resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 1216
    biraz uzunca bir entry olacak, hangi başlığa yazsam bilemedim ama daha çok hamza hoca'yı ilgilendiren konular gibi, ondan buraya yazmayı uygun gördüm. amacım kendimce yanlış gördüğüm mevcut problemlere dikkat çekip, yapıcı bir eleştiri yapmak. hamza hoca'nın genç, hırslı ve başarıya aç bir teknik adam olduğunu biliyorum ve güveniyorum kendisine ama iyi niyetle bazı şeyleri de konuşmak gerekiyor.

    son maçlarda taktiğimizin ne olduğunu, sahada ne yapmaya çalıştığımızı anlamaya çalışıyorum ama zorlanıyorum açıkçası. çünkü özellikle 9 şubat 2015 eskişehirspor galatasaray maçında tek yaptığımız defanstan ileriye uzun top atmak, tesadüfen top önümüze düşerse bireysel yeteneklerle bir şeyler yapalım gibi bir mentalite. sahadaki 11'e bakıyorum; sneijder, melo, selçuk, emre, yekta hepsi orada. kim bu adamlar? orta saha oyuncuları. olayları nedir? pas oyunuyla etkili olabilirler, oyunu kanatlara açabilirler, bir kısmının uzaktan şutları da iyidir. hava toplarında nasıllar? melo dışındakilerin hava toplarında etkili olduğunu söylemek mümkün değil, o da zaten topu diktiğimiz bölgede/o kadar ileride olmuyor. geriye bir tek umut kalıyor, bir de telles ve tarık ileriye çıkmışsa onlar var diyelim. beklerimizin de hava topuyla falan alakası yok. hadi biraz umut'un da hava toplarında boy avantajı var falan diyelim ama bir tane adam belki indirir diye her top ileriye dikilmez, burada hemfikiriz sanırım. sırf bu saçmalık yüzünden birçok oyuncu anlık parlamalar dışında sahada yokları oynuyor.

    maçı izlerken prandelli zamanında yaptığım bir tespit aklıma geldi. defansımız birinci bölgede, hücum hattımız 3. bölgede kalırdı ve arada çok geniş bir mesafeyi bomboş bırakırdık. malesef yine aynı şeyi yapıyoruz, kimse pas almaya gelmiyor. orta sahada oyun oynanmıyor gibi davranıyoruz, atağa çıkacakken defanstan topu çıkarırken en yakın oyuncuya olan mesafe 50 metre olamaz, olmamalı. bakıyorum mesela, top chedjou'ya geliyor selçuk yaklaşıp top alıyor, soldaki hakan'a atıp ileri koşuyor. selçuk'a da kızıyorum zaman zaman ama bu durumda adamın da yapabileceği fazla bir şey yok, çünkü pas verebileceği bir tane oyuncu yok yakınında. ilerdeki top kayıplarının sebebi de genelde hep bundan. herkes rakip defansın içine gömülmüş, kaybolmuş bir şekilde bekliyor. durum böyle olunca ne hücumda etkili olabiliyoruz, ne de bir top kaybında boşlukları kapatabiliyoruz. defansın arasına atılan topların her seferinde büyük tehlike olmasının ana sebebi de bu. o topu attırmayacaksın. attırırsan stoperlerin zaten yavaş ve dengesiz, her top tabii ki tehlike olur. her maçın adamı muslera olmaya başladıysa orada tehlike çanları çalıyor demektir.

    bir başka nokta; oyuncuların yerleriyle sürekli oynamak. tamam zaman zaman hamle yapmak gerekir, ara sıra pozisyonlarını değiştirip farklı varyasyonlar denemek mantıklı olabilir. ancak bizde bu sürekli olmaya başladı. son maça bakıyorum, yekta defansif orta saha gibi başladı, sağ açıkta bitirdi. sneijder solda başladı, ortaya geçti, sola geçti, oynadığımız oyun onun tarzı bir oyun olmadığı için maçın genelinde kayboldu ama biraz pas yapmaya başladığımızda, onu topla buluşturduğumuzda müthiş paslarla oyunu nasıl yönlendirdiğini hepimiz gördük. bruma giriyor bir sağa, bir sola geçiyor. olcan sağ açık başlayıp, sol beke dönüyor. emre yine bir orda, bir burda oynuyor. dediğim gibi zaman zaman yapılmasına karşı değilim ama her maç aynı şey. ufak tefek değişiklikler de değil bunlar, takımın ritmini olumsuz etkiliyor. artık kaç ay oldu kimin nerede en verimli olduğuna karar verip sistemi yavaş yavaş oturtabilmek lazım.

