1029
takımın başına geçtiğini ilk duyduğumda çoğu kişi gibi benim de aklıma ilk gelen şey 2014 dünya kupası sırasındaki bir maçta wesley sneijder ile ilgili söylediği olumsuz şeylerdi. hastalıklı bir zihniyete sahip olduğunu ve yabancılara karşı tavır alacağını bile düşünmüştüm hatta. ama daha ilk maçlarından itibaren bu durumun böyle olmadığını görmüş oldum, hatta belki yabancı sınırı olmasa tüm yabancıları oynatacak kendisi. çok düzgün bir insan olmasının yanısıra özellikle wesley sneijder ile arasının oldukça iyi olduğunu görüyoruz her geçen gün. ***
takımın geneli üzerinde yaptığı olumlu etki de gözden kaçmamalı tabi. yerli veya yabancı fark etmeden hemen hemen bütün futbolcular şöyle bir kendine geldi hamza hocayla beraber. bunu söyleyince selçuk inan için ayrı bir şeyler yazmak da gerek ama şimdi onu karıştırmak istemiyorum.
alex telles ve armindo bruma'yı sürekli oynatmasını gerçekten takdir ediyorum, çünkü bu oyuncular ancak oynayarak kendilerini geliştirebilirler.(u: telles hakkında nedense hep biraz umutsuzum ama onun da nasıl oynadığını görmek gerek) özellikle emre çolak'ın kendisiyle birlikte artan performansı efsane 2011-2012 sezonundaki emre'yi hatırlatıyor yavaş yavaş, takımdaki kritik isimlerden biri oldu artık. ama bu noktada hamza hocadan bir beklentim var benim. bu 3 oyuncuya verilen şans koray günter, emre can coşkun ve en önemlisi sinan gümüş gibi oyunculara da verilmeli. bu akşam* koray günter'i izledik mesela, tek maçla bir şeyler söylemek zor belki ama, düzenli olarak oynayıp takıma alıştığında çok iyi bir performans gösterebileceğini görmüş olduk. bu tip oyuncular oynadıkça bizi hamit altıntop, yekta kurtuluş ve umut bulut gibi artık ne yaparlarsa yapsınlar etkili olamayan ve fayda sağlayamayan, semih kaya gibi zaman zaman formsuz olan oyuncuların sürekli oynamak zorunda kalmalarının önüne geçebileceğimizi düşünüyorum.
elinde sağlam bir emmanuel eboue* olsa sabri sarıoğlu'nu da sürekli oynatacağını düşünmüyorum.* veysel sarı(u: bana göre aklıyla oynayan ama aşırı yavaş olduğundan etkili olamayan bir oyuncuydu) ve tarık çamdal* fiyaskolarının ardından şu an ilk tercihin sabri olmasını anlayabiliyorum, ama sağ bek için sene sonunda bir transfer yapılmasının şart olduğunu da düşünüyorum.
hakan balta ve goran pandev'in de düzenli olarak rotasyonda kullanılmaları gerektiği bence çok açık, ki hamza hoca da bu durumun böyle olacağının sinyallerini veriyor gibi.*
kafasındaki 4-2-3-1 sisteminin de, futbolcular istekli olduğu zaman takımın ne kadar etkili olduğu açıkken, sürekli 4-4-2 diye tutturanlara rağmen bizi başarıya ulaştırabileceğini düşünüyorum.
her şeye rağmen kafama takılan tek şey selçuk inan. o da hamza hocayla beraber formunu iyileştirenlerden, ama ben şöyle 3-4 maç kesilmeden rahat edemeyeceğim sanırım.(u: üzgünüm selçuk, bizimle deyılsın :()
takımın geneli üzerinde yaptığı olumlu etki de gözden kaçmamalı tabi. yerli veya yabancı fark etmeden hemen hemen bütün futbolcular şöyle bir kendine geldi hamza hocayla beraber. bunu söyleyince selçuk inan için ayrı bir şeyler yazmak da gerek ama şimdi onu karıştırmak istemiyorum.
alex telles ve armindo bruma'yı sürekli oynatmasını gerçekten takdir ediyorum, çünkü bu oyuncular ancak oynayarak kendilerini geliştirebilirler.(u: telles hakkında nedense hep biraz umutsuzum ama onun da nasıl oynadığını görmek gerek) özellikle emre çolak'ın kendisiyle birlikte artan performansı efsane 2011-2012 sezonundaki emre'yi hatırlatıyor yavaş yavaş, takımdaki kritik isimlerden biri oldu artık. ama bu noktada hamza hocadan bir beklentim var benim. bu 3 oyuncuya verilen şans koray günter, emre can coşkun ve en önemlisi sinan gümüş gibi oyunculara da verilmeli. bu akşam* koray günter'i izledik mesela, tek maçla bir şeyler söylemek zor belki ama, düzenli olarak oynayıp takıma alıştığında çok iyi bir performans gösterebileceğini görmüş olduk. bu tip oyuncular oynadıkça bizi hamit altıntop, yekta kurtuluş ve umut bulut gibi artık ne yaparlarsa yapsınlar etkili olamayan ve fayda sağlayamayan, semih kaya gibi zaman zaman formsuz olan oyuncuların sürekli oynamak zorunda kalmalarının önüne geçebileceğimizi düşünüyorum.
elinde sağlam bir emmanuel eboue* olsa sabri sarıoğlu'nu da sürekli oynatacağını düşünmüyorum.* veysel sarı(u: bana göre aklıyla oynayan ama aşırı yavaş olduğundan etkili olamayan bir oyuncuydu) ve tarık çamdal* fiyaskolarının ardından şu an ilk tercihin sabri olmasını anlayabiliyorum, ama sağ bek için sene sonunda bir transfer yapılmasının şart olduğunu da düşünüyorum.
hakan balta ve goran pandev'in de düzenli olarak rotasyonda kullanılmaları gerektiği bence çok açık, ki hamza hoca da bu durumun böyle olacağının sinyallerini veriyor gibi.*
kafasındaki 4-2-3-1 sisteminin de, futbolcular istekli olduğu zaman takımın ne kadar etkili olduğu açıkken, sürekli 4-4-2 diye tutturanlara rağmen bizi başarıya ulaştırabileceğini düşünüyorum.
her şeye rağmen kafama takılan tek şey selçuk inan. o da hamza hocayla beraber formunu iyileştirenlerden, ama ben şöyle 3-4 maç kesilmeden rahat edemeyeceğim sanırım.(u: üzgünüm selçuk, bizimle deyılsın :()