2961
futbolu bıraktıktan sonra kitap yazsa yok satar.
- yıl 2006, manisa'dayım o zamanlar. galatasarayla zor bir maçımız var, ama taş gibi takımız. ilk yarı selçuk yazıyor frikikten 1 0 öne geçiyoruz. ikinci yarıda ben sahneye çıkıyorum 2 0 yapıyorum. ardından galatasaray kontrolü ele alıyor 2-1 oluyor ve ardından da penaltı kazanıyorlar. işte o an hayatımın en zor anlarını yaşıyorum. dostumuz, meduna bir anda yere yığılıyor. kalp krizi, sahada herkes ağlıyor, seferber oluyor. meduna ambulansla hastaneye kaldırılıyor, çok şükür kurtuluyor. maç da 2 2 sona eriyor. ben o gün hafızalara kazınıyor ve iki sene sonra galatasaray'a imza atıyorum.
- ilk derbi maçımda beşiktaş'ı boş geçmiyor ve golümü kaydediyorum, 2007 eylülünün sonları.
- o sezon galatasarayımla lig şampiyonluğuna uzanıyoruz, şampiyonluk golü ise yine benden. hem de lig tarihinin en sert şutunu ters ayakla çıkartıyorum. sağ sol farketmiyor 200 km ile yapıştırıyorum.
- 2009-2010 senesi zorlu geçiyor, biraz geride kalıyoruz. ancak eksik kaldığımız maçta saraçoğlunda fener'e golümü yaslıyorum. tabii yetmiyor puana ama ben yaslıyorum.
- sonra benim için yetersiz söylentileri çıkıyor falan derken yerime bir dolu adam gelip gidiyor. canerler, insualar.. hepsi de teneke bağlanıp yollanıyor.
- neyse seneler seneleri takip ediyor fatih hoca takıma dönüyor.
okuyucu: e karpaty lviv maçı?
- he 2010-2011 sezonunda avrupa ligine erken veda ediyoruz, öyle büyütülecek bir şey yok. neyse nerde kalmıştık imparator dönüyor, şöyle bir bakıyor takıma, gerekli takviyeleri yapıyor ardından "hakan forma senin" diyor. muhteşem bir sezon, muhteşem bir takım! en kritik viraj saraçoğlu'da fenerbahçe deplasmanı. 2-0 geriye düşüyoruz, elmander ile 2-1 yapıyoruz derken dakikalar 84'ü gösterirken soldan içeri ok gibi biri giriyor ve seken topa zımba gibi vuruyor. gol! 2-2. yine sahnedeyim, belki de haftalar sonra gelecek şampiyonlugu müjdeliyorum. ulan ne günler.
- takip eden sene yine tekim solda, bu arada avrupa'da çeyrek finaller ikinci turlar. real madrid'lere kök söktürüyor, manchester'ı schalke'yi dize getiriyoruz. ve tabii ki yine şampiyonuz. solda ben ortada sneijder ilerde drogba. böyle bir kadro.
- sonra fatih hoca ayrılıyor, ve yine yetersiz söylentileri falan derken telles diye bir adam geliyor. yine kesiği yiyorum ve tabii ki haftalar öncesinde kopuyoruz yarıştan. ancak kupada alternatifsizim, kupa finalinde stoper bana emanet. tabii ki kupa bizim. neyse o sezonu da buruk ama kupayla tamamlıyoruz.
- takip eden sezon yine bir hoca değişimi, sola biraz daha takviyeler falan derken iyice az oynar oluyorum. ama formayı sırtıma geçirdiğim an parlıyor, signal iduna park'ta dortmund'a yapıştırıyorum kafayı. ama yetmiyor tabii, takım vasatları oynarken elden bu kadar geliyor.
diye gider, seneler geçer.. hikaye uzar, uzar..
hayat: zalimsin ulan!
- yıl 2006, manisa'dayım o zamanlar. galatasarayla zor bir maçımız var, ama taş gibi takımız. ilk yarı selçuk yazıyor frikikten 1 0 öne geçiyoruz. ikinci yarıda ben sahneye çıkıyorum 2 0 yapıyorum. ardından galatasaray kontrolü ele alıyor 2-1 oluyor ve ardından da penaltı kazanıyorlar. işte o an hayatımın en zor anlarını yaşıyorum. dostumuz, meduna bir anda yere yığılıyor. kalp krizi, sahada herkes ağlıyor, seferber oluyor. meduna ambulansla hastaneye kaldırılıyor, çok şükür kurtuluyor. maç da 2 2 sona eriyor. ben o gün hafızalara kazınıyor ve iki sene sonra galatasaray'a imza atıyorum.
- ilk derbi maçımda beşiktaş'ı boş geçmiyor ve golümü kaydediyorum, 2007 eylülünün sonları.
- o sezon galatasarayımla lig şampiyonluğuna uzanıyoruz, şampiyonluk golü ise yine benden. hem de lig tarihinin en sert şutunu ters ayakla çıkartıyorum. sağ sol farketmiyor 200 km ile yapıştırıyorum.
- 2009-2010 senesi zorlu geçiyor, biraz geride kalıyoruz. ancak eksik kaldığımız maçta saraçoğlunda fener'e golümü yaslıyorum. tabii yetmiyor puana ama ben yaslıyorum.
- sonra benim için yetersiz söylentileri çıkıyor falan derken yerime bir dolu adam gelip gidiyor. canerler, insualar.. hepsi de teneke bağlanıp yollanıyor.
- neyse seneler seneleri takip ediyor fatih hoca takıma dönüyor.
okuyucu: e karpaty lviv maçı?
- he 2010-2011 sezonunda avrupa ligine erken veda ediyoruz, öyle büyütülecek bir şey yok. neyse nerde kalmıştık imparator dönüyor, şöyle bir bakıyor takıma, gerekli takviyeleri yapıyor ardından "hakan forma senin" diyor. muhteşem bir sezon, muhteşem bir takım! en kritik viraj saraçoğlu'da fenerbahçe deplasmanı. 2-0 geriye düşüyoruz, elmander ile 2-1 yapıyoruz derken dakikalar 84'ü gösterirken soldan içeri ok gibi biri giriyor ve seken topa zımba gibi vuruyor. gol! 2-2. yine sahnedeyim, belki de haftalar sonra gelecek şampiyonlugu müjdeliyorum. ulan ne günler.
- takip eden sene yine tekim solda, bu arada avrupa'da çeyrek finaller ikinci turlar. real madrid'lere kök söktürüyor, manchester'ı schalke'yi dize getiriyoruz. ve tabii ki yine şampiyonuz. solda ben ortada sneijder ilerde drogba. böyle bir kadro.
- sonra fatih hoca ayrılıyor, ve yine yetersiz söylentileri falan derken telles diye bir adam geliyor. yine kesiği yiyorum ve tabii ki haftalar öncesinde kopuyoruz yarıştan. ancak kupada alternatifsizim, kupa finalinde stoper bana emanet. tabii ki kupa bizim. neyse o sezonu da buruk ama kupayla tamamlıyoruz.
- takip eden sezon yine bir hoca değişimi, sola biraz daha takviyeler falan derken iyice az oynar oluyorum. ama formayı sırtıma geçirdiğim an parlıyor, signal iduna park'ta dortmund'a yapıştırıyorum kafayı. ama yetmiyor tabii, takım vasatları oynarken elden bu kadar geliyor.
diye gider, seneler geçer.. hikaye uzar, uzar..
hayat: zalimsin ulan!