Kariyer Sonu407
şu anda tam olarak ihtiyacımız olan tarzda bir stoperdi(r). markaj ve son hamle özelliği yüksek, topla fazla oynamayan ve risk almayan stoper tarzındaydı. ancak ne hikmetse kendisi için "deveyi yardan ayıran bir tutam ot olan", kırk yılın başı aldığı saçma sapan bir risk olmuştur.**
büyük şef rigobert song'un kış aylarında bir müddet takımdan ayrı kalacak olması ve takımda rotasyonu artırmak amacıyla, 2007 aralık ayı sonlarında gündeme gelmiş, maksimum 5 - 10 gün içerisinde kaptanlığını yaptığı mke ankaragücü ile anlaşılmış ve ocak ayının başlarında takıma dahil olmuştu.
o meşhur hocasız ve song dışında adam gibi yabancı oyuncu oynatamadığımız sezonun mihenk taşlarından birisiydi emre, her ne kadar takıma ikinci devre dahil olsa da. çok da beğenirdim kendisini, özellikle fenerbahçe ile kadıköyde oynanan kupa maçında çok kritik hamleler yapmış, oradan 0-0'lık beraberlik çıkartmamızda en önemli oyunculardan birisi olmuştu.(u: yanlış hatırlamıyorsam bir pozisyonda da alex'in gol vuruşunu yapacağı anda saliselik bir olayda ayağını uzatarak topu engellemişti)
ilk geldiğinde antibiyotik gibi hemen etkili olmuştu takımımızda. ileride hakan, ümit ve nonda gibi hava hakimiyeti yüksek forvet oyuncularımıza attığı 35-40 metrelik uzun toplarla da onları pozisyona sokmuş, nonda'nın golüyle kazandığımız meşhur derbide ümit karan'ın direkten dönen şutunda pası da atan kendisi olmuştu.
fakat ne olduysa şampiyonluktan sonra sakatlanması ile oldu. hatta o sakatlıktan sonra da tam olarak formunu bulmadan oynatıldığı 2-2'lik steaua maçında yediğimiz gollerde bariz hataları vardı. ondan sonra da iyice saçmalamıştı zaten. 2008-2009 sezonunda oynadığı resmi karşılaşmalar iki elin parmaklarını geçmedi haliyle.
rijkaard döneminde de göze giremeyince 2010 yazında kendisiyle vedalaşıldı ve gaziantepspor'a gönderildi, iki sezon sonra da antalyaspor'a geçti. daha da takip etmedim zaten.
30 yaşını da geçmiş, keşke bir trabzon, bursa gibi hedefi nispeten yüksek takımlarda oynayabilseydi bizden sonra. kısmet değilmiş.
büyük şef rigobert song'un kış aylarında bir müddet takımdan ayrı kalacak olması ve takımda rotasyonu artırmak amacıyla, 2007 aralık ayı sonlarında gündeme gelmiş, maksimum 5 - 10 gün içerisinde kaptanlığını yaptığı mke ankaragücü ile anlaşılmış ve ocak ayının başlarında takıma dahil olmuştu.
o meşhur hocasız ve song dışında adam gibi yabancı oyuncu oynatamadığımız sezonun mihenk taşlarından birisiydi emre, her ne kadar takıma ikinci devre dahil olsa da. çok da beğenirdim kendisini, özellikle fenerbahçe ile kadıköyde oynanan kupa maçında çok kritik hamleler yapmış, oradan 0-0'lık beraberlik çıkartmamızda en önemli oyunculardan birisi olmuştu.(u: yanlış hatırlamıyorsam bir pozisyonda da alex'in gol vuruşunu yapacağı anda saliselik bir olayda ayağını uzatarak topu engellemişti)
ilk geldiğinde antibiyotik gibi hemen etkili olmuştu takımımızda. ileride hakan, ümit ve nonda gibi hava hakimiyeti yüksek forvet oyuncularımıza attığı 35-40 metrelik uzun toplarla da onları pozisyona sokmuş, nonda'nın golüyle kazandığımız meşhur derbide ümit karan'ın direkten dönen şutunda pası da atan kendisi olmuştu.
fakat ne olduysa şampiyonluktan sonra sakatlanması ile oldu. hatta o sakatlıktan sonra da tam olarak formunu bulmadan oynatıldığı 2-2'lik steaua maçında yediğimiz gollerde bariz hataları vardı. ondan sonra da iyice saçmalamıştı zaten. 2008-2009 sezonunda oynadığı resmi karşılaşmalar iki elin parmaklarını geçmedi haliyle.
rijkaard döneminde de göze giremeyince 2010 yazında kendisiyle vedalaşıldı ve gaziantepspor'a gönderildi, iki sezon sonra da antalyaspor'a geçti. daha da takip etmedim zaten.
30 yaşını da geçmiş, keşke bir trabzon, bursa gibi hedefi nispeten yüksek takımlarda oynayabilseydi bizden sonra. kısmet değilmiş.
