1033
geldiği günden bu yana sevenin yanında sevmeyeninde bol olduğu hocamız. 25 ocak galatasaray çaykur rizespor maçında yaptıklarından çok bahsetmeye gerek yok yanlışlar ve doğrular bol bol tespit edilmiş zaten. ben gelişi ve genel takım üzerindeki etkisinden bahsedicem. prandelli ile yollar ayrıldığında adı bizimle geçmeye başladıktan sonra istemezzzükkcüler kendini göstermeye başladı tabi haklı sebepleri de vardı "ler" demek ne kadar doğru bilemicem çünkü hakkındaki gelmemesi yönündeki ilk argüman sneijder hakkındaki sözleri oldu baya bir eleştirildi. ikinci argüman ise fatih terim ile olan yakınlığı ve ona olan sevgisi saygısı. ilki makul iken diğerini anlamak zor çünkü kendisi türk bir teknik adam ve fatih terim'e sevgi beslemesi gayet doğal olmasına rağmen o yönden de baya bir eleştirildi yalama vs. denildi. yaptığı basın toplantısı ve sneijder'le konuşması sonrası çoğu kişinin düşüncesi değişse de istmezzzzükkcüler'in düşüncelerinde en ufak bir değişme olmadı. (hayır o dönem kimse hiç kimseyi beğenmiyordu yabancı hoca ile bu işin yürümediği açıktı ve sezon başlamıs yarılanmıştı yeni yabancı hoca olayları daha da çıkmaza sokabilirdi. türk hocalar arasında en makulu ve geçmişi açısından en mantıklısı hamza hoca idi neyse.) neyse ki hamza hoca eleştirilerden bir şekilde kendini sıyırarak işine odaklandı. prandelli'nin hiç üstüne düşmediği bruma ve telles'i tekrar kazanmaya çalıştı nitekim kazandı tam olarak olmasa da elinden geleni yapıyor kazanmak adına her maç sonrası yerden yere vurulan burak yılmaz yerine herkesi şaşırtan bir futbolla karşımıza burak yılmaz gelmesini sağladı. üzerindeki ölü toprağını atmış olmayan selçuk'ta bile kıpırdanmalar başladı. takım o kadar kötü idi muslera hakkında bile neler yazıldı yok gs tarihinin en kötü ayaklı kalecisi yok iyi paraya satıp yerine onur kıvrak'ı alalım vs. vs. emre çolak'tan dahi maximum verimi gerektiğinde almasını bilmiştir. sneijder'e gelince oynadığı futbol ortada ikili arasındaki diyalog da gayet iyi. hamza hoca her şeyden önce çok iyi bir kriz yönetmiştir başkanından tut yöneticisine tutarsız sözler ve davranışlar içerisinde iken kendisi gayet tutarlı hareket etmiştir. takımın as 2 stoperinden biri afrika kupasına gitmesi diğerinin sakatlanması üstüne birde yedek stoperin sakatlanmasına rağmen fakir edebiyatı elde malzeme yok ben napiyim transssfeeeeerrrr diyerek bağırmamıştır ki aynı zamanda en formda forveti sakatlanmış diğer ikisinden biri umut bulut herkesin malumu pandev ise allah'a emanet fizik ve konsantrasyona sahipken dahi kulübün içinde bulunduğu maddi ve manevi hasarın farkında olarak hareket etmiş ve galatasaray camia'sını ele güne rezil etmemiştir transferde transfer diyerek. hamza hoca'nın ilk hatası galiba eskişehir maçı idi yanlışım varsa düzeltin melo'yu oynatarak kart görüp cezalı duruma düşmesine sebep olması idi. ikincisi gençlerbirliği maçındaki oyuna geç müdahale edişi idi. son olarak da bu akşamki maçtaki burak yılmaz tercihi bu yaptığı üç hata sonrası gerekli açıklamaları yapmış hatalarının farkına varmıştır. ama yazının başında bahsettiğim güruh pusuda beklerler aman hoca bir yanlış yapmasın. eleştirilemez değil kendisi kesinlikle eleştirilebilir ki eleştiriliyor da ama bir dozu olmalıdır yazık günah bunca emeğe kenetlenmek varken neden itin götüne sokularak eleştiri yapıyoruz (yeri geldiğinde benim de içine düştüğüm gaflet ve dalalettir bu durum) neden makul ölçüleri tutturamıyoruz anlamak mümkün değil tarihimizin en zor zamanlarından birini yaşıyoruz bölücü değil birleştirici eleştiriler yapmalıyız ki hedefe kadar tek yumruk halinde gidelim. son olarak hamza hoca'da artık ders çıkarmalıdır bu tür hataları minimum düzeye indirmelidir ki maç sonrası yaptığı "hata benim farkındayım" sözü kabak tadı vermesin.
