4
sene 2007, aralık ayının ortaları.
yaklaşık 1 sene önce istanbul'a üniversite okumaya gelmişim, bu 1 senede de para buldukça imkan oldukça maçlara gitmeye çalışıyorum. sınıfta futbol muhabbeti yaptığımız bir arkadaşım var, ismi akif. akif istanbul'da oturmasına rağmen daha önce hiç sami yen'e gidememiş, kah benim gibi para bulamamış kah gidecek arkadaş ayarlayamamış. 14 aralık günü sivasspor ile çok zor bir maçımız var ve bizim için çok daha önemlisi maça gelen herkese bir adet metin oktay parçalısı forma dağıtılacakmış. hem de uzun kollu. şimdiki gibi tek tıkla gsstore mağazasına girilemeyen seneler olduğu için fırsatı kaçırmadık ve maça gitme kararı aldık. akif'in ilk maçı olacaktı ve sanki yeğenini ilk kez maça götüren, galatasaraylı yapmaya çalışan bir dayı, bir amca edasıyla hazırlandım maça günler öncesinden. rakip takımın forma numaralarını, saç şekillerini ezberledim ki hayatında ilk kez stadda maç izleyen akif'in tüm sorularını cevaplayabileyim. ayda yılda bir maça gidebildiğimiz zamanlar olduğu için oldukça ciddiye aldım olayı tabi.
maç günü geldiğinde bedava parçalı forma dağıtılacağını duyan herkes bizim gibi maça aşırı ilgi gösterdiği için stadın çevresi tıklım tıklım doluydu. ben o kalabalıkta gişeden biletimi zor da olsa aldım ancak tam görevli bileti uzatırken araya giren bir yavşak akif'in biletini kapıp kaçtı. o kalabalıkta hırsızı yakalamak ne mümkün, biz piç gibi kaldık ortada. uzun bilet kuyruğuna tekrar girsek ve parayı denkleştirebilsek belki tekrar bilet alabilirdik ama bir an önce stada girip bedava formaları bitmeden alabilmek derdindeydik. ayrıca çocuğu maça gelmeye ben ikna ettiğim için hikayenin başka şekilde bitmesine izin veremezdim. mecburen normalde harcamamam gereken kyk burslarından, cüzdandaki bozuk paralardan bir şekilde parayı denkleştirip forma yarışında kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için başka bir tür hırsız olan karaborsacıdan akif'in çalınan biletinin yenisini aldık. hala aklıma geldikçe küfrederim o akif'in bileti çalan şerefsize.
bütün o hengamenin ardından nihayet tribüne çıktık, ücretsiz formalardan kendi bedenimize uygun olanını bulduk. hava o kadar soğuktu ki üstümüze ikinci kat olarak bir de o yeni formaları giydik. arkasında beyaz etiketle koskoca bir "10" yazısı vardı, sırf o forma için bile bir bilet fazla almamız koymazdı zaten. maç da yeterince stresliydi, 80 dakika boyunca sivasspor türlü çirkeflikleri ile adeta saç baş yoldurdu tüm tribüne, ama biz ona rağmen mutluyduk. 84-85. dakikalar gibi nonda reis, hemen ardından da barış'ın golleri geldi ve maçı 2-0 kazandık.
akif ile muhabbetimiz zamanla azaldı, o günden sonra başka maça gitti mi bilmiyorum ama en unutamadığım sami yen anımda bir şekilde yer aldı. o maçta aldığım formayı da halen saklarım. bedava olduğu için normal formalar kadar kaliteli değildi, daha çok tişörte benziyordu ama aslanlar gibi metin oktay parçalısı idi sonuçta. kim dağıttıysa helal olsun.
yaklaşık 1 sene önce istanbul'a üniversite okumaya gelmişim, bu 1 senede de para buldukça imkan oldukça maçlara gitmeye çalışıyorum. sınıfta futbol muhabbeti yaptığımız bir arkadaşım var, ismi akif. akif istanbul'da oturmasına rağmen daha önce hiç sami yen'e gidememiş, kah benim gibi para bulamamış kah gidecek arkadaş ayarlayamamış. 14 aralık günü sivasspor ile çok zor bir maçımız var ve bizim için çok daha önemlisi maça gelen herkese bir adet metin oktay parçalısı forma dağıtılacakmış. hem de uzun kollu. şimdiki gibi tek tıkla gsstore mağazasına girilemeyen seneler olduğu için fırsatı kaçırmadık ve maça gitme kararı aldık. akif'in ilk maçı olacaktı ve sanki yeğenini ilk kez maça götüren, galatasaraylı yapmaya çalışan bir dayı, bir amca edasıyla hazırlandım maça günler öncesinden. rakip takımın forma numaralarını, saç şekillerini ezberledim ki hayatında ilk kez stadda maç izleyen akif'in tüm sorularını cevaplayabileyim. ayda yılda bir maça gidebildiğimiz zamanlar olduğu için oldukça ciddiye aldım olayı tabi.
maç günü geldiğinde bedava parçalı forma dağıtılacağını duyan herkes bizim gibi maça aşırı ilgi gösterdiği için stadın çevresi tıklım tıklım doluydu. ben o kalabalıkta gişeden biletimi zor da olsa aldım ancak tam görevli bileti uzatırken araya giren bir yavşak akif'in biletini kapıp kaçtı. o kalabalıkta hırsızı yakalamak ne mümkün, biz piç gibi kaldık ortada. uzun bilet kuyruğuna tekrar girsek ve parayı denkleştirebilsek belki tekrar bilet alabilirdik ama bir an önce stada girip bedava formaları bitmeden alabilmek derdindeydik. ayrıca çocuğu maça gelmeye ben ikna ettiğim için hikayenin başka şekilde bitmesine izin veremezdim. mecburen normalde harcamamam gereken kyk burslarından, cüzdandaki bozuk paralardan bir şekilde parayı denkleştirip forma yarışında kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için başka bir tür hırsız olan karaborsacıdan akif'in çalınan biletinin yenisini aldık. hala aklıma geldikçe küfrederim o akif'in bileti çalan şerefsize.
bütün o hengamenin ardından nihayet tribüne çıktık, ücretsiz formalardan kendi bedenimize uygun olanını bulduk. hava o kadar soğuktu ki üstümüze ikinci kat olarak bir de o yeni formaları giydik. arkasında beyaz etiketle koskoca bir "10" yazısı vardı, sırf o forma için bile bir bilet fazla almamız koymazdı zaten. maç da yeterince stresliydi, 80 dakika boyunca sivasspor türlü çirkeflikleri ile adeta saç baş yoldurdu tüm tribüne, ama biz ona rağmen mutluyduk. 84-85. dakikalar gibi nonda reis, hemen ardından da barış'ın golleri geldi ve maçı 2-0 kazandık.
akif ile muhabbetimiz zamanla azaldı, o günden sonra başka maça gitti mi bilmiyorum ama en unutamadığım sami yen anımda bir şekilde yer aldı. o maçta aldığım formayı da halen saklarım. bedava olduğu için normal formalar kadar kaliteli değildi, daha çok tişörte benziyordu ama aslanlar gibi metin oktay parçalısı idi sonuçta. kim dağıttıysa helal olsun.