1861
bunu tam olarak nereye yazsam bilemiyorum çünkü birçok konuyu kapsıyor.
sabri sarıoğlu başlığında sormuştum geçenlerde; (bkz: #1594842)
sabri neden kesildi, neden geri geldi, geri gelir gelmez nasıl kadroya girdi; hepsi muallaktı.
doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmamıştı ve bütün galatasaraylılar aptal yerine konuluyordu.
ben bu "karaltı"lardan nefret ediyorum işte.
basında üzerine en çok gidilen, en çok açığı aranan takım biziz; buna rağmen şeffaf olmayı, ellerine koz vermemeyi beceremiyoruz.
buna rağmen bunca milyon dolarlık adamlardan biri bile akıl edip de şeffaflığı birinci öncelik haline getirmiyor.
neyse.
daha yeni, lütfetmiş ikinci başkanımız da "sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. kadroya çağırılmıştır. zaten bir suç işlememişti ki affedilsin" gibi bir beyanat verebilmiş.
bu da biraz şöyle, hani açıklama yapmayacaktık da, siz aç zavallılara, marabalara lütfettik, alın idare edin der gibi.
bu ne lan?
1) sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. (prandelli? o bi' soluklansın hele. kim lan prandelli?)
2) şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. (prandelli? o kim la? ihtiyacımız diyorum olm. biz biliyoruz ihtiyacı)
3) kadroya çağrılmıştır. (prandelli? olm mal mısın? biz çağırdık tabii ki)
4) zaten bir suç işlememişti ki affedilsin (prandelli? olm yönetim cezalandırır yönetim affeder)
ya dede, harbiden, sende nasıl bir gurur var ya?
bir kulübe imza atıyorsun, o kulübün bir oyuncusu (sabri özelinde cereyan etmekle birlikte olaylar; sabri için kişiselleştirip de başka yere çekmemeye çalışacağım) kadro dışı bırakılmış, sözleşmesinin uzamasını borçlu olduğu eski hocası, senin de tanışık olduğun mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakılmış hem de. hem de eboue ile birlikte, sonuç itibariyle ilgili pozisyonda seçeneksiz bırakarak.
birincisi, mancini'nin raporu doğrultusunda sabri'nin kadro dışı bırakıldığına inanmıyorum. bence ikinci başkan yalan söylüyor.
bakın 3 eylül 2014 tarihinde prandelli, röportajında ne demiş?
--- alıntı ---
- sabri’nin gönderiliş kararını mancini’nin raporuna göre mi aldınız? bu konuyu açabilir misiniz?
- hiçbir zaman kişisel bir karar almadım sabri konusunda. zaten nasıl bir insan olduğunu da bilmiyorum sabri’nin. sadece sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor. yani biz hiçbir zaman kimsenin raporunu dinlemedik. önceden kim vardı, onu dinlemedik.
- kısaca sabri konusunda bu mancini’nin tasarrufu değil. mancini ile bu konuyu konuşmadık. mancini’den rapor almadım. bazen değişiklikler şok edici olabilir. futbolun içinde bunlar var
--- alıntı ---
prandelli diyor ki "ben kadro dışı bıraktım", iki ay sonra ikinci başkan diyor ki "mancini kadro dışı bıraktı".
lan siz insanla dalga mı geçiyorsunuz?
hiç mi utanmanız yok?
bu kadar arsızlık olur mu?
varan 1.
sana rağmen, istemediğini söylediğin bir oyuncuyu, yeni yönetim geri çağrıyor ve "oynatacaksın" diyor besbelli.
sen de oynatıyorsun!
ilk maçında hem de!
haftalardır takımınla antreman yapmamış bir adamı, 2 ay önce açıkça istemediğini söylediğin adamı çat diye takıma alıyorsun.
hiçbir isim özeline girmeyeceğim, değil sabri, messi bile olsa, azıcık karakter sahibi olsaydın, ya baştan kabul etmezdin sabri'nin kadro dışı kalmasını diyeceğim ama kendin demişsin "istemiyorum" diye; ya da madem sen istemedin, sen kadro dışı bıraktın; geri döndürüldüğünde ve sana "oynatacaksın" denildiğinde hadi ordan lan!oynatmıyorum! oynatacak hoca istiyorsanız sözleşmemi yerine getirin, beni kovun, yerime oynatacak hocayı getirirsiniz! diye koyardın masaya.
sen ne yaptın?
tıpış tıpış oynattın sabri'yi.
bakın bu, aynı zamanda, kadroyu prandelli'nin hazırlamadığının, prandelli'nin artık sadece bir kukla olduğunun da açık bir kanıtıdır.
varan 2.
senin açıkça istemediğini söylediğin adam için, 2 ay sonra "ihtiyacımız var" diyor ikinci başkan :)
ve dönüyorum başa, sen paşa paşa sabri'yi alıyorsun 11'e.
iki ay önce ne demişsin?
"sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor"
arkadaş o zaman ya iki ayda bir sportif proje değiştiriyorsun,
ya o zamanlar yönetimi korumak için böyle bir beyanat verdin,
ya mancini'yi korumak için böyle bir beyanat verdin,
ya da hiç sportif projen falan yoktu, aklınca hava yapıyordun takıma.
her türlü sonuçta, bu kutsal renklerin hocası olmayı haketmediğini gösterdin.
varan 3.
sabri kadroya çağrılmıştır.
sabri'yi istemediğini söylemiş prandelli 3 eylül 2014 tarihinde değil mi? evet söylemiş.
bugün ikinci başkan ne diyor?
sabri kadroya çağrılmıştır.
bariz olan nedir?
kadronun kontrolü prandelli'de değildir.
kimde olduğunu bulmak için ayrıca tartışırız.
ama kesin olan şu ki, kadronun kontrolü prandelli'de değildir.
varan 4.
zaten bir suç işlememişti ki affedilsin.
burda ikinci başkanın yalanını ortaya koyacağız.
bir oyuncu bir suç işlememesine karşın kadro dışı bırakılıyorsa bunun sebebi formsuzluğu ve/veya disiplinsizliğidir.
ikinci başkan ne demiş? koşarak bakınız madde 1'e: sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı.
hani şu, son yıllarda sabri'ye en çok şans veren, yere-göğe sığdıramayan, sayesinde sözleşmesindeki x maç oynarsa 1 yıl uzar (unuttum şimdi x'i kusura bakmayın) maddesini kullanmasına vesile olan, kaptanlığı veya formu veya disiplini ile ilgili tek bir söz bile etmemiş, tek bir eyleme bile imza atmamış mancini'nin raporuyla :)
velhasıl (bunu da kullanmayı sevmiyorum; uzun sözün kısası daha iyi) sabri'nin formsuz-disiplinsiz olduğuna dair en ufak bir işaret yok. bu kesin. bunu koyun cebe.
suç da işlememiş diyorsun.
e kardeşim bu adam neden kesik yedi?
demek ki ikinci başkan yalan söylüyor.
bu net.
peki devam edelim.
ikinci başkan neden yalan söyler?
sabri'nin kadro dışı kalmasıyla ilgili iki seçenek kalıyor geriye;
ya prandelli, söylediği gibi kendi kararıyla sabri'yi kesti, ya da eski yönetim prandelli'ye "bu adamı keseceksin" dedi.
aysal'ın sabri'nin kesilmesini istediğine yönelik iddialara bakalım.
diyorlar ki "terim'le arası çok iyi. bilgi uçuruyor. o yüzden aysal, sabri'yi kestirdi".
lan :)
ahahajsfnakjdsn
böyle boş argüman, böyle aptalca iddia olmaz :)
aynı aysal, terim'in gülleri selçuk inan ve burak yılmaz'la bildiğin emeklilik planı yapıp kucağımıza bıraktı gitti :)
biz hâlâ daha bu bir halta yaramaz qanqalarla 4-5 yıl daha ne halt edeceğimizi düşünüyoruz :)
ya arkadaş, bunu hakaret olarak söylemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın ama sabri'nin ne çapı böyle "ajanlık" yapmaya uygundur; ne de karakteri.
istese de yapamaz bu herif.
desen ki selçuk inan. desen ki burak yılmaz.
hele selçuk inan.
yılanın önde koşanı.
çakalın dünya markası.
yapar mı yapar.
sabri'ye kötü futbolcu de. sabri için galatasaray'a yakışmıyor de. sabri için kendini bir gram geliştirmedi de ama sabri'ye ajan diyemezsin abi.
olmaz sabri'den ajan.
geriye ne kaldı?
kaldı mı dohuz?
kaldı tek bir olasılık kalıyor; prandelli sabri'yi kendi kesti.
tamam.
kes.
kararındır.
bakın arkadaşlar, yukarda kendisinin neden kukla olduğunu, neden kadroyu kendisinin kurmadığını somut olarak anlattım.
kimin kurduğu, söylediğim gibi ayrı bir tartışma konusudur.
bunun için örneğin bir galatasaray maçının ardından canımız ciğerimiz her şeyimiz hagi'mize ağzına geleni söylemekten geri kalmayan bir emekçi düşmanının, bir ihale avcısının, neden şimdi inatla "hocamızın arkasındayız" diye debelendiğine bakabilirsiniz.
benim özellikle takıldığım, galatasaray'ın tarihinde sanırım kendisi ilk kukla hoca olmuştur.
bakın saha içinde yaptıklarımız ve yapamadıklarımızı tartışmıyorum.
zaten bu aşamada bunları tartışmamız anlamsız.
takım başında kenara iteklenmiş bir hoca var.
istifa edecek kadar bile de karakteri yok.
zaten bitmişiz biz.
bu sezon şampiyon olsak ne olur olmasak ne olur?
bugün bir ilkesinden vazgeçen yarın 10 ilkesinden vazgeçer.
sabri sarıoğlu başlığında sormuştum geçenlerde; (bkz: #1594842)
sabri neden kesildi, neden geri geldi, geri gelir gelmez nasıl kadroya girdi; hepsi muallaktı.
doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmamıştı ve bütün galatasaraylılar aptal yerine konuluyordu.
ben bu "karaltı"lardan nefret ediyorum işte.
basında üzerine en çok gidilen, en çok açığı aranan takım biziz; buna rağmen şeffaf olmayı, ellerine koz vermemeyi beceremiyoruz.
buna rağmen bunca milyon dolarlık adamlardan biri bile akıl edip de şeffaflığı birinci öncelik haline getirmiyor.
neyse.
daha yeni, lütfetmiş ikinci başkanımız da "sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. kadroya çağırılmıştır. zaten bir suç işlememişti ki affedilsin" gibi bir beyanat verebilmiş.
bu da biraz şöyle, hani açıklama yapmayacaktık da, siz aç zavallılara, marabalara lütfettik, alın idare edin der gibi.
bu ne lan?
1) sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. (prandelli? o bi' soluklansın hele. kim lan prandelli?)
2) şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. (prandelli? o kim la? ihtiyacımız diyorum olm. biz biliyoruz ihtiyacı)
3) kadroya çağrılmıştır. (prandelli? olm mal mısın? biz çağırdık tabii ki)
4) zaten bir suç işlememişti ki affedilsin (prandelli? olm yönetim cezalandırır yönetim affeder)
ya dede, harbiden, sende nasıl bir gurur var ya?
bir kulübe imza atıyorsun, o kulübün bir oyuncusu (sabri özelinde cereyan etmekle birlikte olaylar; sabri için kişiselleştirip de başka yere çekmemeye çalışacağım) kadro dışı bırakılmış, sözleşmesinin uzamasını borçlu olduğu eski hocası, senin de tanışık olduğun mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakılmış hem de. hem de eboue ile birlikte, sonuç itibariyle ilgili pozisyonda seçeneksiz bırakarak.
birincisi, mancini'nin raporu doğrultusunda sabri'nin kadro dışı bırakıldığına inanmıyorum. bence ikinci başkan yalan söylüyor.
bakın 3 eylül 2014 tarihinde prandelli, röportajında ne demiş?
