767
işgal yıllarının henüz başında yaptığı ateşleyici konuşmalarla halkı bilinçlendirdiği için halide onbaşı'ya,
9 yaşından itibaren 70. alay'daki babasının yanında cephede bulunan ve elinden geldiğince iş yapan nezahat baysel'e,
inebolu'dan ankara'ya kağnısıyla cephane taşırken battaniyesini kendi üzerine değil ıslanmasın diye cephanenin üzerine örtüp neticesinde donarak şehit olan şerife bacı'ya,
tamamen kadınlardan oluşan birliği ile işgalin ilk günlerinden itibaren düşmanla çarpışan erzurumlu kara fatma'ya,
vatanı uğruna çarpışabilmek için erkek kılığına girerek cepheye koşan halime çavuş'a,
kastamonu'da kadınları örgütleyip asker için giyecek diktiren hafız selman'a,
karı-koca milli mücadeleye katılıp cephe gerisinde çeteleriyle düşmana karşı var güçleriyle çarpışan halil efe ve gördesli makbule'ye,
kocasının tek hatırası olan küpelerini bozdurup kendine tüfek alarak milli mücadele'nin sonuna kadar düşmanla savaşan çete emir ayşe'ye,
fransızlara karşı usanmadan çarpışan ve sonucunda şehit olan tayyar rahmiye'ye,
antep'in 'gazi' olmasındaki en büyük pay sahiplerinden şahin bey'e,
maraş'ın 'kahraman'larından sütçü imam'a,
düşmanın yurda ayak bastığı ilk dakikalarda başlarına gelecekleri haykırırcasına canını feda eden hasan tahsin'e,
gelibolu'dan milli mücadele için cephane kaçıran, anzavur isyanı'nı bastırmaya çalışırken şehit düşen köprülülü hamdi bey'e,
zeybeklerin milli mücade'ye katılmasına öncülük eden yörük ali efe'ye,
düzenlediği baskınlarla tutuklu bulunan vatansever aydınları kurtaran yahya kaptan'a,
bugünleri görmemizi sağlayan, tek amacı hür yaşamak ve vatanını kurtarmak olan sayısız mehmet'e; dedelerimize,
hepsi birer askeri deha olan yüzbaşı şerafettin izmir'e, korgeneral kazım karabekir'e, korgeneral ali fuat cebesoy'a, korgeneral nihat anılmış'a, korgeneral nurettin sakallı'ya, orgeneral ismet inönü'ye, orgeneral abdurrahman nafiz gürman'a, orgeneral kazım özalp'e, orgeneral fahrettin altay'a, orgeneral yakup şevki sübaşı'ya, orgeneral cevat çobanlı'ya, mareşal fevzi çakmak'a, başkomutan mustafa kemal atatürk'e ve saymakla bitmeyecek nice kahramana teşekkür ederim.
milli mücadele sırasındaki kahramanlıkları olmasaydı ne bağımsız bir şekilde yaşıyor olabilirdik ne de bugün kutladığımız cumhuriyetimizin bir anlamı olurdu. 91 sene önce bugün bir halk zaferin süregelen gururuyla ancak aynı zamanda da belirsizlik ve yoksulluğun hüznüyle uyudu, cumhuriyet'e uyandı. 29 ekim 1923'ten sonra belirsizlik gitti, yoksulluk azaldı. geriye sadece başı dik ve azimli bir millet kaldı. fakat maalesef o millet zamanla yavaş yavaş tekrar uyudu. korkarım ki milletimiz tekrar uyandığında her şey 10 ağustos 1920'de dayatılan şartları mumla aratacak vaziyette olabilir.
ben hala umutluyum. cumhuriyet kuruluşundaki gayeleri ve temel ilkeleriyle var olduğu müddetçe de ummaya devam edeceğim.
cumhuriyet bayramımız kutlu olsun!
9 yaşından itibaren 70. alay'daki babasının yanında cephede bulunan ve elinden geldiğince iş yapan nezahat baysel'e,
inebolu'dan ankara'ya kağnısıyla cephane taşırken battaniyesini kendi üzerine değil ıslanmasın diye cephanenin üzerine örtüp neticesinde donarak şehit olan şerife bacı'ya,
tamamen kadınlardan oluşan birliği ile işgalin ilk günlerinden itibaren düşmanla çarpışan erzurumlu kara fatma'ya,
vatanı uğruna çarpışabilmek için erkek kılığına girerek cepheye koşan halime çavuş'a,
kastamonu'da kadınları örgütleyip asker için giyecek diktiren hafız selman'a,
karı-koca milli mücadeleye katılıp cephe gerisinde çeteleriyle düşmana karşı var güçleriyle çarpışan halil efe ve gördesli makbule'ye,
kocasının tek hatırası olan küpelerini bozdurup kendine tüfek alarak milli mücadele'nin sonuna kadar düşmanla savaşan çete emir ayşe'ye,
fransızlara karşı usanmadan çarpışan ve sonucunda şehit olan tayyar rahmiye'ye,
antep'in 'gazi' olmasındaki en büyük pay sahiplerinden şahin bey'e,
maraş'ın 'kahraman'larından sütçü imam'a,
düşmanın yurda ayak bastığı ilk dakikalarda başlarına gelecekleri haykırırcasına canını feda eden hasan tahsin'e,
gelibolu'dan milli mücadele için cephane kaçıran, anzavur isyanı'nı bastırmaya çalışırken şehit düşen köprülülü hamdi bey'e,
zeybeklerin milli mücade'ye katılmasına öncülük eden yörük ali efe'ye,
düzenlediği baskınlarla tutuklu bulunan vatansever aydınları kurtaran yahya kaptan'a,
bugünleri görmemizi sağlayan, tek amacı hür yaşamak ve vatanını kurtarmak olan sayısız mehmet'e; dedelerimize,
hepsi birer askeri deha olan yüzbaşı şerafettin izmir'e, korgeneral kazım karabekir'e, korgeneral ali fuat cebesoy'a, korgeneral nihat anılmış'a, korgeneral nurettin sakallı'ya, orgeneral ismet inönü'ye, orgeneral abdurrahman nafiz gürman'a, orgeneral kazım özalp'e, orgeneral fahrettin altay'a, orgeneral yakup şevki sübaşı'ya, orgeneral cevat çobanlı'ya, mareşal fevzi çakmak'a, başkomutan mustafa kemal atatürk'e ve saymakla bitmeyecek nice kahramana teşekkür ederim.
milli mücadele sırasındaki kahramanlıkları olmasaydı ne bağımsız bir şekilde yaşıyor olabilirdik ne de bugün kutladığımız cumhuriyetimizin bir anlamı olurdu. 91 sene önce bugün bir halk zaferin süregelen gururuyla ancak aynı zamanda da belirsizlik ve yoksulluğun hüznüyle uyudu, cumhuriyet'e uyandı. 29 ekim 1923'ten sonra belirsizlik gitti, yoksulluk azaldı. geriye sadece başı dik ve azimli bir millet kaldı. fakat maalesef o millet zamanla yavaş yavaş tekrar uyudu. korkarım ki milletimiz tekrar uyandığında her şey 10 ağustos 1920'de dayatılan şartları mumla aratacak vaziyette olabilir.
ben hala umutluyum. cumhuriyet kuruluşundaki gayeleri ve temel ilkeleriyle var olduğu müddetçe de ummaya devam edeceğim.
cumhuriyet bayramımız kutlu olsun!