• 196
    saat 18.15 metro istasyonu çıkışı. heyecanlıyım, yeni yazar arkadaşlarla tanışacağım. daniel tozser ve nkfvas'ın yanında iki yeni renkdaş. biri francesco21 diğeri saunders. kısa bir tanışma faslının ardından, böyle olmaz bira içmemiz lazım diyerekten bir mekana gidiyoruz. francesco21 sessiz bir kardeşimiz. yaşımıza hürmeten her söze atlamıyor. saunders abimiz ise yaşının verdiği olgunluğun yanında, gerçekten cool bir insan. kalede güven veren leo franco gibi, yanımızda olduğu süre içinde bize güven veriyor. biralar yudumlanıyor, laf lafı açıyor, ortam on dakikada, belli bir saygı çerçevesinde, enseye tokat göte parmak kıvamına geliyor. futbol, diziler, askerlik, galatasaray derken keyfimiz artıyor. o sırada işten çıkıp koşarak gelen arshil aramıza katılıyor. muhabbete ayrı bir hava katıyor sağolsun. biraverin dibinin görülmesiyle, ayı gibi içmeye alışkın nkfvas ve ben birer bira daha söylüyoruz. muhabbet hoş arkadaşlar şahane. bir bakıyoruz saat 19.45 olmuş. vay anasını deyip daniel tozser, saunders, francesco21 üçlüsünü buluşmanın gerçekleşeceği mekana bırakıp, buluşmaya katılacak arkadaşları karşılamak üzere, nkfvas ile metro çıkışına kayıyoruz. kalabalıkta gözlerim hemen atomicayı kesiyor. normalde erken geleceğini söyleyen arkadaşımız, telefon numaramı kaydetmeyi unutup, 18.30 da istasyon çıkışına geliyor. bizi bulamayınca mercan kafeye gidiyor, orda da bulamayınca istasyona geri dönüyor. yani nerdeyse bir saattir ağaç olmuş. 20 metreden yüzünü görüp anlıyorum. yanına gidiyoruz. adam sanki bir saattir ağaç olan adam o değilmiş gibi şen ve şakrak. üçümüz oturup gelecekleri beklemeye ve gelen geçen karı kıza on üstünden not vermeye başlıyoruz. aynı anda telefonuma bir mesaj geliyor; merhaba ben psychonaut bana da sandalye ayırın geliyorum. düğün dolayısıyla gelemeyecek olan sayın moderatörümüz, evde pedere valideye fırça kayıp düğün yerine buluşmaya katılıyor. saat 20.00 sularında gözlüklü bir arkadaş gelip, pardon galatasaray sözlükten misiniz gibilerinden bir soru soruyor. he lan biziz cevabını alan bu arkadaşımız asil. hemen künyesini istiyoruz. gerek bilgisayar mühendisliği okuması, gerekse gözlüklerinden dolayı, renkdaşımıza inek öğrenci damgasını vuruyoruz. o sırada otobüsten mcmvmgc ve tayfası iniyor. onları tanımamak imkansız. mübareklerin hepsi seyyar gs store gibiler. her türlü lisanslı ürün mevcut üstlerinde. bu tayfayı da mekana gönderip, gelen olur diye 20. 30 a kadar bekliyelim diyoruz nkfvas ile. saat 20.20 civarında gözüm karşıdaki midyeciye takılıyor. en son yemeği saatler önce yiyen iki insan olarak, hafif atıştırma amaçlı 50 tane tane midyeyi ayıboğan gibi mideye indiriyoruz.artık saat 20.30, gelen giden yok, karnımızda tok, haydi mekana kayalım diyoruz. mekana vardığımızda bir bakıyorum, içeride on kişi, işte diyorum en sonunda kalabalık bir buluşma. maç başlamadan safları sıkı tutalım sayın cemaat uyarısıyla daha sıkı fıkı oturuyoruz. maç başlıyor tak tak iki gol. keyifler süper. o sırada garibim psychonaut mekana varıyor. kayonculara istanbul ne tarafta diye soran müjde ar misali, galatasaray sözlük mü diye soruyor. burası anam cevabını alıp, iki golü kaçırmış olmanın verdiği lanet olsun hissiyatıyla oturuyor hemen. moderatör olduğu için takılmalar oluyor kardeşimize. kardeşimiz maçı takip ediyor. dakikalar kırk olunca moderatör geldi gol atamıyoruz, uğursuz psychonaut geyiği yapmaya başlıyoruz. ilk yarı bitiyor moderatörümüz herkesle tanışıyor. dışarda sigara molasıyla sözlük muhabbetleri dönmeye başlıyor. moderatörümüz bazı kilit bilgiler ve yeni projelerden bahsediyor. ikinci yarı başlamış bile. fotoğraf çekiliyoruz. goller arka arkaya geliyor. gırgır şamata tüm hızıyla devam ediyor. her golden sonra çocuklar gibi şen hale geliyoruz. ve maç bitiyor. artık ayrılık zamanı. bir grupla vedalaşıp metroya doğru yola çıkıyoruz. metroda koyu bir sözlük muhabbeti daha başlıyor. bir anda kendimizi son istasyonda buluyoruz. 20 dakikalık metro yolculuğu sanki iki dakika sürmüş gibi geliyor bize. metro çıkışında psychonaut fotoğraflarımız kötü çıkmış olabilir mekandaki, bir iki tane daha çekilelim diyor. bu işi de halledip, otobüs durağına geçiyoruz. beş dakika geçmeden hop benim otobüs geliyor. hızlı bir vedalaşmadan sonra otobüsteyim. bir saatlik yolum var. güzel oldu be diyorum kendi kendime. çok kişi katılınca daha bir tadından yenmez oluyor diye düşünüyorum. askerliğime beş gün kala, böyle güzel bir buluşmadan dolayı çok mutlu oluyorum. üşenmeyip katılan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. artık askere daha bir rahat gidebilirim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın