resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 6346
    gerçekten bazı taraftarların ne kadar iğrenç olabileceğini göstermiş futbolcu.

    futbolu pek çoğunuz kadar sadece izler ve kısmen de olsa halı sahada oynarım. ne profesyonel maç hazırlığını bilirim ne de perde arkasında neler olup bittiğini.

    insanların psikolojik olarak dönem dönem çekebileceğini ve bunun her türlü hareketlerine yansıyabileceğini çok iyi bilirim ama. selçuk iki sezon bu takımın en sevilen oyuncusuydu. bunu bizim ifade ettiğimiz gibi o da bunu duyuyor, okuyor, hissediyordu. bu sene başından beri ona edilmeyen küfür kalmadı. izlediğim bir maç sırasında taç atışı kullanırken ona ana avrat küfür eden taraftar oldu yahu.

    biz kendimiz diyoruz ya ah be selçuk nereden nereye diye. bu adam bu soruyu kendine hiç sormuyor mu sizce? ve bunun üzerinde nasıl olumsuz etkiler yarattığını bir düşünsenize. durumu düzeltmeye çalışıyorsun ama çalıştıkça sürekli daha da batıyorsun. saha da yapmaya çalışıp da yapamadıkların seni psikolojik olarak yiyip bitirmeye başlıyor. her geçen gün daha çok tepki alıyorsun ve daha da çıkmazın içine giriyorsun.

    hocandan verim alamıyorsun. belki de verimli olacağın daha hareketli bir futbol tarzı veya rahat olduğun bir pozisyon istiyorsun ama takım kaleden en uca kadar berbat. ve bu durum zaten daha da kötüye giden oyununu dibe çekmekten başka bir şey sağlamıyor.

    ne uygun bir çalışma ortamı var ne de mutlusun. herşey bir anda tersine dönmüş ve bir yerlerde yeni bir başlangıç için çıkış yolu arıyorsun.

    hamza hamzaoğlu geliyor ve ben daha hızlı pas yapılan, ileri uç oyuncularının geriye gelip pas trafiğine katıldıkları, sürekli hareket halinde olan bir oyun tarzı istiyorum deyip sürüyor seni sahaya. ve selçuk o çıkış yolunu bulmuş gibi başlıyor oynamaya. beden rahatlamis, zihin hadi olum geride kaldı o günler derecesine azim sinyali veriyor. ve iyi bir sonuç çıkıyor en sonunda.

    ama sen taraftar. saha yine yeşil, top yine yuvarlak diyen taraftar. hoca seçti, karaktersiz, yeniçeri, bilerek iyi oynamadı diye başlıyorsun yine. sen bir kere bu adamdan hayır gelmez dedin ya haksız çıkmanın psikolojisine dayanamiyorken bu adamin nasıl bir durumdan geçtiğini düşünmek bile istemiyorsun. biraz düşün lütfen. herşey sandığın kadar kolay olsa bizim bir makineden farkımız olmazdı. bilmiyorum farkında mısınız ama biz insanız.

    son olarak gerçek hayattan bir örnek vereyim size. 6 yıldır öğretmenim. işe başladığımdan beri bir defa bile aksatmadan her ay sonunda bir sonraki ay boyunca işleyeceğim tüm konulara hazırlanır, her türlü çalışma kağıdı ve aktiviteleri hazırlar ve zamanı geldiğinde kullanırım. dersin nasıl geçtiğini anlamam. huzurla derse girer ve gerçekten de dersimi etkili işlediğimi düşünürüm.

    geçen sene sonunda bir gün okul müdürü çok büyük sorunlar yaşadığı ve benimle aynı gün nöbet tutan bir öğretmenin okuldan nöbetçi olmasına rağmen erken ayrıldığına dair bir tutanak imzalamamı istedi. gerçekten erken ayrılıp ayrılmadığını bilmediğim görmediğim için imzalamayı reddettim. ve o günden sonra o müdür zart diye kapıyı tıklamadan dersime girmeler, öğrencileri yanına çağırıp derste ne yaptığımızı sormalar, sabahları erkenden kapıda bekleyip okula ne zaman geldiğimi derse zamanında girip girmediğimi kontrol etmeler... yapmadığını bırakmadı.

    ben fiziksel olarak yine aynı bendim. yine bir ay öncesinden her gün için her ders için hazırlık yapan ben. ama inanın bana. o adam gidene kadar geçen iki ay içerisinde önceki zamanların yarısı kadar bile etkili olamamışımdır. o iki ay boyunca eski aktifligimden eser kalmamıştı. okulda zerre kadar huzurum yoktu. ne zamanki o müdür değişti okulda koordinasyon ve birliktelik tekrar sağlandı ben de yine aynı heyecanı duymaya başladım ve şu an çok şükür her şey çok iyi gidiyor. umarım anlatabilmisimdir.

    birisini karaktersizlikle itham etmeden önce iki kere düşünün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın