3889
kendisini deli gibi özlediğim galatasaray eski teknik direktörü. öncelikle galatasaray'ı avrupa'da haddini bilerek oynatırdı. ne demek bu? cevabını vereyim;
deplasman'da savunmaya ağırlık verirdi, bu nedenle gelir gelmez çıktığı 2 ekim 2013 juventus galatasaray maçı'nda berabere kalmayı başarmıştı. hatırlarsanız
amrabat saçma bir penaltı yaptırmış daha sonrasında juventus ilk golden sonra gaza gelerek 2. golüde bulmuştu. o basit penaltıyı yaptırmasak ilk avrupa deplasman
maçında galibiyet alabilirdi. daha sonra ise deplasman fobisi ortaya çıkmıştı ve biz liderlikten uzaklaşmıştık. ama avrupa'da umutlarımızdan vazgeçecek bir sonuç serisi
almamıştık. 10 aralık 2013 galatasaray juventus maçı'nda ben dahil bütün taraftarın inancı tamdı. o gece maça 31. dakika'da kar yüzünden ara verilmeden önce
pek etkili değildik ve maçtaki tek pozisyon yanılmıyorsam fernando llorente'nin muslera'nın sağından dışarıya yolladığı toptu. maç ertelendiğinde ise hepimiz heyecanlı, televizyon başında saatlerce maçın kaç'ta başlayacağını öğrenmek amacıyla ayakta kalmıştık. 11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı yanılmıyorsam saat 15:00'da başlıyordu. maçı izlerken aşırı heyecanlı olduğum için gol'den önce çok bir pozisyon hatırlamıyorum, hafızamda sadece drogba nın vurduğu ve buffon un kucağında kalan
o şut vardı. dakika 85'e kadar evin içinde volta atıyordum. sneijder o golü attığında yaptığım ilk şey avizeye kafa atmak olmuştu. tabi sonrası peri masalı. ligde en çok
heyecanlandığımız anlar 2 şubat 2014 galatasaray bursaspor maçı ve 8 şubat 2014 galatasaray eskişehirspor maçı idi fark 4'e indiğinde hepimiz heyecanlanmıştık.
tabi deplasman fobisini yenemeyince fark iyice açıldı ve 19 nisan 2014 galatasaray kasımpaşa maçı ile dibi boyladık. zaten sonraki hafta ezeli rakibimiz fenerbahçe şampiyon
olmuştu. ama takım şampiyonluk gittikten sonra oyun olarak o kadar iyi olmasada skor açısından mükemmel oynamaya başlamıştı. yanılmıyorsam 2013-2014 futbol sezonu'nda son beş maçımızı kazanmıştık bunların arasında trabzonspor gibi bir kulübü evinde 1-4 gibi bir skorla mağlup ettiğimiz 11 mayıs 2014 trabzonspor galatasaray maçı
-da vardı son maçımızı evimizde k.erciyesspora karşı 2-1 kazanmıştık. türkiye kupasında bursasporu 2-0 dan 5-2 mağlup ettiğimiz 16 nisan 2014 bursaspor galatasaray maçı'da unutulmaz her halde. hele ki bursaspor yönetiminin maç öncesi deplasman tribünü fiyatını 800 tl yaptığını hatırlarsak. finalde de eskişehirspor'u iyi oynamadığımız maçta "altın portakal" wesley sneijder'in attığı golle 1-0 yenmiştik. (bkz: 7 mayıs 2014 galatasaray eskişehirspor maçı)
özetle;
son haftalarda deplasman fobisini yenerek iyi sonuçlarla sezonu kapattığında gelecek sezon iyi işler yapacağımız konusunda bana umut veren, takıma aldığı gençleri nasıl oynatacağını bilen, kötü bir sezonda bile unutulmaz anılar bırakan italyan teknik adam.
deplasman'da savunmaya ağırlık verirdi, bu nedenle gelir gelmez çıktığı 2 ekim 2013 juventus galatasaray maçı'nda berabere kalmayı başarmıştı. hatırlarsanız
amrabat saçma bir penaltı yaptırmış daha sonrasında juventus ilk golden sonra gaza gelerek 2. golüde bulmuştu. o basit penaltıyı yaptırmasak ilk avrupa deplasman
maçında galibiyet alabilirdi. daha sonra ise deplasman fobisi ortaya çıkmıştı ve biz liderlikten uzaklaşmıştık. ama avrupa'da umutlarımızdan vazgeçecek bir sonuç serisi
almamıştık. 10 aralık 2013 galatasaray juventus maçı'nda ben dahil bütün taraftarın inancı tamdı. o gece maça 31. dakika'da kar yüzünden ara verilmeden önce
pek etkili değildik ve maçtaki tek pozisyon yanılmıyorsam fernando llorente'nin muslera'nın sağından dışarıya yolladığı toptu. maç ertelendiğinde ise hepimiz heyecanlı, televizyon başında saatlerce maçın kaç'ta başlayacağını öğrenmek amacıyla ayakta kalmıştık. 11 aralık 2013 galatasaray juventus maçı yanılmıyorsam saat 15:00'da başlıyordu. maçı izlerken aşırı heyecanlı olduğum için gol'den önce çok bir pozisyon hatırlamıyorum, hafızamda sadece drogba nın vurduğu ve buffon un kucağında kalan
o şut vardı. dakika 85'e kadar evin içinde volta atıyordum. sneijder o golü attığında yaptığım ilk şey avizeye kafa atmak olmuştu. tabi sonrası peri masalı. ligde en çok
heyecanlandığımız anlar 2 şubat 2014 galatasaray bursaspor maçı ve 8 şubat 2014 galatasaray eskişehirspor maçı idi fark 4'e indiğinde hepimiz heyecanlanmıştık.
tabi deplasman fobisini yenemeyince fark iyice açıldı ve 19 nisan 2014 galatasaray kasımpaşa maçı ile dibi boyladık. zaten sonraki hafta ezeli rakibimiz fenerbahçe şampiyon
olmuştu. ama takım şampiyonluk gittikten sonra oyun olarak o kadar iyi olmasada skor açısından mükemmel oynamaya başlamıştı. yanılmıyorsam 2013-2014 futbol sezonu'nda son beş maçımızı kazanmıştık bunların arasında trabzonspor gibi bir kulübü evinde 1-4 gibi bir skorla mağlup ettiğimiz 11 mayıs 2014 trabzonspor galatasaray maçı
-da vardı son maçımızı evimizde k.erciyesspora karşı 2-1 kazanmıştık. türkiye kupasında bursasporu 2-0 dan 5-2 mağlup ettiğimiz 16 nisan 2014 bursaspor galatasaray maçı'da unutulmaz her halde. hele ki bursaspor yönetiminin maç öncesi deplasman tribünü fiyatını 800 tl yaptığını hatırlarsak. finalde de eskişehirspor'u iyi oynamadığımız maçta "altın portakal" wesley sneijder'in attığı golle 1-0 yenmiştik. (bkz: 7 mayıs 2014 galatasaray eskişehirspor maçı)
özetle;
son haftalarda deplasman fobisini yenerek iyi sonuçlarla sezonu kapattığında gelecek sezon iyi işler yapacağımız konusunda bana umut veren, takıma aldığı gençleri nasıl oynatacağını bilen, kötü bir sezonda bile unutulmaz anılar bırakan italyan teknik adam.