resim
Adnan Öztürk
Görev:As Başkan
Takım:-
Yaş:61
Uyruk:Türkiye
  • 671
    bugün bir spor kanalında brifing havasında yaptığı yayına sözlük tarafından ilgi duyulmayan başkan adayımız.

    bu adam %100 ihtimalle önümüzdeki seçimlerde başkan adayı olacak ve muhtemelen de başkan seçilecek. ancak galatasaray sözlük adı altındaki bu web sitesi ve onun yazarları nedense eski menajere, hazırlık maçlarına, futbolcuların aldığı paraya ve kendi aralarındaki goygoya daha çok ilgi göstermişler, zira kendisinin başlığına 14-15 kasım tarihlerinde sadece 9 entry yazılmış.

    ancak bu arkadaşlar takım puan kaybettiğinde, gazetelerde "galatasarayda kriz" başlıkları gördüklerinde büyük bir iştahla buralardan entryler yazarak samimiyetin sınırlarını zorluyorlar**

    program ekonomi ağırlıklı seyretti ancak idari olarak muhtemel yönetimi ve kulübün geleceği hakkında önemli çıkarımlarda da bulunmamızı sağlayacak cümleler sarfedildi.

    bunlarda bence en önemlileri;

    -galatasaray spor kulübünün sözüm ona galatasaraylılık kültürü içerisinde büyümüş, kulüp hiyerarşisinde senden benden daha değerli olan "galatasaray kurumları" mezunları tarafından deyim yerindeyse "dingo'nun ahırı" gibi yönetildiğidir. bu kulüp öyle adamlar tarafından yönetiliyor ki yolsuzluk isimler değişse bile azalmadan devam ediyor, kulüp rant merkezi haline gelmiş, liseli tayfa bünyesinde içimizdeki irlandalılardan fazlaca barındırıyor.

    bu kulübü yönetenler hep aynı simalar aynı yüzler, bizlerin spor kulübü değil galatasaray onu anladık, bırakın bizleri liselilerin bile kulübü değilmiş ben bunu anladım programdan. bu kulüp ali'nin, adnan'ın, veli'nin, turgay'ın kulübüymüş. hep aynı isimler her yönetimde yer alıyor, hep aynı isimler her türlü kanını emiyor bu külübün. yazık, benim sözlükte yazar kardeşim o kadar kafa patlatıp hesap kitap yapıyor burada, adamlar kulüp kaynaklarını cebe indiriyor umurlarında değil.

    galatasaray gibi bir kulüp için "yolsuzluk" çok önemli bir ibare. sen kendine bu ülkenin batıya açılan penceresiyim diyorsan bu ülkenin normalleştirdiği şeyleri yapmayacaksın kardeşim, sen ben bu ülkenin aristokrat kesimini temsil ediyorum diyorsan ona göre davranacaksın, bu ülkenin aydın kesimi evlerinin salonunda jöntürk olup kulüp binasında kahvedeki osman dayı oluyorsa o adamı o binaya sok-ma-ya-cak-sın. lanet olsun o herifi oraya sokmayacaksın.

    selçuk inan ve burak yılmaz'ın kazandığı paralara lanet okumaktan daha önemli meseleler bunlar yazar kardeşim. sende aç gözünü artık.

    -bir diğer konu amatör branşların kulübe yük olduğu konusu. evet adnan öztürk bu konuda çok kritik bir cümle söyledi ki bence sonuna kadar haklı. judo şubesinin dünya şampiyonu sporcuyu bünyesinde bulundurmasının galatasaray spor kulübüne bir katkısı yok. bu judo sporu ile değil galatasaray kulübünün misyonu ile alakalı bir durum. prandelli "hedefimiz süper lig" dediği zaman itin götüne sokuyosun ya, bunu da eleştirmeyi bileceksin o halde. bu kulüp kürek,basketbol,voleybol,futbol,yüzme gibi branşlarda bu ülkenin öncüsüdür, judo değil, masa tenisi değil atıyorum buz hokeyi değil. ayrıca basketbol ve futbol dışındaki branşlarda world class seviyede olmuşsun olmamışsın kime ne? (u: bunu 15 sene voleybol oynamış, bu işten ekmek yemiş, 1. ve 2. liglerinde ter dökmüş birisi olarak söylüyorum.) galatasaray özelinde bir futbol kulübüdür, geçmiş dönemlerde devletin spor organlarının baskısı sonucu "gençlik ve spor kulübü" niteliği zorla kazandırılmış bir kulüptür. adının olduğu her yerde yarışmacı takım kurmak gibi bir misyonu yoktur ki amatör branşlarda yarışmacı takımları kurmak için muazzam bütçelere ihtiyacınız yok. bu branşlarda sporcu yetiştirerek de çok başarılı olabiliyorsunuz.

    -bir diğer konu kulübün yaptığı ekonomik savurganlık. ben ünal aysal'ı hep desteklemiş bir vatandaşım ancak şu an görüyorum ki hata yapmışım. benim kendisini desteklemem kulübü ve yönetimini tabiki bağlamıyor, kendilerine göre dış kapının mandalıyım ancak burada kalbini kırdığım yazarlardan bu konuda özür diliyorum. kulüp adnan polat ve ünal aysal dönemlerinde tam bir görmemişlik örneği sergileyerek parasını tutumlu harcamamıştır. bu yönetimler her sezon başında mali olarak kimlere nasıl hesap veriyorlar ? bu verilen hesaplardaki sayılar nasıl genel kurulların dikkatini çekmiyor ? ota boka karıştığını bildiğimiz divan kurulu ve genel kurul bu kulübün böyle yönetilmesine* nasıl göz yumabiliyorlar anlamakta güçlük çekiyorum. ekonomik konularda eleştiri yapacak kadar yetkin olmadığımdan bu konuyu kısa kesiyorum zira verebileceğim bir öneri yok.

    bu programı izledikten sonra kulüple ilgili zaruri olduğunu düşündüğüm tek bir nokta var. bilmiyorum burada liseli sayısı az olduğundan önerim olumlu karşılanabilir, sonuçta burası da bir galatasaray hanesi ve sözlük ailesi içinde tartışılan konularında taraftar genelini yansıtacağı kanaatindeyim. bu kulüp halka açılmalı kesinlikle. bu insanların yönetimiyle olacak iş değil bu. küçük olsun bizim olsun diye diye hiçbirşey kalmayacak ileride. herkes galatasaray'ın etinden sütünden yararlanma derdinde. bu konunun adnan öztürk tarafından dahi olumlu karşılanmayacağı kanaatindeyim zira kendisi şu an görünen en reform yanlısı kurul üyesi olmasına rağmen o da kulübün lisenin kontrolünden çıkmasını istemeyecektir diğer kurul üyeleri gibi. ancak bir gün bu olacak ve galatasarayda liseli hegemonyası bitecek.

    işte o zaman bizim gibi gece gündüz bu kulüple yaşayan insanlar bu kulübü hakettiği yerlere getirecek.

    not: (bkz: #1597209) bu da pamuk. kulübün münasip yerine tıkarsınız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın