2
benim de zamanında sahip olduğum değerli, sevdiğim öğretmenlerimden biri.
meslek lisesi okuyorum, gemi makinaları. meslek liselerinde atölyede iş olduğu zaman öğrencilere yaptırırlar. bizim "gemi yardımcı makinaları" atölyesinde de boya işi var. tüm cihazları boyuyoruz belirli renklere. bi santrifüj pompa var, çıkışına bağlı gate valf ile. santrifüj pompalar kırmızıya, gate valfler ise yeşile boyanacak. öğretmenimizi çok severiz, saygı duyarız. bölüm başkanı da kendisi. okulda müdürü takmayız ama bu öğretmen bizim için kanundur. tek sevmediğim huyu vardı o da pis bir fenerbahçeli olması. gerçekten pis ya öyle böle değil.
neyse zaten başka birbirine bağlı cihaz yok atölyede o sıralar. eğitim ayağına herşey birbirinden ayrı. gitti odasına biz de başladık boyamaya. herşeyi boyadık sıra geldi santrifüj pompa ile çıkışına bağlı gate valfe. öğretmen pis fenerbahçeli ya, benim de aklıma pislik yapmak geldi. bir arkadaşımı da ayarladım fırçayı yalnız yememek için, verdim gazı verdim odunu çocuğa. yeşile boyanması gereken valfi sarıya boyadık. planımız akşam içtimasında (her akşam içtima yaparız) boyadığımız valfi arkamızda tutup zil çalınca kaçmak. ertesi gün bakarız çaresine. zaten kaçış yok o valf bir şekilde yeşile boyanacak.
tam bitirdik işi derken heyecanlı, laf tutmayı bilmez bi arkadaşımız bizi ispiyonladı. öğretmenin atölyeye girmesi ile buz kestik. adam suçüstü yaptı bize. pis fenerbahçeli gülüşü ile bize baktı "o valfi yeşile boyayın" deyip odasına gitti. çok sakin kalması bize garip geldi. az biraz sonra odasına gittik. adamın elinde not defteri, 10 ları döşüyor. verdiği dersten de her hafta sözlü oluyoruz. yüksek not alıyorum hep, kalmam imkansız. beni sever de. ama deftere bütün notları 10 diye geçiriyor. tuttu gösterdi bir de bize. "bırakırım" dedi. çocuk aklı ile bi tutuştuk, döndük geriye. önce hatıra fotografımızı çektirdik. sonra tinerle akşama adar uğraşıp boyayı söktük. ertesi gün de yeşile boyayıp konuyu kapattık. notlar da düzeldi tabi.
kendi bilgisayarım bozuk, yoksa güzel bi sarı kırmızı fotografım vardı fenerbahçeli öğretmenin atölyesinde.
ha bir de o zamanlar ribery vardı bizde. fenerbahçeli öğretmen de kendince riberi geberi diye espri yapardı sinirli sinirli suratına bakardım. sonra 5-1 lik fenerbahçe maçı olmuştu da karşısına geçip koyduk mu diye bağırmak istemiştim deliler gibi.
ah ulan lise yılları.
(bkz: bu da böyle bir anım)
meslek lisesi okuyorum, gemi makinaları. meslek liselerinde atölyede iş olduğu zaman öğrencilere yaptırırlar. bizim "gemi yardımcı makinaları" atölyesinde de boya işi var. tüm cihazları boyuyoruz belirli renklere. bi santrifüj pompa var, çıkışına bağlı gate valf ile. santrifüj pompalar kırmızıya, gate valfler ise yeşile boyanacak. öğretmenimizi çok severiz, saygı duyarız. bölüm başkanı da kendisi. okulda müdürü takmayız ama bu öğretmen bizim için kanundur. tek sevmediğim huyu vardı o da pis bir fenerbahçeli olması. gerçekten pis ya öyle böle değil.
neyse zaten başka birbirine bağlı cihaz yok atölyede o sıralar. eğitim ayağına herşey birbirinden ayrı. gitti odasına biz de başladık boyamaya. herşeyi boyadık sıra geldi santrifüj pompa ile çıkışına bağlı gate valfe. öğretmen pis fenerbahçeli ya, benim de aklıma pislik yapmak geldi. bir arkadaşımı da ayarladım fırçayı yalnız yememek için, verdim gazı verdim odunu çocuğa. yeşile boyanması gereken valfi sarıya boyadık. planımız akşam içtimasında (her akşam içtima yaparız) boyadığımız valfi arkamızda tutup zil çalınca kaçmak. ertesi gün bakarız çaresine. zaten kaçış yok o valf bir şekilde yeşile boyanacak.
tam bitirdik işi derken heyecanlı, laf tutmayı bilmez bi arkadaşımız bizi ispiyonladı. öğretmenin atölyeye girmesi ile buz kestik. adam suçüstü yaptı bize. pis fenerbahçeli gülüşü ile bize baktı "o valfi yeşile boyayın" deyip odasına gitti. çok sakin kalması bize garip geldi. az biraz sonra odasına gittik. adamın elinde not defteri, 10 ları döşüyor. verdiği dersten de her hafta sözlü oluyoruz. yüksek not alıyorum hep, kalmam imkansız. beni sever de. ama deftere bütün notları 10 diye geçiriyor. tuttu gösterdi bir de bize. "bırakırım" dedi. çocuk aklı ile bi tutuştuk, döndük geriye. önce hatıra fotografımızı çektirdik. sonra tinerle akşama adar uğraşıp boyayı söktük. ertesi gün de yeşile boyayıp konuyu kapattık. notlar da düzeldi tabi.
kendi bilgisayarım bozuk, yoksa güzel bi sarı kırmızı fotografım vardı fenerbahçeli öğretmenin atölyesinde.
ha bir de o zamanlar ribery vardı bizde. fenerbahçeli öğretmen de kendince riberi geberi diye espri yapardı sinirli sinirli suratına bakardım. sonra 5-1 lik fenerbahçe maçı olmuştu da karşısına geçip koyduk mu diye bağırmak istemiştim deliler gibi.
ah ulan lise yılları.
(bkz: bu da böyle bir anım)