--- alıntı ---
- sabri’nin gönderiliş kararını mancini’nin raporuna göre mi aldınız? bu konuyu açabilir misiniz?
- hiçbir zaman kişisel bir karar almadım sabri konusunda. zaten nasıl bir insan olduğunu da bilmiyorum sabri’nin. sadece sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor. yani biz hiçbir zaman kimsenin raporunu dinlemedik. önceden kim vardı, onu dinlemedik.
- kısaca sabri konusunda bu mancini’nin tasarrufu değil. mancini ile bu konuyu konuşmadık. mancini’den rapor almadım. bazen değişiklikler şok edici olabilir. futbolun içinde bunlar var
--- alıntı ---
prandelli diyor ki "ben kadro dışı bıraktım", iki ay sonra ikinci başkan diyor ki "mancini kadro dışı bıraktı".
lan siz insanla dalga mı geçiyorsunuz?
hiç mi utanmanız yok?
bu kadar arsızlık olur mu?
varan 1.
sana rağmen, istemediğini söylediğin bir oyuncuyu, yeni yönetim geri çağrıyor ve "oynatacaksın" diyor besbelli.
sen de oynatıyorsun!
ilk maçında hem de!
haftalardır takımınla antreman yapmamış bir adamı, 2 ay önce açıkça istemediğini söylediğin adamı çat diye takıma alıyorsun.
hiçbir isim özeline girmeyeceğim, değil sabri, messi bile olsa, azıcık karakter sahibi olsaydın, ya baştan kabul etmezdin sabri'nin kadro dışı kalmasını diyeceğim ama kendin demişsin "istemiyorum" diye; ya da madem sen istemedin, sen kadro dışı bıraktın; geri döndürüldüğünde ve sana "oynatacaksın" denildiğinde hadi ordan lan!oynatmıyorum! oynatacak hoca istiyorsanız sözleşmemi yerine getirin, beni kovun, yerime oynatacak hocayı getirirsiniz! diye koyardın masaya.
sen ne yaptın?
tıpış tıpış oynattın sabri'yi.
bakın bu, aynı zamanda, kadroyu prandelli'nin hazırlamadığının, prandelli'nin artık sadece bir kukla olduğunun da açık bir kanıtıdır.
varan 2.
senin açıkça istemediğini söylediğin adam için, 2 ay sonra "ihtiyacımız var" diyor ikinci başkan :)
ve dönüyorum başa, sen paşa paşa sabri'yi alıyorsun 11'e.
iki ay önce ne demişsin?
"sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor"
arkadaş o zaman ya iki ayda bir sportif proje değiştiriyorsun,
ya o zamanlar yönetimi korumak için böyle bir beyanat verdin,
ya mancini'yi korumak için böyle bir beyanat verdin,
ya da hiç sportif projen falan yoktu, aklınca hava yapıyordun takıma.
her türlü sonuçta, bu kutsal renklerin hocası olmayı haketmediğini gösterdin.
varan 3.
sabri kadroya çağrılmıştır.
sabri'yi istemediğini söylemiş prandelli 3 eylül 2014 tarihinde değil mi? evet söylemiş.
bugün ikinci başkan ne diyor?
sabri kadroya çağrılmıştır.
bariz olan nedir?
kadronun kontrolü prandelli'de değildir.
kimde olduğunu bulmak için ayrıca tartışırız.
ama kesin olan şu ki, kadronun kontrolü prandelli'de değildir.
varan 4.
zaten bir suç işlememişti ki affedilsin.
burda ikinci başkanın yalanını ortaya koyacağız.
bir oyuncu bir suç işlememesine karşın kadro dışı bırakılıyorsa bunun sebebi formsuzluğu ve/veya disiplinsizliğidir.
ikinci başkan ne demiş? koşarak bakınız madde 1'e: sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı.
hani şu, son yıllarda sabri'ye en çok şans veren, yere-göğe sığdıramayan, sayesinde sözleşmesindeki x maç oynarsa 1 yıl uzar (unuttum şimdi x'i kusura bakmayın) maddesini kullanmasına vesile olan, kaptanlığı veya formu veya disiplini ile ilgili tek bir söz bile etmemiş, tek bir eyleme bile imza atmamış mancini'nin raporuyla :)
velhasıl (bunu da kullanmayı sevmiyorum; uzun sözün kısası daha iyi) sabri'nin formsuz-disiplinsiz olduğuna dair en ufak bir işaret yok. bu kesin. bunu koyun cebe.
suç da işlememiş diyorsun.
e kardeşim bu adam neden kesik yedi?
demek ki ikinci başkan yalan söylüyor.
bu net.
peki devam edelim.
ikinci başkan neden yalan söyler?
sabri'nin kadro dışı kalmasıyla ilgili iki seçenek kalıyor geriye;
ya prandelli, söylediği gibi kendi kararıyla sabri'yi kesti, ya da eski yönetim prandelli'ye "bu adamı keseceksin" dedi.
aysal'ın sabri'nin kesilmesini istediğine yönelik iddialara bakalım.
diyorlar ki "terim'le arası çok iyi. bilgi uçuruyor. o yüzden aysal, sabri'yi kestirdi".
lan :)
ahahajsfnakjdsn
böyle boş argüman, böyle aptalca iddia olmaz :)
aynı aysal, terim'in gülleri selçuk inan ve burak yılmaz'la bildiğin emeklilik planı yapıp kucağımıza bıraktı gitti :)
biz hâlâ daha bu bir halta yaramaz qanqalarla 4-5 yıl daha ne halt edeceğimizi düşünüyoruz :)
ya arkadaş, bunu hakaret olarak söylemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın ama sabri'nin ne çapı böyle "ajanlık" yapmaya uygundur; ne de karakteri.
istese de yapamaz bu herif.
desen ki selçuk inan. desen ki burak yılmaz.
hele selçuk inan.
yılanın önde koşanı.
çakalın dünya markası.
yapar mı yapar.
sabri'ye kötü futbolcu de. sabri için galatasaray'a yakışmıyor de. sabri için kendini bir gram geliştirmedi de ama sabri'ye ajan diyemezsin abi.
olmaz sabri'den ajan.
geriye ne kaldı?
kaldı mı dohuz?
kaldı tek bir olasılık kalıyor; prandelli sabri'yi kendi kesti.
tamam.
kes.
kararındır.
bakın arkadaşlar, yukarda kendisinin neden kukla olduğunu, neden kadroyu kendisinin kurmadığını somut olarak anlattım.
kimin kurduğu, söylediğim gibi ayrı bir tartışma konusudur.
bunun için örneğin bir galatasaray maçının ardından canımız ciğerimiz her şeyimiz hagi'mize ağzına geleni söylemekten geri kalmayan bir emekçi düşmanının, bir ihale avcısının, neden şimdi inatla "hocamızın arkasındayız" diye debelendiğine bakabilirsiniz.
benim özellikle takıldığım, galatasaray'ın tarihinde sanırım kendisi ilk kukla hoca olmuştur.
bakın saha içinde yaptıklarımız ve yapamadıklarımızı tartışmıyorum.
zaten bu aşamada bunları tartışmamız anlamsız.
takım başında kenara iteklenmiş bir hoca var.
istifa edecek kadar bile de karakteri yok.
zaten bitmişiz biz.
bu sezon şampiyon olsak ne olur olmasak ne olur?
bugün bir ilkesinden vazgeçen yarın 10 ilkesinden vazgeçer.