7471
wesley sneijder, konumu itibariyle "değerini bulursa bütün oyuncular satılır" önermesindeki "bütün oyuncular" arasına girmeyecek bir oyuncu.
öncelikle sneijder, herhangi bir türk futbol takımının bu yaşta, bu kalitede ve bu verimlilikte kadrosuna katabileceği bir oyuncu değil. bütünüyle katkı veremeyecek bir drogbayı, 95 yaşına gelmiş bir roberto carlosu, 100 yaşından gün almış frank de boeru kadronuza katarken maaşını yüksek tutarsınız, olur biter. zaten ununu elemiş eleğini asmıştır bu adamlar; ya da kafasını bir türlü futbola veremeyen nicolas anelkayı, gittiği her yerde hayvanat bahçesine müdür yardımcısı olarak atanmış inşaat mühendisi gibi takılan quaresmayı getirebilirsiniz, zaten bu adamların katkı vermesi sürpriz olur. yine maaşını yüksek tutarsınız olur biter.
sneijder ise, 2010 yılında dünyanın en iyi futbolcusuydu neredeyse. interde oynayamadığı için mutsuzdu ve futbol oynamak istiyordu. yaşı desen, türk olsa "bedelli vuruyo mu kanka ya?" diye googlea "bedellide yaş hesabı" yazıp aratacak yaştaydı türkiyeye geldiğinde. tüm bu olguların yanı sıra dünya kupasında final oynamış, şampiyonlar ligini kazanmış, çeşitli büyük liglerde şampiyonluklar, kupalar görmüş bir oyuncuydu. gel gör ki tüm bunların yekûnu, türkiyede sergen yalçının -ki kendisini çok severim- "sneijder bir maçta üç gol atamaz" yorumuna sıkışacak tarzda şekillendi. sneijder, gelişi itibariyle gheorghe hagiden bile büyük transferdi. haginin başarılı olması sürpriz olacaktı ve hagi büyük bir adam olduğu için o sürprizi yaşattı. o sürpriz bize o kadar tatlı geldi ki, 2001 yılından beri hala bir hagi arıyoruz. hagiyi o denli yana yakıla arıyoruz ki, hagi aşkı gözümüzü kör etmiş, 2001de futbolu bırakan adamı, 2015in futbol anlayışında arıyoruz. bazı taraftar takımına da o yüzden bir türlü kendini sevdiremiyor sneijder.
sneijder, eğer bu takım avrupada büyük başarılar kazanmak istiyorsa, mutlaka kalmalı. çünkü bu adama, galatasaray kulübü olarak paha biçemezsin. adamın avrupada senden çok kupası var, sen hala "değerini bulan satılır" kafasındasın. bu kalitede bir fırsat transferi bundan sonra eline geçmeyecek. ünal aysal gibi bir başkan bir daha gelmeyeceği için, bu fırsatı yaratan da olmayacak. sneijderı kaybettiğimiz anda, aslında büyük bir vizyonun çöküşüne şahit olacağız.
"sneijderı satalım, 4 4 2 yapıp brumayı koyalım" gibi bir düşünce hasıl oldu taraftr arasında, bir fikirdir tabii saygı duyarım. duymasına duyarım da, teknik, taktik, diziliş vb şeyler size avrupada kupa getirmez. avrupada kupa getirecek şey, üçüncü dünya ülkelerindeki takımlar için, tüm bu başarıları görmüş lider bir oyuncunun takımda bulunması ve şans eseri de olsa takımı sahiplenmesi, saha içinde çekip çevirmesidir. bu eşik aşıldıktan sonra altyapıdır, sistemdir, diziliştir, bunlar gelir. hakikatte başarıdan önce gelen bir şey yoktur ve size kredi sağlayacak şey başarıdır. yıllık milyon dolarlar alıp "ille de abimi isterim, abim de abim" diyen tipik türk kızlarının sağına brumayı soluna muadilini koyunca bir şey değişmeyeceği gibi, teoride rakip takımın varlığı yoksayıldığı için pratikte daha büyük çöküş gelecek.
sneijder bu takımın geleceğidir. geleceğini statükocu ve şovenist politikalara yem etmek, rasyonel bir varlığın yapacağı bir iş değil. gerçi ikinci başkanı abdürrahim albayrak olan bir yönetimden rasyonellik beklemek de imkansız da, taraftarın bu beylik laflara prim vermemesi lazım. her oyuncu değerini bulursa satılır, lakin sneijder öyle alelade bu sınıfa sokulacak bir oyuncu değil. istisna ve o istisna elimizdeyken biz hala gelecek 30 milyonların derdindeyiz. sanki o 30 milyonla serdar azizler, murat ceylanlar vd vasat topçular alınmayacakmış gibi.