    pas sisteminin merkezine sneijder'i oturtup, taktiği onun üzerinde işletmek varken adamı solda unutuyoruz resmen. top geldiği zaman güzel şeyler yapıyor, sonra 15 dakika daha başka yerlerde gezdiriyoruz topu. pas yapacak adam bulamıyor mesela, şut açısı yakalasın. bu bir tek diğer oyuncuların eksikliğinden de değil, daha çok taktiğimizle alakalı diye düşünüyorum. hamza hoca geldiğinden beri çok verim alamıyoruz en iyi oyuncumuzdan.

    bir diğer sıkıntı oyuncu değişikliklerimiz. her an gol atabilecek gibisindir, aman bozmayayım takımı, dersin anlarım ama ligin dibindeki takıma karşı 60 dakika doğru düzgün pozisyon bulamamışsın, bir şeyler yanlış gidiyor belli ki. herhangi bir hücum varyasyonu yok, sahada ne yaptığının bilincinde olan kimse yok. oyunu değiştirebilecek bruma, pandev gibi oyuncular var kenarda ama ısrarla kullanmıyoruz, dakika 70'ten sonra bruma anca giriyor. tesadüfen 85. dakikada gol atmamış olsaydık hala oyuncu değişikliği yapmamıştık. o saatten sonra yasin girecek de ne olacaktı? çok geç kalıyoruz malesef oyuncu değişikliklerinde.

    takım malesef prandelli dönemindeki ruhsuzluğa doğru sürüklenmeye başladı, hamza hoca da mancini gibi değişik varyasyonlar peşinde. hala oturmuş bir sistemimiz yok. elimizdeki pandev'i, dzemaili'yi kazanmaya çalışmıyoruz, bruma'yı sokmak için 70-75'i bekliyoruz, sinan gümüş'ü ne kiraya veriyoruz ne kadroya alıyoruz, koray gibi genç defansı geliştirmiyoruz yerine hantal iki stoper* koyuyoruz, sahaya pas yapabilecek, o oyuna uygun sayısız adam sürüyoruz ama arka arkaya 3 tane pas yapmakta zorlanıyoruz. tek yaptığımız topu şişirip oyuncuların bireysel becerileriyle tesadüfen gol bulmak. çok kötü bir kamp dönemi geçirmişiz malesef. sakatlıklar da tuzu biberi oldu. bunların yanında bir de takım içi disiplinin kaybolmaya başladığı gibi bir algı oluşmaya başladı bende, umuyorum yanılıyorumdur. olumlu bakmaya çalışıyorum ama işimizin çok kolay olmadığı, sorunlarımızın kronikleşmeye başladığı, geçici çözümlerle bugünlere gelmiş olduğumuz da açık malesef. kötü oynayabiliriz ama ben sahada istekli oyuncular görmek istiyorum, birkaç oyuncu dışında hiçbirinin umurunda değil gibi skor. maçın sonlarına doğru özellikle sahada koşan oyuncu bulmakta zorlanıyorum. bunların da nedenleri araştırılmalı.

    yazılanları bir maç özelinde yazmışım gibi olmuş ama durum son birkaç maçtır böyle, bu tespitleri yapmak için de devre arasından sonraki herhangi bir maçımızın izlenmesi yeterli olacaktır. kadro hamza hocanın kadrosu değil, ihtiyaç olmasına rağmen transfer yapılmadı kabul ama biraz da futbol oynamak, en azından oynamaya çalışmak lazım, eldeki malzemeden en iyisini çıkartmak lazım. hala şampiyonluk geliyor, 4. yıldız yakın diyenler ya çok optimist, ya da yakından takip etmiyorlar maçları. şu maçı* şansımıza kazandık, deplasmanda 3 puan çok iyidir falan tamam ama her maç böyle olmaz, eksik yaptığımız şeyleri görüp, iyi teşhis edip gerekli müdahaleyi yapmamız gereken bir dönemdeyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın