9
inatla yapılmaya devam eden hadisedir. bu sanrı sonucunda girilen entryler ne yazık ki sözlük formatının dışında kalmaktadır. baştan söylemek gerekir ki ayıp değil bir hatadır. ayıp olan öğrenmeye çalışmamak ve inatla aynı hatayı defalarca tekrarlamaktır. bu sanıya düşmemek için yapılması gereken bazı şeyler vardır. bunların başında #3021 numaralı entryde de toplu halde sıralanan başlıkları okumak ve uygulamaya çalışmak gelir. adından da anlaşılabileceği gibi rerererarara.net bir sözlüktür. sözlük kelimesi türk dil kurumu büyük türkçe sözlüğünde "bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser" şeklinde tarif edilmektedir. yani sözlükte entry girerken öncelik okuyucuya objektif ve mutlak bilgi vermek olmalıdır. sözlük ile forum arasında en keskin ayrımlardan biri bu noktadır. forumlarda gırgır, şamata, makara gibi kavramlar ön planda iken sözlükte daha ziyade bilgileri yazıya dökmek, yolu kazara da olsa buraya düşüp bir iki başlığa göz atacak olanlara bir iki satır yeni bilgi sağlayabilmektir. sözlüğün eğlencesi öğrenilen enteresan bilgiler, okumaktan keyif alınan yazılardır. bununla yetinmeyen yazarlar için mesaj seçeneği mevcuttur. isteyen yazar özel mesaj yoluyla, istediği konuda, istediği yazarla, istediği kadar geyik çevirme hakkına sahiptir.
bu sanrının sözlüğe verdiği en büyük zarar entrylerdeki yansımalarıdır. "dedirtendir, dediğimdir, düşündürendir, ettirendir, yaptırandır, hissettirendir" kalıplarla kurulan ve yazarın kendi hislerini yansıtan subjektif bilgiler içeren entryler ne yazık ki sözlüğe bir katkı sağlamaktan ziyade sözlüğü bir forum ortamına çevirmekte, bu entrylerin çoğalması da sözlüğü sıradanlaştırmakta, kalitesini düşürmektedir. bunu bir örnekle açıklamak gerekirse çay hakkında hiçbirşey bilmediğinizi düşünün. öğrenmek için türk dil kurumu sözlüğüne "çay" yazdığınızda karşınıza çıkacak ilk beş ifade şu şekilde olacaktır;
1. çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (thea chinensis).
2. bit. b. bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı.
3. bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek: “bize çay ikram ettiler.” -a. kabaklı.
4. çeşitli bitkilerin yaprak veya çiçeklerinin demlenmesiyle elde edilen bir tür içecek.
5. konukların içecek ve börek, pasta vb. yiyeceklerle ağırlandığı toplantı.
bir de çay kelimesini araştırmak için x bir sözlüğe girdiğinizi ve karşınıza şu tanımların girdiğini düşünün.
1. sabah akşam, yaz kış demeden içtiğimiz şey.
2. her içişte oh be dediğim.
3. soğuk kış günlerinde içimi ısıtandır.
4. olsa da içsek dedirtendir.
5. demlenmiş olanını tek geçerim.
örneği basit tuttuğuma bakmayın, çok daha kritik olabilecek bir konuda araştırma yaptığınızı ve böyle iki farklı sonuçla karşılaştığınızı düşünün. bir daha x sözlüğe girmeyi bırak, sokağından bile geçmezsiniz değil mi?
işte sözlüğe ikinci örnekteki gibi entryler girmek* "galatasaray" sözlüğü sıradan bir sözlük konumuna getirecektir.
sözlükte yeri olmayan forum kaynaklı bir diğer alışkanlık da okuyucu ile diyalog oluşturacak cümlelerle yazılan yazılardır. bunun en belirgin olanı entrynin sonunaki "....diyor, sözü size bırakıyorum" lafıdır. aynı şekilde üstteki entrylere doğrudan veya dolaylı yoldan cevap vermek, imada bulunmak da sözlük formatında yeri olmayan davranışlardır. sözlük tartışma değil, bilgi aktarma yeridir. tartışma yapılacak yer forumlardır. tabi bu entrylerde kişinin duygu ve düşüncelerinin hiç yer almayacağı anlamına gelmez. bir maç için "sevgilimle izledik var ya çok eğlenceliydi" tarzı bir entry girmek forum formatında yer alan bir eylemdir. "üç puanla ayrılsak şampiyonluk yolunda daha sağlam adımlarla ilerlememize sebep olacak bir maçtı" ya da "maç çıkışında insanlar adeta yürüyen ölüler gibiydi. hayallerimiz, umutlarımız uçup gitmişti*" tarzı entryler sözlük formatına uygundur. maçın insanlar ve takım üzerindeki etkileri de o maçı hatırlamayan kimselerin öğrenmek isteyeceği türden bilgilerdir. bu kuralın ender olarak bozulabileceği durumlar olur. örneğin sakatlanan bir sporcu için ona hitap ediyor gibi yazılar yazılabilir, ya da bir başarı/başarısızlık sonrası takım hakkında birkaç cümle sarfedilebilir. bunlar taraftar olmanın, insanın his dünyasının getirileridir ve makul ihtiyaçlardır.
