6389
baştan söyleyeyim ben bu adama karşı bir insanım. ilk geldiğinde de karşıydım. çünkü bu adamın baş danışman diye tuttuğu adam bülent tulun'du. bir ikinci karşı çıkma sebbim bu ikinci fatih terim yılıyla başlar. fazlaca transfer sevdası ve kurumsallık ayağına kulübü ne durumlara soktuğu görülmüştür.
önce şunu ortaya koyalım. ilk yönetiminde futbol başarısı kulüpteki futbol aklı ali dürüst ve abdürrahim albayrak'tı. kendisi futbol namına pek bir işe karışmadan işleri yürütüyordu ancak danışman olacak o bülent tulun'un galatasaray düşmanı olduğu anlamak hiç uzun sürmedi. fatih terim gelir gelmez uçakta yarın gönderir yabancı bir hoca getiririz haberini ve abdürrahim albayrak ile kavgasını hatırlayanlarınız olacaktır. kendisinin en güvendiği adamlardan bülent tulun'un fatih terim sonrası dönemindeki futbol icraatlerinden bahsetmeye gerek yok. futbol konusunda başarı onun değildir anlayacağınız. ben fatih terim savunucusu muyum? kesinilikle hayır galatasaray'ı recep tayyip sevdası ve tüpçünün türlü katakullilerine alet olup galatasaray'ı kişisel egoları yüzünden yarı yolda bırakmıştır. mersin maçı sonrası gayri resmi basın toplantısındaki açıklamaları dün gibi aklımda çok güzel günlerdi.
bir ikinci konu kulübün eline çokça para geçmesine rağmen bir kuruş borç indirimine gitmemiş tam aksine gelirler arttı hurra giderler de artsın gibi saçma bir mantığa bürünmüştür. hisse satışından, staddan, şampiyonlar ligi, şampiyonluklar, sponsorluklar derken kulüp, geçtiğimiz günlerde adnan öztürk'ün de ortaya koyduğu gibi gelir rekorları kırmıştır. ancak gider rekorkları da kırmayı ihmal etmemiştir büyük bir savurganlıkla. adnan polat'ın büyük zorluklar ve büyük paralar harcayarak kurtardığı hisseleri gözünü kırpmadan sattı o kadar paralar alındı. kombineler localar (3 yıllık) satıldı. ne oldu bu kadar para? pufff uçtu gitti. bu kadar para ile bir kapalı spor salonu yapıldı mı? hayır. florya'dan çıkmak için arnavutköy belediyesinden alınan arazi ne oldu? proje ne alemde? puffffff. telekom arena'nın yanına basket salonu projesi vardı ne oldu? puffffffff. o kadar ilerledi kulüp diyorsunuz. basketbol şubesinin sponsoru 4 milyona liv hospital mi oalcaktı ha? ben bu kadar çok parayı bu kadar kötü harcayan adama kimse kusura bakmasın ama büyük başkan falan demem. adnan polat'ın stad ve borsa birleşmesi projelerini o kadar zor koşullarda gerçekleştirmişken bu arkadaş geldi ohh stad hazır. fatih terim ali dürüst abdürrahim albayrak gelmiş. oh almışız başımızı gidicez ama yine o adama uyarak mahvetmiştir kulübü.
galatasaray gibi kulüpler başarı odaklı büyüyemez. demek istediğim şu. ben transfere bu kadar yatırım yapayım işte şampiyonlar liginde şu başarıyı alayımla olmuyor çünkü sana gelecek ve kurabileceğin takım belli. takımı bütçe olarak yukarı çekmen lazım o da tesisleşme ile olur malesef ünal aysal döneminde taş taş üzerine konulmamıştır. zor koşullarda bir çok proje gerçekleştiren ve kulüp kayyuma giderken elini taşın altına sokan adnan polat'ı gömüp ünal aysal'ı yüceltenleri gördükçe sinirleniyorum üzülüyorum.
bir de beyfendi çıkmış gayri menkul satışından bahsediyor. faruk süren çıkıyor futbol a.ş.'ye yabancı ortak alalım diyor. işte alın o çok yücelttiğiniz ünal aysal. arkadaşlar şu kulübü kendi şirketlerine gösterdikleri özeni gösterseler inanın üçar gider kulüp ama üzerlerinde seçim ve denetim baskısı malesef yok.
bu ve bunun gibi faruk süren vari havadan caf caflı laflardan hoşlanan, caka satmayı seven adamlardan uzak tutmak lazım kulübü. iş proje üretecek kendi şirketiymiş gibi yönetecek adamlara ihtiyacı var kulübün.
