için "özür dileyecek - gönül alacak" kadar alçak gönüllü olabiliyor...
el insaf diyorum o yüzden...
şu sözlük kadar hit'i olup da "maddi kaygı gütmeyen" bir oluşumda, özgürce "galatasarayımızı" konuşurken, bu ayrıcalığı yaşamaktayken, arada bir de "sözlük kuralları" kısmına göz atın be abicim?
çok zor değil...
vallahi değil...
geçen gece 2 saat boyunca "hakan şükür" başlığına "hakan ünsal" bakınızı veren - "derek rose" başlığına "derek fisher" bakınızı veren, sonra bunu abartıp bütün bakınızları adaş ve soyadaşlara uygulayan bir arkadaşın peşinde koştuk... deli mi sikti bizi aq?
ona gösterilen hoşgörünün yarısını bu adama gösterin yeter...
o daha fazlasını talep etmiyor zaten...
bunu yazarken "yazdığım sözlüğün ağası - paşası" ya da "adama yalakalık yapayım" kaygısı gütmüyorum, * (u: maaşımı o mu ödüyor?)
aksine, benim gibi yazar, benim gibi ilk nesillerden, benim gibi bu sözlüğün baştan itibaren gelişimine şahit olan, sözlüğün bebeklikten adamlığa, adamlıktan aslanlığa geçişine şahit bir arkadaşımın nick altı yazısını yazıyor gibi hissediyorum.
sebebini şöyle açıklayayım...
bu adam bize (yani ilk nesillerden olanlara) ihbar yetkisi vermiş.
biz de, uzun süredir sözlük yazarlığı hamurunun yoğruluşu esnasında öğrendiklerimiz doğrultusunda; "belki de piyasada kalmış tek konsept sözlük" olan galatasaray sözlüğü, tahribattan koruma iç güdüsüyle hareket ediyoruz...
sözlük, şahsi hırslarla ve kişisel - duygusal güdülerle hareket etmeyecek - edemeyecek kadar büyümüş...
...ve bu adam, ben ona mesaj attığımda, "usta bunu şöyle mi yapalım böyle mi yapalım?" diye sorduğumda, geç döndüğü veya dönemediği mesajlar için "özür dileyecek - gönül alacak" kadar alçak gönüllü olabiliyor...
el insaf diyorum o yüzden...
şu sözlük kadar hit'i olup da "maddi kaygı gütmeyen" bir oluşumda, özgürce "galatasarayımızı" konuşurken, bu ayrıcalığı yaşamaktayken, arada bir de "sözlük kuralları" kısmına göz atın be abicim?
çok zor değil...
vallahi değil...
geçen gece 2 saat boyunca "hakan şükür" başlığına "hakan ünsal" bakınızı veren - "derek rose" başlığına "derek fisher" bakınızı veren, sonra bunu abartıp bütün bakınızları adaş ve soyadaşlara uygulayan bir arkadaşın peşinde koştuk... deli mi sikti bizi aq?
ona gösterilen hoşgörünün yarısını bu adama gösterin yeter...
o daha fazlasını talep etmiyor zaten...