forumlarda da genelde yasak olan bir konu da küfür konusudur. bir kişi/kurum/topluluk hakkında olumsuz görüşler belirtirken küfür/hakaret etmek gerek sözlük gerekse türkiye cumhuriyeti yasalarınca suç olarak kabul edilen bir eylemdir. bir kişi ya da topluluk hakkında olumsuz bir sıfat kullanılabilir. örneğin "top tekniği mevkisi için yeterli değildir" veya "önce olayları başlatan ilk yumruğu sallayıp sonra dayak yemiş gibi yere yatacak kadar karaktersizdir" tarzı entryler sözlük formatına uygun entrylerdir. ancak "yakalarsam ıslak odunla döverim" ya da "eşşek sudan gelinceye kadar dövmek istediğimdir" tarzı entryler sözlük formatının dışındadır. bunun dışında imla ve yazım kurallarına dikkat etmek, mümkün olabildiğince düzgün ve ansiklopedik bir üslup kullanmak sözlük ile forumun ayrıldığı bir başka noktadır.
bütün bunları dikkate alıp sözlük ile forum arasındaki farklar yeterince kavrandıktan sonra bu sanrılar minimuma inecek, sözlük gelişip güzelleşecek, "galatasaray" adına layık bir "sözlük" olacaktır.
bu sanrının sözlüğe verdiği en büyük zarar entrylerdeki yansımalarıdır. "dedirtendir, dediğimdir, düşündürendir, ettirendir, yaptırandır, hissettirendir" kalıplarla kurulan ve yazarın kendi hislerini yansıtan subjektif bilgiler içeren entryler ne yazık ki sözlüğe bir katkı sağlamaktan ziyade sözlüğü bir forum ortamına çevirmekte, bu entrylerin çoğalması da sözlüğü sıradanlaştırmakta, kalitesini düşürmektedir. bunu bir örnekle açıklamak gerekirse çay hakkında hiçbirşey bilmediğinizi düşünün. öğrenmek için türk dil kurumu sözlüğüne "çay" yazdığınızda karşınıza çıkacak ilk beş ifade şu şekilde olacaktır;
1. çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (thea chinensis).
2. bit. b. bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı.
3. bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek: “bize çay ikram ettiler.” -a. kabaklı.
4. çeşitli bitkilerin yaprak veya çiçeklerinin demlenmesiyle elde edilen bir tür içecek.
5. konukların içecek ve börek, pasta vb. yiyeceklerle ağırlandığı toplantı.
bir de çay kelimesini araştırmak için x bir sözlüğe girdiğinizi ve karşınıza şu tanımların girdiğini düşünün.
1. sabah akşam, yaz kış demeden içtiğimiz şey.
2. her içişte oh be dediğim.
3. soğuk kış günlerinde içimi ısıtandır.
4. olsa da içsek dedirtendir.
5. demlenmiş olanını tek geçerim.
örneği basit tuttuğuma bakmayın, çok daha kritik olabilecek bir konuda araştırma yaptığınızı ve böyle iki farklı sonuçla karşılaştığınızı düşünün. bir daha x sözlüğe girmeyi bırak, sokağından bile geçmezsiniz değil mi?
işte sözlüğe ikinci örnekteki gibi entryler girmek* "galatasaray" sözlüğü sıradan bir sözlük konumuna getirecektir.
sözlükte yeri olmayan forum kaynaklı bir diğer alışkanlık da okuyucu ile diyalog oluşturacak cümlelerle yazılan yazılardır. bunun en belirgin olanı entrynin sonunaki "....diyor, sözü size bırakıyorum" lafıdır. aynı şekilde üstteki entrylere doğrudan veya dolaylı yoldan cevap vermek, imada bulunmak da sözlük formatında yeri olmayan davranışlardır. sözlük tartışma değil, bilgi aktarma yeridir. tartışma yapılacak yer forumlardır. tabi bu entrylerde kişinin duygu ve düşüncelerinin hiç yer almayacağı anlamına gelmez. bir maç için "sevgilimle izledik var ya çok eğlenceliydi" tarzı bir entry girmek forum formatında yer alan bir eylemdir. "üç puanla ayrılsak şampiyonluk yolunda daha sağlam adımlarla ilerlememize sebep olacak bir maçtı" ya da "maç çıkışında insanlar adeta yürüyen ölüler gibiydi. hayallerimiz, umutlarımız uçup gitmişti*" tarzı entryler sözlük formatına uygundur. maçın insanlar ve takım üzerindeki etkileri de o maçı hatırlamayan kimselerin öğrenmek isteyeceği türden bilgilerdir. bu kuralın ender olarak bozulabileceği durumlar olur. örneğin sakatlanan bir sporcu için ona hitap ediyor gibi yazılar yazılabilir, ya da bir başarı/başarısızlık sonrası takım hakkında birkaç cümle sarfedilebilir. bunlar taraftar olmanın, insanın his dünyasının getirileridir ve makul ihtiyaçlardır.
forumlarda da genelde yasak olan bir konu da küfür konusudur. bir kişi/kurum/topluluk hakkında olumsuz görüşler belirtirken küfür/hakaret etmek gerek sözlük gerekse türkiye cumhuriyeti yasalarınca suç olarak kabul edilen bir eylemdir. bir kişi ya da topluluk hakkında olumsuz bir sıfat kullanılabilir. örneğin "top tekniği mevkisi için yeterli değildir" veya "önce olayları başlatan ilk yumruğu sallayıp sonra dayak yemiş gibi yere yatacak kadar karaktersizdir" tarzı entryler sözlük formatına uygun entrylerdir. ancak "yakalarsam ıslak odunla döverim" ya da "eşşek sudan gelinceye kadar dövmek istediğimdir" tarzı entryler sözlük formatının dışındadır. bunun dışında imla ve yazım kurallarına dikkat etmek, mümkün olabildiğince düzgün ve ansiklopedik bir üslup kullanmak sözlük ile forumun ayrıldığı bir başka noktadır.
bütün bunları dikkate alıp sözlük ile forum arasındaki farklar yeterince kavrandıktan sonra bu sanrılar minimuma inecek, sözlük gelişip güzelleşecek, "galatasaray" adına layık bir "sözlük" olacaktır.