1484
çok ilginçler.
gerçekten çok ilginçler.
birkaç gündür facebook'ta tabiri caizse deneysel çalıştım.
saldırdım bunlara.
ama son derece kabul edilebilir argümanlarla.
futbolun kirliliğinden dem vurdular mesela;
şike girişiminin de şike olduğunu söyledim.
juventus'un sadece bir telefon konuşması yüzünden küme düşürüldüğünü söyledim.
teşvikin şike olmadığını, türkiye'nin de italya olmadığını söylediler :)
fenerbahçe ile yakın durdukları için -camia olarak- bugün futbolun bu kadar kirlendiğini söyledim.
konuyu değiştirdiler.
klasik "esas şikeci sizsiniz" argümanına karşılık, zaman aşımının kaldırılması ve belgelenebiliyorsa galatasaray'ın da küme düşmesi gerektiğini savunduğumu söyledim.
mal gibi kaldılar.
çarşı'nın ve beşiktaş'ın eboue'ye ırkçılık yaptığını söyledim.
bir iki kişinin yaptığını kulübe ve camiaya mal etmemem gerektiğini söylediler.
kulüp olarak ırkçılık yapanları dışlamadıkları ve cezalandırmadıkları için sorumlu olduklarını, aynı kefede olduklarını söyledim.
sen kendi taraftarını bu kadar eleştiriyor musun dediler.
değil aynı takımı tuttuğum adam, abim ırkçılık yapsın onun da ağzına tükürürüm, ben yaparsam benim de ağzıma cümle alem tükürsün dedim.
ama istisnanız, birbirini hiç tanımayan insanlar bunlar, her seferinde olayları reddetmek, "siz de şöyle yaptınız" demek, çarpıtmak, asla kabul etmemek, "ama orda da böyle oldu o yüzden şöyle" dolu demek gibi -sıraları değişebiliyor- tepkiler verdiler.
ama her seferinde aynı.
en son misal slaven bilic'in dönüşünden bahsederken,
emre b.oğlu'nun yetiştiği yerden girdiler, bilic'in olayı "büyüklüğünden" uzatmadığını söylediler, en son şu an konuyu melo'nun volkan şen'e ırkçılık yaptığı saçmalığına kadar getirdiler :)
deney yaptığımın farkında değiller elbette.
bir istatistikçi olarak ve prensiplerim gereği, elimde veri olmadan genelleme yapmamak için, bildiğin veri topladım sabırla.
bütün saldırılarına karşın sabırla direndim.
şimdi de kurtulamıyorum gerçi ya neyse :)
diyeceğim o ki, genel olarak, çarpıtılmış bir gerçeklikle dolu dünyaları var ve tavırları genelde birebir aynı.
efendi gibi, asil gibi, nevi şahsına münhasır gibi ama esasında sadece iyi makyajlanmış çirkef, paspal ve şizofrenik tavırlar.
bakın herhangi birisiyle tartışırsanız, şu son tümcemi bir kenarda tutun aklınızda.
başta iş tamamen bilimselken sonra bildiğin dalgaya ama en sonunda da acımaya geldi.
ırkçılığı bile savunabilecek kadar yobazlık derecesinde subjektifleşebiliyorlar çünkü.
yazık lan.
son tahlilde, çok kötü bir şey lan beşiktaşlılık :(
gerçekten çok ilginçler.
birkaç gündür facebook'ta tabiri caizse deneysel çalıştım.
saldırdım bunlara.
ama son derece kabul edilebilir argümanlarla.
futbolun kirliliğinden dem vurdular mesela;
şike girişiminin de şike olduğunu söyledim.
juventus'un sadece bir telefon konuşması yüzünden küme düşürüldüğünü söyledim.
teşvikin şike olmadığını, türkiye'nin de italya olmadığını söylediler :)
fenerbahçe ile yakın durdukları için -camia olarak- bugün futbolun bu kadar kirlendiğini söyledim.
konuyu değiştirdiler.
klasik "esas şikeci sizsiniz" argümanına karşılık, zaman aşımının kaldırılması ve belgelenebiliyorsa galatasaray'ın da küme düşmesi gerektiğini savunduğumu söyledim.
mal gibi kaldılar.
çarşı'nın ve beşiktaş'ın eboue'ye ırkçılık yaptığını söyledim.
bir iki kişinin yaptığını kulübe ve camiaya mal etmemem gerektiğini söylediler.
kulüp olarak ırkçılık yapanları dışlamadıkları ve cezalandırmadıkları için sorumlu olduklarını, aynı kefede olduklarını söyledim.
sen kendi taraftarını bu kadar eleştiriyor musun dediler.
değil aynı takımı tuttuğum adam, abim ırkçılık yapsın onun da ağzına tükürürüm, ben yaparsam benim de ağzıma cümle alem tükürsün dedim.
ama istisnanız, birbirini hiç tanımayan insanlar bunlar, her seferinde olayları reddetmek, "siz de şöyle yaptınız" demek, çarpıtmak, asla kabul etmemek, "ama orda da böyle oldu o yüzden şöyle" dolu demek gibi -sıraları değişebiliyor- tepkiler verdiler.
ama her seferinde aynı.
en son misal slaven bilic'in dönüşünden bahsederken,
emre b.oğlu'nun yetiştiği yerden girdiler, bilic'in olayı "büyüklüğünden" uzatmadığını söylediler, en son şu an konuyu melo'nun volkan şen'e ırkçılık yaptığı saçmalığına kadar getirdiler :)
deney yaptığımın farkında değiller elbette.
bir istatistikçi olarak ve prensiplerim gereği, elimde veri olmadan genelleme yapmamak için, bildiğin veri topladım sabırla.
bütün saldırılarına karşın sabırla direndim.
şimdi de kurtulamıyorum gerçi ya neyse :)
diyeceğim o ki, genel olarak, çarpıtılmış bir gerçeklikle dolu dünyaları var ve tavırları genelde birebir aynı.
efendi gibi, asil gibi, nevi şahsına münhasır gibi ama esasında sadece iyi makyajlanmış çirkef, paspal ve şizofrenik tavırlar.
bakın herhangi birisiyle tartışırsanız, şu son tümcemi bir kenarda tutun aklınızda.
başta iş tamamen bilimselken sonra bildiğin dalgaya ama en sonunda da acımaya geldi.
ırkçılığı bile savunabilecek kadar yobazlık derecesinde subjektifleşebiliyorlar çünkü.
yazık lan.
son tahlilde, çok kötü bir şey lan beşiktaşlılık :(