6958
--- alıntı ---
yine yeniden, tüm problemlerin kaynağı, playmaker olacağına chaosmaker olmuş bir isim..wesley sneijder..
evet, herşey kasımpaşa maçının sabahı yaşandı. 3 senedir takımı sırtlayan ve tek maç dahi kötü oynamayan selçuk ile burak sabah kahvaltılarını ederken, 4-4-2 sistemiyle oynamaları gerekliliğini konuşuyorlardı. selçuk veryansın ediyordu" 4-3-3, 4-2-3-1 falan ne saçma taktikler, mevkim değişiyor 10 metre kenarda oynamak zorunda kalıyorum" . birlikte prandelli'ye verip veriştirdikleri esnada gözleri küçük enişte sneijder'i aradı. ikiside sevmiyordu sneijder'i. ne selçuk gibi kaleyi bombalayabiliyordu. ne de burak'a selçuk kadar muhteşem paslar atabiliyordu. burak seviyordu selçuk'un yere inmesi yaklaşık 13 saniye süren ayhan akman paslarını. üstelik muhteşem performanslarının banka hesaplarında karşılıklarını görememeleri onları sinirlendiriyor, hınçlarını sneijder'den almak istiyorlardı. "nerde lan bu tırıvırı" diyerek burak bakındı. fakat sneijder yoktu.. nerede olabilirdi? yine bir yerlerde volkana gol mu atıyordu?oysa prandelli kamp için hepsine mesaj atmıştı. mesajda
"gökyüzündeki kol kola yıldızlar gibi, gönülleriniz bu kampta bir olsun. rabbim kampınızı daim kılsın
cesare prandelli (büyük harflerle) "
yazıyordu. gayet anlaşılır şekildeydi. hışımla kalkıp dışarı çıktılar. az ileride bankta sneijder'i gördüler. fakat o da ne? sneijder et döner almış, ince uzun kola ile gömüyordu. ama olamaz. maaşı yatmış olmalıydı. yoksa tavuk dönerden fazlası ne haddine diye düşündü muhteşem ikili. bir heyecanla az ilerideki atm'ye gidip baktılar. ancak karşılaştıkları tablo, değil et döner, tavuklu pilav bile etmezdi..
hissettikleri bu duygu..evet takım içi dengesizlik! derhal sabri'ye gidip, tayfayı topladılar. prandelli'nin odasının kapısına gidip kapıyı çaldılar.
"geeel"
prandelli onları davetkar bir sesle içeri buyur etti. içeri girdiklerinde pandev'i prandelli ile fifa kapışırken buldular. prandelli oynatabildiği her boşlukta pandev'i oynatıyordu. buna fifa da dahil. pandev direkt onlara onlara"abi çok bozmuş fifa, sürekli santradan koşup herkesi geçip gol atıyor hoca" diye sitem etti. buna karşılık cesare " siktir lan, istesem pasla gelip de gol atabilirim ama ne gerek var böyle de koyuyorum" dedi. çirkinleşmişti bir anda..
velhasıl konuyu öğrenen prandelli sneijder'i direkt olarak yedek bıraktı akşamki maçta. selçuk ve burak karardan memnundu. akşama sunacakları futbol resitalini düşünerek uzaklaştılar.
--- alıntı ---
ekşi'de yer alan muhteşem bir entry. "gökyüzünde kol kola yıldızlar gibi"de yerlere yattım *
yine yeniden, tüm problemlerin kaynağı, playmaker olacağına chaosmaker olmuş bir isim..wesley sneijder..
evet, herşey kasımpaşa maçının sabahı yaşandı. 3 senedir takımı sırtlayan ve tek maç dahi kötü oynamayan selçuk ile burak sabah kahvaltılarını ederken, 4-4-2 sistemiyle oynamaları gerekliliğini konuşuyorlardı. selçuk veryansın ediyordu" 4-3-3, 4-2-3-1 falan ne saçma taktikler, mevkim değişiyor 10 metre kenarda oynamak zorunda kalıyorum" . birlikte prandelli'ye verip veriştirdikleri esnada gözleri küçük enişte sneijder'i aradı. ikiside sevmiyordu sneijder'i. ne selçuk gibi kaleyi bombalayabiliyordu. ne de burak'a selçuk kadar muhteşem paslar atabiliyordu. burak seviyordu selçuk'un yere inmesi yaklaşık 13 saniye süren ayhan akman paslarını. üstelik muhteşem performanslarının banka hesaplarında karşılıklarını görememeleri onları sinirlendiriyor, hınçlarını sneijder'den almak istiyorlardı. "nerde lan bu tırıvırı" diyerek burak bakındı. fakat sneijder yoktu.. nerede olabilirdi? yine bir yerlerde volkana gol mu atıyordu?oysa prandelli kamp için hepsine mesaj atmıştı. mesajda
"gökyüzündeki kol kola yıldızlar gibi, gönülleriniz bu kampta bir olsun. rabbim kampınızı daim kılsın
cesare prandelli (büyük harflerle) "
yazıyordu. gayet anlaşılır şekildeydi. hışımla kalkıp dışarı çıktılar. az ileride bankta sneijder'i gördüler. fakat o da ne? sneijder et döner almış, ince uzun kola ile gömüyordu. ama olamaz. maaşı yatmış olmalıydı. yoksa tavuk dönerden fazlası ne haddine diye düşündü muhteşem ikili. bir heyecanla az ilerideki atm'ye gidip baktılar. ancak karşılaştıkları tablo, değil et döner, tavuklu pilav bile etmezdi..
hissettikleri bu duygu..evet takım içi dengesizlik! derhal sabri'ye gidip, tayfayı topladılar. prandelli'nin odasının kapısına gidip kapıyı çaldılar.
"geeel"
prandelli onları davetkar bir sesle içeri buyur etti. içeri girdiklerinde pandev'i prandelli ile fifa kapışırken buldular. prandelli oynatabildiği her boşlukta pandev'i oynatıyordu. buna fifa da dahil. pandev direkt onlara onlara"abi çok bozmuş fifa, sürekli santradan koşup herkesi geçip gol atıyor hoca" diye sitem etti. buna karşılık cesare " siktir lan, istesem pasla gelip de gol atabilirim ama ne gerek var böyle de koyuyorum" dedi. çirkinleşmişti bir anda..
velhasıl konuyu öğrenen prandelli sneijder'i direkt olarak yedek bıraktı akşamki maçta. selçuk ve burak karardan memnundu. akşama sunacakları futbol resitalini düşünerek uzaklaştılar.
--- alıntı ---
ekşi'de yer alan muhteşem bir entry. "gökyüzünde kol kola yıldızlar gibi"de yerlere yattım *