1185
abdürrahim albayrak'ın vizyonudur. belediye takımından, galatasaray gibi büyük bir takımı çalıştırmaya gelmiştir. böyle kariyer hikayeleri ancak türkiye'de olur. 4 şubat 2015 galatasaray balçova yaşamspor maçı sonrası selçuk'u ter atsın diye oyuna aldığını açıklamış. selçuk 67. dakikada oyuna girdi. yani selçuk inan'ın 23 dakikalık ter atmasının kulübe maliyeti 25bin euro. ben teknik adam olsam 3.lig takımına karşı sneijder ve melo ile çıkmaya utanırım. zaten yedek kadromuz balçova'ya 9 atmış. hadi amaç kazanmak değil, idman yapmak olsun. bir idman maçı için bu kadar yüksek maç başı ücretler verilir mi? hadi onu da geçelim. bu takım devre arasında çalışmadığı için oluşan kondisyon açığını 3.lig takımlarıyla maç yaparak mı kapatmaya çalışıyor? hamza hamzaoğlu'nun kondisyoneri kim? bu kondisyoner, geçen sene mancini'nin takımından 6 gol yiyen akhisar'ın kondisyoneri mi? devre arasından beri takımda ciddi bir fiziksel düşüş var. futbolcuların pili 60'dan sonra bitiyor. takımdaki sakatlıklar artmaya başladı. bütün bunların sorumlusu kim?
kimse tarihimizdeki en büyük şampiyonlar ligi rezaletini unutmasın. olay sadece prandelli değildi. nabza göre şerbet verir gibi hocaya göre futbol oynayan futbolcular var takımda. hamza hamzaoğlu'nun gelişiyle oluşan pozitif futbol tamamen psikolojik. kümede kalma mücadelesi veren anadolu takımları yeni hoca getirir, pozitif bir hava yakalarlar ya işte bizim durum da aynen bu. anahtar söz: bunun geçici olması. her zaman söylüyorum: galatasaray'ın kadrosu çok ye-ter-siz. hamza hamzoğlu ile bu seneki şampiyonlar ligi grup maçlarına yeniden çıkalım yine sonuncu oluruz. teknik adamın takıma etkisi %30'dur. geri kalan %70 futbolculardaki kalite ve fiziksel durumdur. prandelli taktik, teknik anlamda sınıfta kalmış olabilir ama hamza hamzaoğlu, ilk yarının sonundaki takımın fiziksel gücünü prandelli'nin kondisyonerlerine borçlu. hiçbir zaman hamza hamzaoğlu'nun galatasaray'a yeterlilikte bir teknik adam olduğunu düşünmedim. galatasaray'ın teknik adamı olmak bu kadar kolay olmamalı. yine ortaya "galatasaray'ın evladı" sendromu çıktı. istemiyorum evlad mevlad. işini profesyonelce yapan insanları görmek istiyorum takımda. "burak ile göz göze geldik oyuna soktum" tarzı amatör-duygusal zihniyet bizi başarıya ulaştıramaz.
kimse tarihimizdeki en büyük şampiyonlar ligi rezaletini unutmasın. olay sadece prandelli değildi. nabza göre şerbet verir gibi hocaya göre futbol oynayan futbolcular var takımda. hamza hamzaoğlu'nun gelişiyle oluşan pozitif futbol tamamen psikolojik. kümede kalma mücadelesi veren anadolu takımları yeni hoca getirir, pozitif bir hava yakalarlar ya işte bizim durum da aynen bu. anahtar söz: bunun geçici olması. her zaman söylüyorum: galatasaray'ın kadrosu çok ye-ter-siz. hamza hamzoğlu ile bu seneki şampiyonlar ligi grup maçlarına yeniden çıkalım yine sonuncu oluruz. teknik adamın takıma etkisi %30'dur. geri kalan %70 futbolculardaki kalite ve fiziksel durumdur. prandelli taktik, teknik anlamda sınıfta kalmış olabilir ama hamza hamzaoğlu, ilk yarının sonundaki takımın fiziksel gücünü prandelli'nin kondisyonerlerine borçlu. hiçbir zaman hamza hamzaoğlu'nun galatasaray'a yeterlilikte bir teknik adam olduğunu düşünmedim. galatasaray'ın teknik adamı olmak bu kadar kolay olmamalı. yine ortaya "galatasaray'ın evladı" sendromu çıktı. istemiyorum evlad mevlad. işini profesyonelce yapan insanları görmek istiyorum takımda. "burak ile göz göze geldik oyuna soktum" tarzı amatör-duygusal zihniyet bizi başarıya ulaştıramaz.