• 103
    soluk yeşil bir kapağı olan, kalınca bir kitabı ilk görmemin üzerinden yıllar geçti. nedir bu ne anlatıyor filan konuşurken hayali bir alem pek de cezbetmemişti beni. ki kitap okumayı roman okumayı pek de severdim aslında. sonra kitapları okuyanlar filmleri çıkınca büyük bir mutlulukla filmlerine koştular. belki de bu yüzdendir batıya giden son gemiyi binmeyi kaçırmış bir elf gibi hissetmem.

    filmleri izlemek bu muhteşem dünyaya adım atmak biraz geç oldu ama gerçekten çok ilginç bir deneyimdi. karakterler, mekanlar, olaylar, hikayedeki uyum, sürükleyiciliği harikaydı. sonrasında kitaplarını okumak istemedim açıkçası sinema filmleri o kadar yüksek bir canlılık oluşturdu ki zihnimde bu imge yükünün dışında yeni bir şey oluşturamayacağımı düşündüm. gandalf'ı nasıl daha farklı hayal edebilirsiniz ki? orkları, elfleri , ayrık vadiyi, cüceleri başka nasıl hayal edebilirsiniz ki? bu büyük zorluğa katlanmaya üşendim ve okumadım kitapları. ne yazık...

    --- yoğun miktarda hobbit 3 içerir. izlemek isteyip henüz izlemeyenler devam etmesin ---

    yıllar geçti filmleri tekrarlamakla avunurken ortaya çıktı bu hobbit serisi. bu kitabı da okuyamadan filmlerine gitmek zorunda kaldım. enfes 2 film olabilecekken 3 filme evirmeleri pek hoş olmadı tabi. ikinci film en şanssız olandı. bu seride ejderha'nın ilk gözüktüğü sahneleri barındırmasına rağmen ejderha'nın 3. filmdeki ihtişamı yoktu 2'de. çok arada kalmış son filme bırakılan sahneler yüzünden. 3. film yayınlanır yayınlanmaz bizim sinema ulemaları durur mu durmaz tabi vay efendim izlenmez bu film berbat olmuş nerde lotr nerde bu, nerde kitap nerde film diye saydırmışlar. oyunculuklara bile giydiren var arada.

    valla ben smaug'lu sahnelere bayıldım. harika yansıtıldı o dehşet, smaug tüm ihtişamıyla karşımızdaydı. 2. filmin filozof sürüngeni gitmiş korkunç bir ejderha gelmişti yerine.

    alfrid'e çok takılmış herkes. ya ben çok ironik bir durum ama onu da çok mantıklı buldum. yok mu sizin etrafınızda da böyle karakterler? ben o kadar çok alfrid tanıyorum ki bir tanesinin 'göl kasabası'nda yaşaması da gayet olabilir bir durum.

    tauriel-kili aşkına pek çoğu takılmış. ya şimdi -kitabı bilmediğimi daha önce de belirtmiştim- bu aşk tauriel'in yaşamından sonra gayet de olabilir gibi geliyor bana. orman elfleri gayet farklılar, thranduil -oyuncu mükemmeldi bu arada- hiç de sevecen birisi değil. her aşk arwen-aragorn kalibresinde olamaz olmasın da zaten. sıradan savaşçı bir orman elfi ile cüce kralının yeğeni. çok zorlama değil. sonu kötü bitti bu üzücü tabi.

    genel savaş sahneleri kısmen kısaydı. kişisel sahneler ön plandaydı bu bence de kötü bir tercih. ama legolas'ın düşmekte olan kayalardan merdiven gibi çıkışı güzel bir sahneydi. burayı beğenmeyenler olmuş, işin daha ilginci gerçekçi bulmayanlar olmuş, işte bu çok komikti. filin tepesinde gezerken iyi kayadan atlarken niye kötü oluyor ki anlamadım. beorn az gözüktü birkaç ork kafası daha uçursaydı keşke. kartalların ortalığı dağıtmasını da beğenmemişler. ama diyorum yine lotr'da araftaki ruhlar gelip dağıtmıştı savaşı.

    thorin-azog savaşı biraz basitti. birbirlerini öldüreceklerinden emindim aslında ama, sanki daha komplike olabilirdi, çok klişe olmuş iyiler aldanır, kötüler aldatır temelinde. devlerin surlara kafayı gömmesi çok güzel bir sahneydi. thorin'in bilbo ile vedalaşması güzel oldu. thorin'in önce ejderha'nın söylediği gibi dedesinin hastalığına yakalanması sonra kendi kendine doğruyu bulması filan işte bunlar hep tolkien felsefesi.

    ama ama savaşın en özel, filmin hatta belki de tüm serinin en mükemmel sahnelerinden birisi cücelerin orklara karşı savaş pozisyonu almaları ve çok hızlı bir şekilde zırhtan oluşmuş tek bir vücut haline gelmeleri ardından savaşmayacakları sanılan elflerin onların üzerinden atlamalarıydı. burada eksik olan elflerin ok yağmuruydu.

    dol guldur sahneleri mükemmeldi. keşke biraz daha uzun olsaydı karanlık alemle ak divanın savaşı. kraliçe galadreil-sauron mücadelesi, dokuzları ile saruman-elrond savaşı harikaydı. gandalf burada biraz sönük kaldı. orta dünya büyük kraliçeye minnettar olmalı.

    orta dünyaya ait yeni bir ayrıntı daha yakalamak çok özel benim için. mesela angmar krallığı. toprakyiyenler. mesela demirayak. balin, thranduil'in geyiği... cüce kral dain cuk oturdu. cüce ordusu da görmüş olduk.

    lotr'a yapılan 2. filmdeki göndermeden daha önce bahsetmiştim (#1615452). bu filmde çok daha özel bir gönderme var ben başarılı buldum. thranduil ile legolas bozuşunca ortaya çıkıyor. oğlunu yolgezer ile tanışmaya teşvik ediyor babası. kuzeye git diyor arathorn'un onun yerine geçebilecek bir oğlu var. onu bul diye tembihliyor.

    lotr'a yapılan bir başka gönderme ise saruman'ın sauron'u bana bırakın demesi idi galiba, orası karanlık kaldı ama.

    bazı sözler, diyaloglar tüylerimizi diken diken etti. bir kaç tane alıntı iyi olacak. sözü orta dünya'ya bırakıyorum.

    --- alıntı ---

    yalnız değilsin, mithrandir...

    o burada leydim...

    kralları için savaşıyorlar...

    galadriel'i götürün burada güç kaybediyor. sauron ile ben ilgilenirim.

    senin burada bir gücün bir yüzün yok!... sauron'un ruhu kurtuldu. doğuya kaçacaktır..

    bu lanetli topraklar için yeterince elf kanı döktüm.

    evine dön, kitaplarını oku...

    şimdi herkes defolup gidebilir mi?

    goblin çukurunda bir yüzük bulduğunu biliyorum..

    --- alıntı ---

    hobbit 3 müzikleri.

    http://www.youtube.com/...HWY_iql7ATFOTpUCVapc
App Store'dan indirin Google Play'den alın