öncelikle sneijder, herhangi bir türk futbol takımının bu yaşta, bu kalitede ve bu verimlilikte kadrosuna katabileceği bir oyuncu değil. bütünüyle katkı veremeyecek bir drogbayı, 95 yaşına gelmiş bir roberto carlosu, 100 yaşından gün almış frank de boeru kadronuza katarken maaşını yüksek tutarsınız, olur biter. zaten ununu elemiş eleğini asmıştır bu adamlar; ya da kafasını bir türlü futbola veremeyen nicolas anelkayı, gittiği her yerde hayvanat bahçesine müdür yardımcısı olarak atanmış inşaat mühendisi gibi takılan quaresmayı getirebilirsiniz, zaten bu adamların katkı vermesi sürpriz olur. yine maaşını yüksek tutarsınız olur biter.
sneijder ise, 2010 yılında dünyanın en iyi futbolcusuydu neredeyse. interde oynayamadığı için mutsuzdu ve futbol oynamak istiyordu. yaşı desen, türk olsa "bedelli vuruyo mu kanka ya?" diye googlea "bedellide yaş hesabı" yazıp aratacak yaştaydı türkiyeye geldiğinde. tüm bu olguların yanı sıra dünya kupasında final oynamış, şampiyonlar ligini kazanmış, çeşitli büyük liglerde şampiyonluklar, kupalar görmüş bir oyuncuydu. gel gör ki tüm bunların yekûnu, türkiyede sergen yalçının -ki kendisini çok severim- "sneijder bir maçta üç gol atamaz" yorumuna sıkışacak tarzda şekillendi. sneijder, gelişi itibariyle gheorghe hagiden bile büyük transferdi. haginin başarılı olması sürpriz olacaktı ve hagi büyük bir adam olduğu için o sürprizi yaşattı. o sürpriz bize o kadar tatlı geldi ki, 2001 yılından beri hala bir hagi arıyoruz. hagiyi o denli yana yakıla arıyoruz ki, hagi aşkı gözümüzü kör etmiş, 2001de futbolu bırakan adamı, 2015in futbol anlayışında arıyoruz. bazı taraftar takımına da o yüzden bir türlü kendini sevdiremiyor sneijder.
sneijder, eğer bu takım avrupada büyük başarılar kazanmak istiyorsa, mutlaka kalmalı. çünkü bu adama, galatasaray kulübü olarak paha biçemezsin. adamın avrupada senden çok kupası var, sen hala "değerini bulan satılır" kafasındasın. bu kalitede bir fırsat transferi bundan sonra eline geçmeyecek. ünal aysal gibi bir başkan bir daha gelmeyeceği için, bu fırsatı yaratan da olmayacak. sneijderı kaybettiğimiz anda, aslında büyük bir vizyonun çöküşüne şahit olacağız.
"sneijderı satalım, 4 4 2 yapıp brumayı koyalım" gibi bir düşünce hasıl oldu taraftr arasında, bir fikirdir tabii saygı duyarım. duymasına duyarım da, teknik, taktik, diziliş vb şeyler size avrupada kupa getirmez. avrupada kupa getirecek şey, üçüncü dünya ülkelerindeki takımlar için, tüm bu başarıları görmüş lider bir oyuncunun takımda bulunması ve şans eseri de olsa takımı sahiplenmesi, saha içinde çekip çevirmesidir. bu eşik aşıldıktan sonra altyapıdır, sistemdir, diziliştir, bunlar gelir. hakikatte başarıdan önce gelen bir şey yoktur ve size kredi sağlayacak şey başarıdır. yıllık milyon dolarlar alıp "ille de abimi isterim, abim de abim" diyen tipik türk kızlarının sağına brumayı soluna muadilini koyunca bir şey değişmeyeceği gibi, teoride rakip takımın varlığı yoksayıldığı için pratikte daha büyük çöküş gelecek.
sneijder bu takımın geleceğidir. geleceğini statükocu ve şovenist politikalara yem etmek, rasyonel bir varlığın yapacağı bir iş değil. gerçi ikinci başkanı abdürrahim albayrak olan bir yönetimden rasyonellik beklemek de imkansız da, taraftarın bu beylik laflara prim vermemesi lazım. her oyuncu değerini bulursa satılır, lakin sneijder öyle alelade bu sınıfa sokulacak bir oyuncu değil. istisna ve o istisna elimizdeyken biz hala gelecek 30 milyonların derdindeyiz. sanki o 30 milyonla serdar azizler, murat ceylanlar vd vasat topçular alınmayacakmış gibi.