önce şunu ortaya koyalım. ilk yönetiminde futbol başarısı kulüpteki futbol aklı ali dürüst ve abdürrahim albayrak'tı. kendisi futbol namına pek bir işe karışmadan işleri yürütüyordu ancak danışman olacak o bülent tulun'un galatasaray düşmanı olduğu anlamak hiç uzun sürmedi. fatih terim gelir gelmez uçakta yarın gönderir yabancı bir hoca getiririz haberini ve abdürrahim albayrak ile kavgasını hatırlayanlarınız olacaktır. kendisinin en güvendiği adamlardan bülent tulun'un fatih terim sonrası dönemindeki futbol icraatlerinden bahsetmeye gerek yok. futbol konusunda başarı onun değildir anlayacağınız. ben fatih terim savunucusu muyum? kesinilikle hayır galatasaray'ı recep tayyip sevdası ve tüpçünün türlü katakullilerine alet olup galatasaray'ı kişisel egoları yüzünden yarı yolda bırakmıştır. mersin maçı sonrası gayri resmi basın toplantısındaki açıklamaları dün gibi aklımda çok güzel günlerdi.
bir ikinci konu kulübün eline çokça para geçmesine rağmen bir kuruş borç indirimine gitmemiş tam aksine gelirler arttı hurra giderler de artsın gibi saçma bir mantığa bürünmüştür. hisse satışından, staddan, şampiyonlar ligi, şampiyonluklar, sponsorluklar derken kulüp, geçtiğimiz günlerde adnan öztürk'ün de ortaya koyduğu gibi gelir rekorları kırmıştır. ancak gider rekorkları da kırmayı ihmal etmemiştir büyük bir savurganlıkla. adnan polat'ın büyük zorluklar ve büyük paralar harcayarak kurtardığı hisseleri gözünü kırpmadan sattı o kadar paralar alındı. kombineler localar (3 yıllık) satıldı. ne oldu bu kadar para? pufff uçtu gitti. bu kadar para ile bir kapalı spor salonu yapıldı mı? hayır. florya'dan çıkmak için arnavutköy belediyesinden alınan arazi ne oldu? proje ne alemde? puffffff. telekom arena'nın yanına basket salonu projesi vardı ne oldu? puffffffff. o kadar ilerledi kulüp diyorsunuz. basketbol şubesinin sponsoru 4 milyona liv hospital mi oalcaktı ha? ben bu kadar çok parayı bu kadar kötü harcayan adama kimse kusura bakmasın ama büyük başkan falan demem. adnan polat'ın stad ve borsa birleşmesi projelerini o kadar zor koşullarda gerçekleştirmişken bu arkadaş geldi ohh stad hazır. fatih terim ali dürüst abdürrahim albayrak gelmiş. oh almışız başımızı gidicez ama yine o adama uyarak mahvetmiştir kulübü.
galatasaray gibi kulüpler başarı odaklı büyüyemez. demek istediğim şu. ben transfere bu kadar yatırım yapayım işte şampiyonlar liginde şu başarıyı alayımla olmuyor çünkü sana gelecek ve kurabileceğin takım belli. takımı bütçe olarak yukarı çekmen lazım o da tesisleşme ile olur malesef ünal aysal döneminde taş taş üzerine konulmamıştır. zor koşullarda bir çok proje gerçekleştiren ve kulüp kayyuma giderken elini taşın altına sokan adnan polat'ı gömüp ünal aysal'ı yüceltenleri gördükçe sinirleniyorum üzülüyorum.
bir de beyfendi çıkmış gayri menkul satışından bahsediyor. faruk süren çıkıyor futbol a.ş.'ye yabancı ortak alalım diyor. işte alın o çok yücelttiğiniz ünal aysal. arkadaşlar şu kulübü kendi şirketlerine gösterdikleri özeni gösterseler inanın üçar gider kulüp ama üzerlerinde seçim ve denetim baskısı malesef yok.
bu ve bunun gibi faruk süren vari havadan caf caflı laflardan hoşlanan, caka satmayı seven adamlardan uzak tutmak lazım kulübü. iş proje üretecek kendi şirketiymiş gibi yönetecek adamlara ihtiyacı var kulübün.